Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Temel Ceza Hukuku İlkelerinin Disiplin, Fiil ve Yaptırımlarına Uygulanabilirliği

Applicability of the Fundamental Principles of Criminal Law to the Discipline Acts and Sanctions

Nİda ERDEM

Disiplin hukuku kapsamında tesis edilen idari işlemler mevzuattan ve içtihattan doğan birçok temel ilkeye tabidir. Ceza hukuku alanında geçerli olduğu bilinen bu temel ilkeler, bazen farklı şekillerde de olsa disiplin hukuku alanında da uygulanabilmektedir. Çalışmamızda daha ziyade güncel yargı kararlarına yansımış, uyuşmazlık konusu ilkelere yer verilmiştir. Çalışmanın amacı temel ceza hukuku ilkeleri hakkında teorik bilgiler vermekten ziyade, bu ilkelerin disiplin hukukunda ve yargı kararlarında ne şekilde karşılığını bulduğunun incelenmesi, geçmiş yıllara nazaran yargı uygulamasında bir değişiklik olup olmadığının tespit edilmesi ve söz konusu yargı kararlarının değerlendirilmesidir. Bu kapsamda özellikle içtihatta değişiklik gösteren ve mümkün oldukça en son tarihli güncel kararlara yer verilmeye çalışılmıştır.

Temel Ceza Hukuku İlkeleri, Disiplin Hukuku, Disiplin Fiili, Disiplin Soruşturması, Disiplin Yaptırımı.

Administrative actions established within the scope of disciplinary law are subject to a number of fundamental principles arising from legislation and the case law. These principles, which are known to be valid in the field of criminal law, can also be applied in the field of disciplinary law, albeit in different ways. Essentially, the principles reflected in current judicial decisions are included in this study. Rather than providing theoretical information about the fundamental principles of criminal law, the study’s goal is to peruse how these principles correspond to case law and discipline law, to determine whether there is a change in judicial practice compared to previous years or not, and to evaluate the judicial decisions in question. It has been attempted in this context to include the most recent judicial decisions that diverge from the established case law.

Fundamental Principles of Criminal Law, Discipline Law, Discipline Act, Disciplinary Proceeding, Disciplinary Sanction.

Giriş

Kamu hizmetinin sürekliliği ilkesi çerçevesinde bu hizmetlerin düzenli ve verimli bir şekilde sunulması gerektiğinden, söz konusu hizmetlerin sunumunda görev alan memurların ve diğer kamu görevlilerinin en iyi şekilde çalışabilmelerini sağlamak ve onların çalışma düzeni ile kamu düzenini bozan davranışların önlenmesi veya bozulan düzenin yeniden sağlanabilmesi için disiplin hukuku büyük önem arz etmektedir.1 Bu bağlamda memurların ve kamu görevlilerinin birlikte ve düzenli çalışmasının sağlanabilmesi için uygulanan idari yaptırımlarından biri de disiplin yaptırımlarıdır.2

Disiplin hukuku kapsamında tesis edilen idari işlemler mevzuattan ve içtihattan doğan birçok temel ilkeye tabidir. Ceza hukuku alanında geçerli olduğu bilinen bu temel ilkeler, bazen farklı şekillerde ve idare hukukunun özellikleriyle uyumlaştırılarak disiplin hukuku alanında da uygulanabilmektedir.3 Ele alınabilecek birçok ilke olmakla beraber çalışmamızda daha ziyade yargı kararlarına yansımış, uyuşmazlık konusu olmuş ilkelere yer verilmiştir. Bu ilkelerin incelenmesi bakımından da idari işlemin unsurları düşünülerek ve birbiri ile yakın ilişkide olan ilkeler sıralı olarak ele alınmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda kanunilik ilkesi, şahsilik ilkesi, şüpheden sanık yararlanır ilkesi ve özel hayata saygı ilkeleri işlemin daha ziyade hukuki ve maddi sebebini ilgilendirebileceğinden öncelikle bu ilkelere özgü açıklamalara yer verilmeye çalışılmıştır. Bu ilkelerin devamında savunma hakkı ilkesi ve ceza kovuşturması ile disiplin soruşturmasının bağımsızlığı ilkesi ise bir usul öngördüklerinden işlemin daha ziyade şekil/usul unsuru kapsamında düşünülerek ele alınmıştır. Tek fiile tek ceza ve ölçülülük ilkelerine de, daha ziyade konu unsurundaki uyuşmazlıklarda ortaya çıktıkları düşünülerek son sırada yer verilmiştir.

Çalışmada ele aldığımız temel ceza hukuku ilkeleri dışında da birçok temel ilke disiplin hukukunda uygulama alanı bulabilmektedir. Örneğin idarenin işlemlerinde geçerli olan gerekçe belirtme ve başvuru yollarının gösterilmesi (AY m.40/2) ilkesi elbette disiplin yaptırımları bakımından da uygulanması gereken ilkelerdendir. Kanunu bilmemenin mazeret sayılmaması,4 geçmişe yürümezlik,5 lehe kanunun uygulanması6 ve aleyhe bozma/aleyhe düzeltme yasağı7 gibi ilkeler de, zaman zaman aksi yönde yargı kararları veriliyor olsa da, kural olarak disiplin yaptırımları alanında uygulanmaktadır.8 Bu ilkelere de kısaca “diğer ilkeler” başlığı altında değinilmiştir.

Çalışmanın amacı temel ceza hukuku ilkeleri hakkında teorik bilgiler vermekten ziyade, bu ilkelerin disiplin hukukunda ne şekilde uygulandığının ve yargı kararlarında ne şekilde karşılığını bulduğunun incelenmesi, geçmiş yıllara nazaran yargı uygulamasında bir değişiklik olup olmadığının tespit edilmesi ve değerlendirilmesidir.

Bahse konu temel ilkeler incelenirken 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK) baz alınmış, özel kanunlara örnek olması bakımından da yer yer 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu hükümlerine değinilmiştir.

I. Kanunilik İlkesi

Suçta ve cezada kanunilik ilkesi, hiç kimseye kanunda suç olarak belirtilmeyen bir fiilden dolayı ceza verilemeyeceği gibi, kişinin işlemiş olduğu fiilin karşılığında kanunda yer almayan bir ceza da verilemeyeceğini ifade etmektedir.9 Bu ilke kural olarak disiplin fiil ve yaptırımları bakımından da geçerli bir ilkedir.10 Örneğin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda (DMK) “devlet memurluğundan çıkarma” yaptırımı düzenlenmiş; ancak “meslekten çıkarma” yaptırımı düzenlenmemiştir. Söz konusu Kanunun 125’inci maddesi kapsamında “devlet memurluğundan çıkarma” yaptırımı için öngörülen fiillerden birinin işlenmesi halinde idare, kanunda yer almayan “meslekten çıkarma” veya başka bir yaptırımın uygulanmasına karar veremeyecektir. Ancak Anayasa Mahkemesi disiplin yaptırımlarının hürriyeti bağlayıcı nitelikte olmaması ve idari usuller izlenerek verilmesi sebebiyle, disiplin hukukunda kanunilik ilkesinin ceza hukuku yaptırımlarına nazaran daha esnek uygulanması gerektiğini de belirtmiştir.11

Belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri kapsamında disiplin fiil ve yaptırımlarının da kanunda kural olarak açıkça düzenlenmiş olması gerekmektedir. Nitekim Anayasa’nın 128’inci maddesinde kamu görevlilerinin diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği belirtilmiş ve Anayasa Mahkemesi içtihadında “diğer özlük işleri” kapsamına disiplin fiil ile yaptırımlarının da girdiği ifade edilmiştir.12 Ancak bir kısım disiplin yaptırımına özgü fiillerin kanunda hiç düzenlenmediği, eksik düzenlendiği veya fiil düzenlense dahi yeterli açıklıkta olmadığı hallere rastlanmaktadır. Dolayısıyla, disiplin yaptırımları bakımından “cezada kanunilik ilkesi” geçerli iken, disiplin fiillerinin düzenlemesi bakımından “suçta kanunilik ilkesinin” her durumda geçerli olmadığı söylenebilecektir.13 Disiplin fiil ve yaptırımlarının hukuksal metinlerde düzenlenmesi hususunda iki yaklaşım olduğu, bir yaklaşımda tüm fiil ve yaptırımların liste halinde düzenlendiği; diğer yaklaşımda yaptırımların düzenlenip, fiillerin belirlenmesinde idareye takdir hakkı bırakıldığı belirtilmektedir.14

Ancak fiillerin belirlenmesi hususunda idareye takdir yetkisi tanınan haller de dahil olmak üzere Danıştay uygulaması disiplin yaptırımına sebebiyet veren disiplin fiilinin hangi kanunun hangi hükmüne dayanılarak verildiğinin işlemde belirtilmesi gerektiği yönündedir. Örneğin 2021 tarihli bir Danıştay kararında suç ve cezaların kanuniliği ilkesiyle ilgili şu ifadelere yer verilmiştir:15

... Disiplin cezaları açısından da geçerli olan suç ve cezaların kanuniliği ilkesi gereğince disiplin cezası veren disiplin kurulları ve disiplin amirlerince disiplin cezasına konu eylemin niteliği itibarıyla hangi madde, bent veya fıkra kapsamında olduğunun ve hangi cezanın verilmesi gerektiğinin net bir şekilde tespit edilmesi ve disiplin cezası verilmesine ilişkin işlemlerde de ceza maddesinin ve verilen cezanın somut bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir. Bu gereklilik; esasen işlemin yargısal denetiminin yapılmasında olduğu gibi, yeni bir fiili nedeniyle ceza işlemine muhatap olacak kamu görevlisinin geçmişte ceza verilmesine sebep olan fiilinin tekerrüründe bir derece ağır ceza verilmesi noktasında yapılacak değerlendirmelerde de büyük önem taşımaktadır.