Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avrupa Birliği’nde Yargılama Öncesi Tutukluluk

Catherine HEARD 


Bu makalede, günümüz Avrupası’nın yargılama öncesi tutukluluk sistemlerindeki eksiklikler müvekkillerimizin deneyimleriyle, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarıyla ve yeni akademik araştırmayla örneklendirilerek incelenmektedir. Avrupa Birliği’nin tutuklamaya, kefalete ve tutuklu nakline ilişkin yeni yasal çalışması irdelenmektedir. Makalede, Avrupa ülkeleri arasında Avrupa Tutuklama Emri ile sonuçlanan kovuşturma (prosecutorial) ve adli işbirliğine verilen on yıllık bir önemden sonra, sanık haklarını adalet gündemine iade etmeye yönelik gecikmiş çabalarla Sözleşmedeki hakları korumak için yapılanların yeterli olup olmadığı sorgulanmaktadır.

Avrupa Birliği, on yılı aşkın bir süredir ceza adaleti politikasını Avrupa’yı “adalet, özgürlük ve güvenlik alanı” yapmaya odakladı. 11 Eylül sonrası politika, sınır ötesi polis ve adli işbirliğini geliştirmeye yöneltildi.

Yargı kararlarının “karşılıklı tanınması”, tutukluluk koşullarının yanı sıra belli başlı ceza kanunlarının ve usûli işlemlerin hiçbir şekilde aynı olmadığı Avrupa ülkelerinde şu anda temel ilkedir. Avrupa Birliği’nde birçok “karşılıklı tanıma aracı” istikrarlı olarak benimsendi. O kadar çok ki, uygulamacılar ve savcılar tüm bunları takip etmekte zorlanıyor. En önemli araç Avrupa Tutuklama Emridir (EAW). Avrupa Tutuklama Emri şu ana kadar farklı Avrupa ülkelerinde suçlamalarla yüz yüze gelen binlerce kişinin iade edilmesinde veya bazen yokluklarında verilmiş olan hapis cezalarını çekmelerinde kullanıldı. Talep eden ülke Avrupa Tutuklama Emri formunu doğru bir şekilde doldurduğu sürece, kararı infaz eden ülkelerin mahkemelerinin hızlı iade taleplerini esas itibariyle reddetmesi mümkün değil.