Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Cinsel Suçları Önlemede 
kimyasal Kastrasyon Seçeneği

CHEMICAL CASTRATION AS AN OPTION IN PREVENTING SEXUAL CRIMES

Pervin Aksoy İPEKÇİOĞLU

Özet: Kastrasyon, özellikle erkek cinsel suçluların erkeklik hormonu üreten testislerinin cerrahi müdahale ile alınması ya da ilaçla bu horm onun üretilmesinin azaltılması olarak tanımlanır. Kastrasyon, kimyasal ya da cerrahi nitelikte olabilir. Cerrahi kastrasyon, erkek pedofillerin testislerinin alınarak yeniden suç işlemelerini önlemek için uygulanan yöntemdir. Bu tedavide bireyin üreme organları alınarak erkeklik hormonu en az seviyeye indirilir. Kimyasal kastrasyon tedavisinde ise erkek pedofillere antiandrojen ilaçlar verilerek, erkeklik hormonu azaltılmaya çalışılır. Çocuklara karşı cinsel istek duyan kişilere “pedofil” denilir. Pedofiller, çocuklara karşı kontrol edilemez bir cinsel istek duyarlar. Bu kişiler, cinsel dürtülerine göre hareket ederler ve cinsel tercihlerini çocukların bedenine yönelik olarak kullanırlar. Dünyada yapılan istatistikî çalışmalar, pedofilleri harekete geçiren cinsel güdünün, uzun hapis cezalarıyla azaltılmasının mümkün olmadığını göstermiştir. Bu nedenle, devletler cinsel suçluların cinsel tercihlerinin değişmeyeceğinin bilinciyle alternatif seçenekler düşünmeye başlamışlardır. Pedofilik bireylerin tedavisinde amaç, onların cinsel eğilimlerini değiştirmek değil, bu eğilimler doğrultusunda yeniden eylemde bulunmalarını azaltmaktır. Bu amaç doğrultusunda birçok ülkede pedofilik bireylere adli ve klinik izleme, psikoterapi, psiko-farmakolojik ilaçlar ile kimyasal ve cerrahi kastrasyon uygulanmaktadır Türkiye’de de çocukların cinsel istismarındaki artış ve bu suçların işlenmesinin engellenememesine çare olarak kimyasal kastrasyon yöntemi tartışılmaya başlanmıştır. Kastrasyon, bireylerin yaşamlarını sürdürmek için katlanmak zorunda oldukları bir tedavi yöntemi değildir, bu nedenle bu tedavi yöntemi sonucunda ortaya çıkacak yan etkilerin titizlikle tartışılması ve bireysel özgürlüklerle sosyal savunma arasındaki hassas dengenin kamu vicdanını yaralamayacak şekilde oluşturulması gerekir.

Anahtar Kelimeler: Kimyasal Kastrasyon, Cerrahi Kastrasyon, Pedofil, Tedavi.

Abstract: Statistical studies in the world have shown that long prison sentences are ineffective to reduce the sexual urge of motivating pedophilia. As a result of repeated sexual crimes of pedophilia individuals, it has been understood that only prison sentences are ineffective to prevent commiting the sexual crimes. Therefore, states have started to consider alternative options to prevent the sexual crimes of pedophilia. Castration is an alternative option of solving this problem. Castration has two forms: The first form is surgical castration. It is an operation to remove the testis that produce the testosterone. The second form is chemical castration, which is a kind of method that medicine is given regularly to reduce the production of testosterone. So, when the testosterone is reduced in any forms, the pedophilia does not desire the sexual activities. The fact that there is an increase of child sexual abuse in Turkey, chemical castration has been started to be discussed. Chemical castration is not a kind of treatment that the individuals have to put up with it for their survival. So the side effects of this method have been stated and carefully discussed. A sensitive balance has to be created between the individual liberties and the social defense in order not to damage the social conscience.

Keywords: Chemical Castration, Surgical Castration, Pedophilia, Treatment

GİRİŞ

Tarih boyunca cinsel suçluları cezalandırmak ya da tedavi etmek amacıyla kastrasyon yönteminin kullanıldığı bilinmektedir. Bu yönteme dinî, müzikal ve tıbbî amaçlarla da başvurulmuştur. Bugün birçok devletin hukuk düzeninde uygulama alanı bulan kastrasyon, kısa bir süre önce Türkiye’nin de tartıştığı konulardan biri olmuştur.

Kastrasyon, özellikle erkek cinsel suçluların erkeklik hormonu üreten testislerinin cerrahi müdahale ile alınması ya da ilaçla bu hormonun üretilmesinin azaltılması olarak tanımlanır1. Birçok devlet, cinsel suçluların psikolojik ve psikofarmakolojik terapilerle cinsel eğilimlerini değiştiremedikleri ve dolayısıyla bu bireylerin yeniden suç işlemelerini engelleyemedikleri için, zorunlu ya da gönüllü olarak cerrahi veya kimyasal kastrasyon yöntemine başvurulabileceğine dair yasal düzenlemeler getirmiştir.

Türkiye’de de çocukların cinsel istismarındaki artış ve bu suçların işlenmesinin engellenememesine çare olarak kimyasal kastrasyon yöntemi tartışılmaya başlanmıştır. Kastrasyon, bireylerin yaşamlarını sürdürmek için katlanmak zorunda oldukları bir tedavi yöntemi değildir, bu nedenle bu tedavi yöntemi sonucunda ortaya çıkacak yan etkilerin titizlikle tartışılması ve bireysel özgürlüklerle sosyal savunma arasındaki hassas dengenin kamu vicdanını yaralamayacak şekilde oluşturulması gerekir.