Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Hakaret Suçu

İlhan Üzülmez

I. GENEL OLARAK

Bireyin maddi (fiziki) varlığı kadar, manevi varlığını korumak da vazgeçilmez önemdedir. Esasen sadece fiziki varlığın korunup, şeref ve haysiyetin korumasız bırakılması, kişinin tam olarak korunmadığı anlamına gelir. Nitekim gerek uluslararası insan hakları metinlerinde, gerekse ulusal anayasa ve kanunlarda kişiler hep maddi ve manevi varlığı ile bir bütün olarak hukukun korunmasına alınmışlardır. Kişinin haysiyeti ve onuru, onun hayatı ve vücut bütünlüğü değerleri kadar önemlidir. Anayasanın 17. maddesinde de insanın maddi ve manevi varlığı birlikte korunmaktadır. Öldürme ve yaralama suçlarıyla insanın maddi varlığını koruma altına alan ceza kanunu, hakaret suçuyla da kişinin şerefini korumaktadır.

Hakaret suçu, TCK’nın ikinci kitabının kişilere karşı suçlara ilişkin ikinci kısmının “şerefe karşı suçlar” başlığını taşıyan sekizinci bölümünde yaptırım altına alınmıştır. Kanunun bu bölümünde, “hakaret” ve “kişinin hatırasına hakaret” olmak üzere iki ayrı suç tipi düzenlenmiştir.

Kanunun bu bölümünde “genel tahkir suçları” olarak nitelendirilen, kişilerin şeref ve haysiyetini küçültücü nitelikteki fiiller yaptırım altına alınmıştır. Kanunda, bu suçların dışında “özel tahkir suçları” şeklinde adlandırılabilecek özel nitelikteki hakaret suçlarına da yer verilmiştir1. Örneğin, “Cumhurbaşkanı’na hakaret” (m. 299), “Devletin egemenlik alametlerini aşağılama” (m. 300), “Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama” (m. 301) ve “Yabancı devlet bayrağına karşı hakaret” (m. 341) suçları, özel tahkir suçlarıdır.