Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Temel Haklar ve İlkeler Doğrultusunda İletişimin Denetlenmesi Tedbiri ve Kişisel Güvenlik

H.Hande ATAY

“BİRİ BİZİ DİNLİYOR!”*

Şiddetin hakim olduğu bir dünyada, insan hakları ve hukuk devleti ilkesinin oldukça uzağında olan ülkelerden biri olan Türkiye, söz konusu güvenlik olunca, her insanını potansiyel birer tehlike olarak görmektedir. İnsanlara duyulan bu güvensizlik, sıklıkla “güvenlik” gerekçesiyle haklar ve özgürlükler üzerindeki kısıtlamalar olarak kendini göstererek kişi özgürlüğünün bir parçası olan kişisel güvenliği tehdit etmektedir. Yasal zeminler üzerinden de meşrulaştırılan güvensizlik, mevcut düzen içerisinde korku politikası temelinde bilinçli olarak şekillendirilmekte ve özgürlüklerinden yoksun bırakılan insanlar, yapılan hukuksuzluklara razı gelmektedir. Suç işlenmesinden önce de “önleyici” düstûruyla ortaya çıkan iletişimin denetlenmesi tedbiri, ilgili kanunlarda güvenlik güçlerine ve istihbarat servislerine geniş yetkiler tanımaktadır. Haberleşme özgürlüğü, özel yaşamın gizliliği gibi insan hakları, yasal düzenlemeler yerine güvenlik güçlerinin kişisel algıları tedbire dayanak edilerek savunmasız bırakılmıştır. İletişimin denetlenmesi tedbiri de, amacından çok uzak olarak, adeta bir “başucu tedbiri” olarak kullanılmaktadır. Bu tedbirlerin gizli olması ihlallerin belirlenmesi bakımından da ayrıca bir sorun yaratmaktadır. Oysaki açık müdahale niteliği taşıyan faaliyetlerin denetlenilebilirliği ve yasal düzenlemelerin objektif kıstasları olması gerekliliği hukuk devleti ilkesi açısından hayati önem taşımaktadır. Sıklıkla gündemde yerini bulan ülke genelinde dinleme kararlarının veriliyor olması ve bu konuda bilgi edinme başvurularının dahi yapılıyor olması konunun önemini ortaya koymaktadır. Bu sebeple bu çalışmada insan hakları ve temel ilkeler doğrultusunda, CMK ve PVSK, JTGYK, Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu düzenlemeleri incelenecek, somut örnekler doğrultusunda kişisel güvenlik kavramı irdelenecektir.

Yasak Deliller, Önleme, Haberleşme Özgürlüğü, Ölçülülük İlkesi, Özel Hayatın Gizliliği Hakkı, Kanunla Sınırlama İlkesi, Demokratik Toplumda Gereklilik İlkesi.

I. GİRİŞ

Özgürlük ve güvenlik etrafında şekillenen insan haklarının sınırlanması konusu, terör, casusluk, iç güvenlik, dış güvenlik gibi devletin egemenlik kaygılarıyla daima bireysel özgürlükler aleyhine şekillenmiştir. Bu güvensizlik hali öylesine yoğunlaştırılmıştır ki bireyler hak ve özgürlük taleplerini bile kendilerine dayatılan güvenlik algıları çerçevesinde dillendirmeye başlamış ve bir süre sonra da istisnaların kurala dönüştüğü bir düzen içerisinde yaşamayı sessizce kabullenmişlerdir.

Küreselleşmenin teknoloji boyutuyla birlikte “devlet güvenliği” gerekçesiyle “kişi özgürlüğü ve güvenliği”ni sınırlamak çok daha kolay bir hale gelmiştir. İletişimin denetlenmesi tedbiri de devletin uzun kulakları olarak şiddet tekeli içerisinde misyonunu yerine getirmek üzere konuşlanmıştır.