Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Adil Yargılanma Hakkının Bir Unsuru Olarak Aleni Yargılanma Hakkı

Hüseyin Turan

1. ALENİ YARGILANMA HAKKININ DÜZENLENİŞİ

Yargılama, belirli bir zaman dilimi içinde, belirli aşama ve devrelerden geçilerek tamamlanan ve bu süreç içinde oluşan ve gerçekleşen bir işlem, bir faaliyettir. Bundan dolayı yargılama belirli bir şekil çerçevesinde yürütülür ve sonlandırılır.1 Bu sebeple yargılamanın şekle ilişkin ilkeleri de vardır. Yargılamanın şekle ilişkin şartları, daha ziyade duruşmaların yapılması ile ilgili olup, yargılamaya damgasını vuran, yargılamanın şekle ilişkin en önemli ilkelerinden birisi yargılamanın makul bir sürede yapılıp bitirilmesidir. Yargılamanın şekle ilişkin diğer bir ilkesi de hiç şüphesiz kamuya açıklık, yada alenilik ilkesidir, bir başka deyişle yargılamanın aleni bir biçimde, herkese açık olarak yapılmasıdır.2

Adil yargılanma hakkının kurumsal ilkelerinin yanında şekle ilişkin ilkeleri de vardır. Örneğin mahkemelerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı, adil yargılanma hakkının kurumsal ilkelerinden en önemlisidir. Davanın aleni, bir başka deyişle kamuya açık bir şekilde yapılması, görülmesi ve bitirilmesi ise adil yargılanma hakkının şekle ilişkin temel ögelerinden birisini oluşturur. Yargılamanın aleni bir şekilde yapılması, yargılama sürecinin ve adil yargılanma hakkının en önemli ve en temel ilkelerinden birisidir. Duruşmaların aleniyeti yahut aleni yargılanma hakkı, usul hukukunun da en eski ve en esaslı kaidelerinden biri olarak bilinmekte ve kabul edilmektedir.3

Temel usulü muhakeme kaidelerinden biri olan davanın aleni bir biçimde yapılması usulü, yargılamanın geçirdiği evrimler sonrasında Aydınlanma düşünürlerin de katkısıyla yargılamanın kapalı kapılar ardında cereyan etmeyip halkın önünde, halka açık bir şekilde yapılması amacıyla kabul edilmiş bir ilkedir. Duruşmaların aleniyeti, Engizisyon mahkemelerindeki insanlık dışı uygulamalar ve Fransız devriminden sonra daha çok önem kazanmıştır.4 Günümüzde de aleniyet ilkesi öneminden bir şey kaybetmiş olmayıp güncelliğini korumaktadır. Bu hak gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde ve Mahkemesinde, gerekse ulusal düzeyde hukuki bir düzenleme olarak ele alınmıştır. Bununla birlikte davalara da konu olmaya devam etmektedir.