Kışkırtıcı Ajanın (Ajan Provokatör) Cezaî Sorumluluğu
Önder Tozman
Giriş
Uygulamada yaygın olarak kullanıldığı bilinmekle beraber, Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)’ nun 139. maddesinde gizli görevli adıyla yeni bir yasal tedbirin kabul edilmesiyle kışkırtıcı ajan (ajan provokatör) kurumu yeniden gündeme gelmiştir.
Kışkırtıcı ajan/ajan provokatör, her zaman eleştirilen ancak hiçbir dönemde hiçbir devletin vazgeçmediği bir araç olarak günümüze kadar kullanılagelmiştir. Hatta bugün polisin son çare olarak başvurduğu bir araç değil, amaca uygun rutin bir uygulama olarak görülmektedir1. Özellikle son yıllarda gündemden düşmeyen bazı olaylarda polisin bu yönde uygulamalar yaptığı ve bazılarında sonuçların çok ağır olduğu anlaşılmaktadır.
Bir hukuk devletinde kışkırtıcı ajan kullanılıp kullanılamayacağı sorunu öteden beri tartışılsa da, uygulamada özellikle organize suçlulukla mücadelede önemli bir araç olmuş, zaman zaman değişik isimlerle gündeme gelmiştir. Kışkırtıcı ajanın/ajan provokatörün cezalandırılıp cezalandırılamayacağı konusu, cezalandırılmayacaksa bunun temeli ve şartlarının ne olacağı sorusunu cevaplamak bu nedenle önemini korumaktadır.