Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Pay Senetleri ve İlmühaberlerin Zayi Olması ve İptali

Loss and Cancellation of Share Certificates and Interim Share Certificates

Ali Murat SEVİ

Pay senetleri ve ilmühaberlerin zayi olmaları hâlinde, sahip oldukları kıymetli evrak vasfına istinaden hak sahibi tarafından mahkemeden iptal edilmeleri talep olunabilir. Bu bağlamda, senet zilyetliğinin hamilin elinden rızası bulunmaksızın çıkmış olması neticesinde, senedin üzerinde üçüncü kişilerce tekrar hâkimiyet tesisi ihtimali varsa, öncelikle önleyici tedbirler alınmasının mahkemeden hak sahibi tarafından talep edilmesi ve böylece senedi eline geçiren ve şekli anlamda hak sahibi gözüken kişinin ortaklık tarafından pay sahibi olarak tanınmasının ve pay sahipliğinden kaynaklanan idari ve mali hakları kullanmasının önüne geçilmesi gerekir. Pay senedinin kimin elinde olduğu biliniyorsa, o kişiye karşı iade davası açılması için mahkemece talep sahibine uygun bir süre verilir. Pay senedinin kimin elinde olduğu bilinmiyorsa yahut senet kullanılamaz hâle gelmişse, mahkeme kararı ile iptal edilir. Kanunda öngörülen kıymetli evrakın iptaline ilişkin hükümler, alacak senedi vasfındaki kambiyo senetleri üzerinden düzenlenmiştir. Bu bakımdan, söz konusu hükümleri pay senetleri hakkında uygularken, pay senetlerinin kıymetli evrak olarak taşıdıkları alacak senetlerinden farklı özellikleri ve Ortaklıklar Hukuku’na ilişkin prensipler ile kanuni düzenlemelerin dikkate alınması ihtiyacı ortaya çıkar. Çalışmamızda, pay senetlerinin zayi olmaları hâlinde başvurulacak kıymetli evrakın iptaline ilişkin hükümler incelenmekte ve bu hükümlerin yukarıda belirtilen ihtiyaç doğrultusunda yorumlanarak uygulanmasına ilişkin düşüncelerimiz paylaşılmaktadır.

Kıymetli Evrak, Pay Senedi, İlmühaber, Zayi Olma, İptal.

In the event that share certificates and interim share certificates have been lost, the beneficiary of the certificates is entitled to request their cancellation from the court, based on the fact that those certificates are qualified as negotiable instruments. In this respect, if there is a possibility that the certificate is possessed by any third party as a result of unintentional loss of the certificate’s possession by the bearer, it would be necessary to request from the court by the beneficiary to take preventive measures and accordingly to prevent the third party, who took possession of the certificate and formally appears as the new beneficiary, from being recognized by the company as a shareholder and thus from exercising the shareholding rights. If the identity of the person who took possession of the share certificate is known, the court shall grant an appropriate time period to the claimant to file a restitution lawsuit against such person. In case it is unknown who took possession of the share certificate or if the share certificate became unusable, then the share certificate would be cancelled through the ruling of the court. The statutory provisions regarding cancellation of negotiable instruments are generally regulated by taking account of bills and notes that involve monetary claims. In this respect it shall be necessary to consider the different characteristics of share certificates diverging from bills and notes that involve monetary claims and the principles, as well as statutory provisions governing Company Law, while implementing the said provisions regarding the cancellation of negotiable instruments in respect of share certificates. In this paper, the provisions that are being applied in the event of loss of share certificates shall be reviewed and our thoughts and considerations on interpretation and implementation of those provisions in accordance with the above-mentioned necessity shall be expressed.

Negotiable Instrument, Share Certificate, Interim Share Certificate, Become Loss, Cancellation.

Giriş

Anonim ortaklıkların çıkardıkları pay senetleri ve ilmühaberlerin zayi olmaları hâlinde, kıymetli evrak niteliği taşımalarına binaen kanunda öngörülen usul doğrultusunda iptal edilebilmeleri mümkündür. Kıymetli evrakın zayi olması durumunda uygulanacak iptale ilişkin kanuni hükümler, alacak senetleri arasında sayılan kambiyo senetlerinin taşıdıkları özellikler dikkate alınarak düzenlenmiştir. Bilhassa emre yazılı senetlerin iptali, TTK m.831/2’nin yaptığı gönderme ile bütünüyle poliçenin iptaline ilişkin hükümlere tâbidir. Kambiyo senetleri, kurucu nitelik taşıyan, sebepten soyut ve senedi devralanın, hem devreden kişinin yetkili olduğuna hem senetteki hakkın varlığına inancının korunduğu senetlerdir. Pay senetleri ise içerdikleri hakların niteliği ve kullanılış yöntemi, açıklayıcı nitelik taşımaları, sebebe bağlı ve hakkın varlığı ve kapsamı bakımından iyiniyetin korunmadığı senetler olmaları ve hamiline yazılı pay senetleri dışında devirlerinin ortaklığın onayına bağlanabilmesi itibarıyla, bu senetlerden farklıdırlar.

Gerçekten de, kambiyo senetleri özelinde alacak senetleri, bir miktar nakit para için düzenlenerek, vadesi geldiğinde borçluya ibraz edilmek suretiyle kural olarak nakden ve tamamen ödenir ve bu şekilde kambiyo ilişkisi sona ererek borç ortadan kalkar. Aşağıda detayları ile inceleneceği üzere, pay senetleri ve ilmühaberler ise pay sahipliğinden kaynaklanan mali ve idari hakları içerir ve pay hukuken varlığını koruduğu müddetçe, pay sahibi tarafından söz konusu haklardan sürekli yahut dönemsel olarak istifade edilebilmesi mümkündür. Bu doğrultuda, kıymetli evrakın zayi olması ve iptaline ilişkin kanuni düzenlemeler pay senetleri için uygulanırken, kimi hâllerde yukarıda belirtilen çeşitli farklılıkların dikkate alınması ihtiyacı ortaya çıkar.

Çalışmamızda bu kapsamda ilk olarak, pay senetleri ve ilmühaberlerin zayi olması durumunda başvurulabilecek hukuki yollara ilişkin kanuni düzenlemelerin yorumlanması ve uygulanmasına ışık tutmak amacıyla, bu senetlerin kıymetli evrak olarak sahip oldukları özellikler üzerinde durulacaktır. Bu kısımda, diğer sermaye ortaklıkları olan limited ortaklıklar ve paylı komandit ortaklıkların çıkarabilecekleri senetlerin niteliklerine ve bu senetlerin kıymetli evrak niteliği taşımaları durumunda bunların iptaline ilişkin uygulama alanı bulabilecek hükümlere de değinilmektedir. Çalışmanın bu bölümünün ardından, pay senetleri ve ilmühaberlerin zayi olması durumunda başvurulabilecek söz konusu hukuki yollar incelenerek, konu hakkındaki değerlendirmelerimize yer verilmektedir.

I. Pay Senetleri ve İlmühaberlerin Kıymetli Evrak Niteliği

Anonim ortaklıkların ekonomik ve sosyal işlevlerinin yerine getirilmesinde, payın devredilebilir olmasının önemli etkisi vardır. Payın serbestçe, hukuken güvenli ve pratik bir biçimde devredilerek paraya çevrilebilmesi, tasarruf sahiplerinin anonim ortaklıklara duyacakları ilgiyi artırır. Bu bakımdan, anonim ortaklık paylarının devir ve tedavül yeteneğini kuvvetlendirmek, pay sahipliğini tevsik etmek ve paylar üzerinde yapılan hukuki işlemleri kolaylaştırmak amacıyla, bu payların kıymetli evrak niteliği taşıyan pay senetlerine bağlanması mümkün kılınmıştır.1

Anonim ortaklık paylarını temsilen, kıymetli evrak niteliği taşıyan nama ve hamiline yazılı pay senedi çıkarılması mümkün ve TTK m.486/2-3’te öngörülen durumlarda ise zorunludur.2 Devir şekli bakımından yaklaşıldığında, isminde geçen nama yazılı ifadesine rağmen TTK m.490/2 uyarınca ciro ve zilyetliğin geçirilmesi yoluyla devredildiklerinden, nama yazılı pay senetleri kanunen emre yazılı senet niteliği taşır.3 Devri esas sözleşme hükümleri vasıtasıyla sınırlandırılmış bağlı nama yazılı pay senetleri de aynı niteliğe sahiptir. Olumsuz (menfi) emre kaydı konulması suretiyle, nama yazılı pay senetlerinin TTK m.654 anlamında nama yazılı senet türünde düzenlenebilmesi de mümkündür.4

Hamiline yazılı pay senetleri TTK m.658 anlamında hamiline yazılı senettir. Hamiline yazılı pay senetlerinin çıkarılması TTK m.484/2 uyarınca ilgili payların bedellerinin tamamen ödenmiş olması şartına tâbidir. Hamiline yazılı pay senetleri her ne kadar senet zilyetliğinin geçirilmesi yoluyla devredilse de, 7262 sayılı Kanunla, TTK m.489’da yapılan değişiklik neticesinde, devrin ortaklık ve üçüncü kişiler hakkında hüküm ifade etmesi Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş.’ye (MKK) bildirimde bulunulmasına bağlı kılınmıştır. Bu yeni düzenleme hamiline yazılı pay senetlerinin tedavül kabiliyetini sınırlandırıcı mahiyet taşısa da, mülkiyet her halükârda zilyetliğin geçirilmesi yolu ile devredildiğinden, senedin hamiline yazılı niteliğini kanımızca değiştirmez.5

Kıymetli evrak olarak pay senetlerinin içerdikleri hak, pay sahipliğinden kaynaklanan idari ve mali haklardır.6 Pay senedinin içerdiği pay sahipliğinden kaynaklanan haklar, kural olarak devredilebilir nitelik taşır. Bununla beraber, nama yazılı paylar ve pay senetlerinin devri, esas sözleşmede öngörülebilecek bağlam adı verilen hükümler vasıtasıyla iradi olarak sınırlandırılabilir. Bu takdirde, TTK m.492 vd. hükümleri uyarınca devre anonim ortaklığın onay vermesi gerekir.7 Keza bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı payların devri de, TTK m.491 uyarınca anonim ortaklığın onayına bağlıdır. Hamiline yazılı pay senetlerinin ise devrinin sınırlandırılabilmesi mümkün değildir. MKK’ya bildirim yükümlülüğü devrin sınırlanması niteliği taşımaz.

Anonim ortaklıkların çıkardıkları pay senetleri, açıklayıcı (bildirici) kıymetli evrak niteliğini taşır.8 Zira anonim ortaklık payı ve buna bağlı haklar, kuruluş veya sermaye artırımının tescili ile birlikte oluşur. TTK m.487’de belirlenen şekil şartlarını karşılayan ve ortaklık adına imza etmeye yetkili olanlardan en az ikisi tarafından imzalanmış pay senedinin zilyetliğinin pay sahibine geçirilmesi suretiyle akdedilecek tedavül sözleşmesi vasıtasıyla, tescil ile doğmuş olan pay sahipliğinden kaynaklanan haklar pay senedine bağlanmış olur. Dolayısıyla, kurucu kıymetli evrakın aksine pay senedinin çıkarılması, payın ve paya bağlı hakların meydana gelmesinin sebebini teşkil etmez.9 Pay senetlerinin hukuki sebeple olan ilişkisine göre, sebebe bağlı (illî) kıymetli evrak türleri arasında oldukları kabul edilir.10 Payın ortaya çıkmasına dayanak teşkil eden genel kurul kararının iptal edilmesi veya fesih davasının olumlu sonuçlanması gibi pay ve paya bağlı hakların mevcudiyetini ortadan kaldırabilecek sebepler, geçersizlik defi olarak ortaklık tarafından pay senedinin tüm hamillerine karşı ileri sürülebilir.11

Yukarıda belirtilen durumla bağlantılı olarak, kanunen emre yazılı veya hamiline yazılı senet vasıflarına rağmen anonim ortaklıkların çıkardıkları pay senetlerinde, aynı türdeki kambiyo senetlerinden farklı olarak, hakkın varlığı ve kapsamı bakımından kamunun güveni (iyiniyet) koruma alanı bulmaz.12 Pay senedine bağlı olan hakların kapsamı esas sözleşme hükümleri ve ortaklığın yetkili organlarının alacağı kararlara tâbi olacağından, bu konudaki değişiklikler ve sermayenin azaltılması suretiyle payın itfası, iyiniyetli hamillere karşı da ileri sürülebilecektir.13 Buna mukabil, ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile devrolunan nama yazılı pay senetleri ile zilyetliğin geçirilmesi yoluyla devrolunan hamiline yazılı pay senetlerinde, devredenin tasarruf yetkisi açısından kamunun güveni korunur.14 Söz konusu pay senetlerinde nitelikli kıymetli evrak kaydı mevcuttur. Alacağın devri hükümleri gereğince devrolunan, TTK m.654 anlamında nama yazılı pay senetlerinde ise bu durum geçerli değildir.

Anonim ortaklığın kuruluşunun veya sermaye artırımı kararının tescilinden önce, ilgili paylar için pay senedi çıkarılamaz (TTK m.486/1). Nama yazılı pay senetlerinin bastırılması bakımından TTK m.486/2’de bir azlık hakkı öngörülmüştür. Buna göre, azlık istemde bulunursa, nama yazılı pay senedi bastırılıp nama yazılı pay sahiplerinin tümüne dağıtılır.15 Her ne kadar ilgili hükümde bir oran belirtilmiş olmasa da, burada kastedilenin teknik anlamda azınlık, yani halka açık olmayan anonim ortaklıklarda sermayenin yüzde onuna, halka açık anonim ortaklıklarda (HAAO) ise yüzde beşine karşılık gelen pay sahipleri oldukları kabul edilir.16 Hamiline yazılı paylar açısından ise bir adım öteye geçilerek, pay bedelinin tamamının ödenme tarihinden itibaren üç ay içerisinde hamiline yazılı pay senetlerinin çıkarılarak pay sahiplerine dağıtılması mecburi hâle getirilmiştir (TTK m.486/2).

Payları borsada işlem gören HAAO’ların payları, SerPK m.13 uyarınca kaydi sisteme tâbidir. Buna göre söz konusu paylar ortaklıklar tarafından fiziksel senetlere bağlı olarak çıkarılmaz; paylar ve bunlara bağlı haklar MKK tarafından elektronik ortamda kayden izlenir.17 Kıymetli evrak kavramının maddi unsurunu teşkil eden senetten yoksun olması, kayden izlenen pay senetlerinin klasik anlamda kıymetli evrak niteliğini ve buna bağlanmış olan sonuçları etkileyebilecek bir durum teşkil eder. Öğretide, kaydi sistemde izlenen anonim ortaklık paylarının senetten yoksun olmalarından kaynaklı nedenlerle kıymetli evrak sayılıp sayılmayacağı meselesi tartışmalıdır.18 Konumuz açısından yaklaşıldığında, aşağıda ayrıca üzerinde durulacağı üzere, kayden izlenen payların klasik anlamda kıymetli evrak hukuku müesseseleri ile izahı ve bu müesseselerin kayden izlenen paylar bakımından uygulama alanı bulması güçtür.19

Kıymetli evrak sayılmalarına istinaden, anonim ortaklıkların çıkardıkları pay senetleri TTK’da anonim ortaklıklar hukuku ile ilgili yer alan düzenlemelerin yanında, kıymetli evrak hukuku hükümlerine de tâbidirler. Söz gelimi nama yazılı pay senetlerinin devrinde uygulanan ciro işlemi, poliçenin cirosuna ilişkin hükümlere tâbidir (TTK m.648/1).20 Benzer şekilde anonim ortaklığın çıkardığı pay senetleri ve ilmühaberlerin zayi olması durumunda, bu senetler hakkında kıymetli evrakın iptaline ilişkin hükümler uygulama alanı bulacaktır.21

İlmühaber, pay senetleri çıkarılmadan önceki süreçte paylara tedavül kabiliyeti kazandırmak amacıyla anonim ortaklık tarafından çıkarılan ve kıymetli evrak niteliğine sahip olan senetlerdir.22 İlmühaberler pay senetleri ile prensip itibarıyla aynı şekil şartlarına tâbi olmakla beraber, baskı şartları açısından daha masrafsız ve pratik olduğundan, nihai pay senetleri çıkarılana kadar söz konusu senetlerin geçici olarak çıkarılması anonim ortaklıklar tarafından tercih edilebilmektedir.

İlmühaber çıkarılması yönetim kurulunun takdirine bağlı olup, zorunluluk arz etmez.23 Nama yazılı ve hamiline yazılı pay senetleri için çıkarılacak ilmühaberler, kuruluş veya sermaye artırımından tescilinden itibaren basılabilir.24 TTK m.486/3’te düzenlenen azınlık hakkının kullanılmasının ardından, nama yazılı pay senetlerinin basımına kadar geçecek kısa süre için yeni ilmühaber basılması söz konusu olabilir.25 Hamiline yazılı pay senetleri için çıkarılacak ilmühaberler bakımından pay bedelinin tamamen ödenmiş olması koşulu bulunmamaktadır. TTK m.481/2 uyarınca pay bedelinin tamamen ödenmesinin ardından üç ay içerisinde hamiline yazılı pay senetlerinin çıkarılması mecburi olup, pay bedellerinin ödenmesinden sonra çıkarılmak istenebilecek yeni ilmühaberler, prensip olarak, ancak söz konusu üç aylık sürede kullanılmak üzere basılabilir.26 Basılan pay senetleri, varsa çıkarılan ilmühaberlerin ortaklığa iade edilmesi suretiyle, pay sahiplerine teslim edilir.27

İlmühaberin kıymetli evrak niteliğinden şüphe yoktur.28 Yukarıda pay senetlerinin içerdiği hakların özelliği, açıklayıcı, sebebe bağlı, iyiniyetin (kısmen) korunduğu kıymetli evrak vasıfları hakkında yazılanlar, ilmühaber açısından da geçerli sayılır. 6762 sayılı mülga TTK m.411 hükmünün aksine, TTK’da ilmühaberler nama ve hamiline yazılı türlerine göre detayları ile düzenlenmemiş, bunun yerine TTK m.486/2’de pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabileceği ve ilmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmekle yetinilmiştir. Bu çerçevede nama yazılı pay senetlerine ilişkin düzenlemeler kıyasen, hem nama yazılı pay senetleri hem bedeli tam olarak ödenmiş olsun ya da olmasın, hamiline yazılı pay senetleri basılana kadar çıkarılacak ilmühaberler için her halükarda uygulama alanı bulacak; 6762 sayılı mülga TTK döneminin aksine, hamiline yazılı pay senetleri basılana kadar bunların yerini tutacak hamiline yazılı ilmühaberler çıkarılamayacaktır.29 Bununla birlikte, ister nama ister hamiline yazılı pay senetleri için çıkarılmış olsunlar, pay senetlerinde olduğu gibi ilmühaberlerin de olumsuz emre kaydı konulmak suretiyle nama yazılı hâle getirilebilmesi mümkündür.