Yargılamanın Durdurulması Kararlarının Niteliği
Mehmet Akif Tutumlu
I- Giriş
İflâsın açılması ile müflisin taraf olduğu hukuk davalarının duracağına ilişkin bir düzenleme mevcut ise de (İİK m. 194), bu yönde mahkemelerce verilmesi gereken durdurma kararlarının niteliğine (türüne) ilişkin bir hükme Yasada yer verilmemiştir. Bu hususta uygulamada farklı karar türlerine ve algılayışlarına rastlamamızdan ötürü bu konuyu işlemeyi, tartışmaya açmayı uygun gördüm. Asıl soruna geçmeden önce kurum hakkındaki düzenlemelerin serimlenmesinde yarar görülmüştür.
II- İflâsın Hukuk Davalarına Etkisi
İcra ve İflâs Kanununun 194’üncü maddesi hükmüne göre, iflâsın açılması ile müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur; hakkında iflas kararı kesinleşen kişi (taraf), davada taraf ehliyetini yitirir; bu ehliyet iflas idaresine geçer1
Yasanın bu kuralı emredici niteliktedir. Nitekim Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 19.11.1987 tarihli ve 4906/5633 sayılı kararında2: “... iflâsın açılması ile müflisin masaya giren mallarını idare ve bunlarda tasarruf yetkisi iflâs idaresine geçer. Bu nedenle iflâs açıldıktan sonra masaya giren mal ve haklara ilişkin dava açılması ve açılmış davanın takibi iflâs idaresine aittir (İİK m. 194). Bu yön kamu düzeni ile ilgili olduğundan, mahkemece re’sen gözönünde bulundurulması gerekir”.