Ceza Muhakemesinde Bilirkişiye Başvurma Zorunluluğu
Ahmet Taşkın
GİRİŞ
Yargı erkinin, günümüzün sosyal, bilimsel, kültürel, teknolojik, iletişim, ekonomik ve çalışma gibi tüm yönleriyle gelişen, küreselleşen ve hızla değişen ihtiyaçlar ve ilişkiler ile üretim ve tüketim perspektifinde, karşılaştığı her konuda uzmanlığa sahip olması mümkün değildir1.
Günümüz dünyasında uzmanlaşmanın önemi ve ihtisas alanları hızla artmakta ve bu artışa paralel olarak uzmanlar da hayatımızın her aşamasında söz sahibi olmaktadırlar. Uzmanlık alanlarının her geçen gün daha da gelişmesi ve derinleşmesi hâkimin sağlıklı bir yargılama için bu uzman kişilerin yardımına olan ihtiyacını daha şiddetle kendini hissettirmektedir2.
Yargı sistemimiz içerisinde plânlı, sistematik ve sürekli meslek içi eğitim sisteminin olmaması, eğitimin zaman ve şartlara göre belli düzeylerde yapılması, yapılan eğitim faaliyetlerinde kaynağın ilettiği mesajın alıcı tarafından algılanıp algılanmadığını anlamaya yarayan ve algılanmamışsa nedenlerini araştırıp çözüme giden bir “geri besleme”nin uygulanmaması, atanma ve terfilerde başarı, ödül, liyakat, kariyer ve motivasyon kriterleri gibi kişinin kendisini geliştirmesini teşvik edici uygulamalar yerine mesleki kıdemin esas alınması, bir nevi meslek içi eğitimin meslekteki zamanın geçmesiyle kazandırılması gayreti; aynı içeriğe sahip dava dosyalarında adli karar vericileri farklı ve birbiri ile çelişkili usul ve kararlar almasına neden olduğu görülmektedir3.