Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

YTCK’da Kusurluluk

Yener Ünver

GİRİŞ

Sürenin kısalığı nedeniyle, kusur kavramı ve TCK’ndaki düzenlenişinin ulusal ve yabancı doktrin ve uygulama nazarında irdelenmesi, bu tebliğ açısından, şimdilik mümkün görünmemektedir. Bu nedenle ve TCK’nın kast, taksir, kusur, eylem, nedensellik bağı, hata gibi kavramları birbirine karıştırarak ve açık, sınırları belli ve hukuksal zemini bulunan bir kusur anlayışını benimsemiş olmaması nedeniyle, bu konudaki değerlendirmelerimizi, bu tebliğle yayın hayatına başlayacak ceza hukuku dergimizin bir sonraki sayısına bırakarak, bu konuyla ilgili önemli hükümler hakkında kısa değerlendirmeler yaparak özelde bu maddeler genelde bu kavramların TCK’nda düzenlenişini irdeleyeceğim.

Aşağıda, bu çalışmanın 15-20 dakikayı geçmeyen bir tebliğ olarak kısa hazırlanıp bu sürede sunulması zorunluluğu göz önünde tutularak, değerlendirmeler oldukça özet bir biçimde açıklanacaktır.

MÜNFERİD DÜZENLEMELER VE DEĞERLENDİRİLMELERİ

1. TCK. m. 4/1’de kanunu bilmemek mazeret sayılmaz kuralı ifade edilirken, ‘kanun’ yerine ‘ceza kanunları’ ifadesinin kullanılması yerinde olmuştur. Hukuksal bilgisizliğin kısmen, en azından ‘extra penal’ normlar açısından dikkate alınarak ceza sorumluluğunu etkileyecek biçimde düzenlenmesi, çok uzun süredir doktrinde savunulan bir görüştü ve bu görüşün kanun metninde düzenlenmesi gerek hakkaniyet gerek kusur ilkesine uygun bir tutum olmuştur. Uygulama açısından burada önemli ve belirleyici olacak husus, uygulamada ceza muhakemesi hukukunun ispatla ilgili ilkelerinden ayrılmadan ‘bilmeme’nin ispatını şüpheli veya sanıktan beklememek ve ‘ceza kanunları’ ifadesine amaca uygun bir anlam yüklemektir. İlgili kanunun mutlaka bir Ceza Kod’u olması gerekmediği gibi, mutlaka bir özel ceza kanunu içinde yer almasını da aramamak gereklidir. Nerede düzenlenirse düzenlensin, ceza sorumluluğunu gerektiren bir hususun düzenlenmesi yeterli olup, ilgili kimsenin fiilin icrası öncesi veya sırasında bunu bilmemesi, bu bilgisizliğinin mazeret sayılması için yeterli olacaktır. Bu mazeretin varlığını tespit, şüphesiz fiilin kast veya taksirle gerçekleştirildiği durumu değiştirmeyecek, sadece bilmeden davranan kimsenin fiili açısından kusurluluğunu ortadan kaldıracaktır. Bu bilgisizliğin hukuksal etkisi bireysel olup, yalnızca ilgili kimseyi etkileyecektir. Bu kimseyi azmettirenin veya bu kişiyi kullanan dolaylı failin ceza sorumluluğu bu durumdan etkilenmeyecektir.