Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Usuli Kazanılmış Hak İlkesinin İstisnası Olarak Maddi Hata

Seyithan Deliduman

Bu çalışmamızda, usuli kazanılmış hakkın istisnalarından birisi olan maddi hatayı ele alıp inceledik. Yargıtay kararları ile hukuk uygulamamıza giren ve doktrinde de kabul edilen usuli kazanılmış hakka gerek yerel mahkeme gerek Yargıtay uymak durumundadır. Usuli kazanılmış hakkın doktrin ve yargı içtihatları ile kabul edilmiş bulunan birçok istisnası bulunmaktadır. Örneğin, görev, kamu düzeni, yeni bir kanunun çıkması, yeni bir içtihadı birleştirme kararı bunlardan bazılarıdır. Ortada maddi bir hatanın bulunması durumunda da usuli kazanılmış hak söz konusu olmayacaktır.

Usuli kazanılmış hak, temyiz, bozma kararı, görev, kamu düzeni, içtihadı birleştirme kararı, maddi hata.

I- Genel Olarak Usuli Kazanılmış Hak

Bu çalışmamızda, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunumuzda düzenlenmediği halde, içtihadı birleştirme kararıyla kabul edilen ve Yargıtay kararları ve yerel mahkeme kararlarında uygulaması görülen usuli kazanılmış hak1 incelenecektir.

04.02.1959 günlü, 13/5 sayılı2 ve 09.05.1960 günlü, 21/9 sayılı3 İçtihadı Birleştirme Kararlarıyla hukuk uygulamamıza giren usuli kazanılmış hak şu şekilde tanımlanmaktadır: Bir davada, mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine (diğeri aleyhine) doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakka, usuli kazanılmış hak (usule ilişkin kazanılmış hak) denir4.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bir kararında5 usuli kazanılmış hakkı şu şekilde ifade etmiştir; “Bir ara kararıyla taraflardan biri yararına usuli kazanılmış hak doğmuş ise, mahkemenin artık bu ara kararından dönmesine yasal olanak yoktur. Mesela; bir Yargıtay bozma ilamına uyulmasına; ispat yükü kendisine düşen, takdiri delillerle iddiasını gerçeğe yakın bir şekilde ispat etmiş ve fakat hâkime tam bir kanaat verememiş olan tarafa Usulün 356. maddesi hükmünce hâkim tarafından re’sen and yöneltilmesine; taraflardan birine kesin mehil verilmesine (Usul m. 163) ilişkin ara kararları bu nitelikte olup, bunlardan dönme (rücu) caiz değildir. Çünkü usule ait kazanılmış hak müessesesi, Usul Yasasının dayandığı ana esaslardandır ve kamu düzeni ile yakından ilgilidir.” (9.5.1960 günlü 21 E., 9 K ve 4.2.1959 günlü, 13 E., 5 K sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları gerekçelerinden).