Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sağlık İçin Gerçekleştirilen “Her Eylem Sağlıklı” mıdır? Hayat Eve Sığar Uygulamasının AİHM Kararları Uyarınca Özel Hayatın Gizliliği Hakkı Kapsamında İncelenmesi

Is Every Action Taken for Health “Healthy”? Inspection of “Hayat Eve Sığar (Life Fits In Home)” Application within the Context of the Right to Privacy in Accordance with the ECHR Decisions

Ensar BAKİ, Enes TETİK

2020 yılının 12. ayında Çin’de ortaya çıkan ve hızla dünyaya yayılarak pandemi haline gelen Covid-19 salgınıyla mücadele etmek için geleneksel yöntemlere ek olarak bilişim teknolojileri de seferber edilmiştir. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu birçok devlet bilişim teknolojilerinden yararlanarak Covid-19 takip uygulamaları geliştirmiştir. Bu uygulamalar vasıtasıyla bireylerin hassas veri niteliğindeki sağlık verilerinin de içinde bulunduğu birçok kişisel verisinin elde edilebilir, kaydedilebilir ve saklanabilir hale gelmesi özel hayatın gizliliği hakkı bağlamında endişeleri de beraberinde getirmiştir. AİHS’nin 8 ila 11. maddelerinde düzenlenen ve nitelikli haklar olarak ifade edilen haklara yönelik müdahalelerin ihlal teşkil edip etmediğini tespit etmek için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından üç aşamalı test uygulanmaktadır ve bu test pandemi döneminde de geçerliliğini korumaktadır. Çalışmanın amacı Türkiye Cumhuriyeti’nin Covid-19 takip uygulaması olan Hayat Eve Sığar (HES) uygulamasının AİHM’nin üç aşamalı test yaklaşımına uygun olarak özel hayatın gizliliği hakkı kapsamında incelenmesidir.

Covid-19, Hayat Eve Sığar Uygulaması, Özel Hayatın Gizliliği Hakkı, Kişisel Veri, Üç Aşamalı Test.

In addition to traditional methods, information technologies have also been mobilized to combat with the Covid-19 epidemic, which emerged in China in the 12th month of 2020 and quickly spread to the world and became a pandemic. Many states, including Turkey, have developed Covid-19 tracking applications by making use of information technologies. The fact that many personal data of individuals, including sensitive health data, can be obtained, recorded and stored through these applications has brought along concerns in the context of the right to privacy. A three-stage test is applied by the European Court of Human Rights (ECHR) to determine whether the interventions against the rights, which are defined as qualified rights and regulated in Articles 8 to 11 of the European Convention on Human Rights, constitute a violation or not, and this test remains valid during the pandemic period as well. The aim of the study is to examine the “Hayat Eve Sığar (Life Fits in Home)” (HES) application, which is the Covid-19 tracking application of the Republic of Turkey, within the scope of the right to privacy in accordance with the three-stage test approach of the European Court of Human Rights.

Covid-19, Hayat Eve Sığar Application, Right to Privacy, Personal Data, Three-Stage Test.

Giriş

Salgın hastalıklar insanların topluluk halinde yaşamaya başladıkları zamandan beri dönemsel olarak kendini göstermiş, insanoğlu mevcut dönemin imkânları dahilinde salgın hastalıkları bertaraf etmek için çareler aramıştır. 2020 yılının sonunda ortaya çıkan Covid-19 salgını ile mücadele için bilişim teknolojilerini seferber eden devletler, geliştirilen takip uygulamaları vasıtasıyla hastalığın yayılmasını kontrol altına almaya çalışmaktadır. Söz konusu takip uygulamaları ile bireylerin sağlık durumu, hastalığa yakalanan bireylerle temas durumu, bireylerin bulundukları yerler gözlemlenebilmektedir. Bireylerin kişisel verilerinin bu denli kolaylıkla takip edilebilir hale gelmesi özel hayatın gizliliği hakkına ilişkin endişeleri de beraberinde getirmiştir. Söz konusu endişeler, Türkiye Cumhuriyeti’nde uygulanan Covid-19 takip uygulaması olan “Hayat Eve Sığar” (HES) uygulaması bakımından da geçerlidir.

Türkiye’de uygulanan HES uygulamasının özel hayatın gizliliği hakkı bakımından incelendiği çalışmamızın ilk bölümünde Covid-19 takip uygulamalarına ilişkin devlet uygulamalarına yer verilmiştir. Çalışmamamızın ikinci bölümünde, genelden özele doğru bir sistematik takip edilerek özel hayatın gizliliği hakkı, kişisel verilerin korunması hakkı ve son olarak sağlık verilerinin hukuki niteliği, öğreti, ulusal ve uluslararası mevzuat ve yargı kararları ışığında ele alınmıştır. Çalışmamızın son bölümünde ise HES uygulaması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin nitelikli haklar olarak ifade edilen AİHS’in 8’inci ilâ 11’inci maddelerinde düzenlenen haklara yönelik müdahalelerin hak ihlali oluşturup oluşturmadığını belirlemek için kullandığı üç aşamalı test kapsamında değerlendirilecektir.

I. Covid-19 Takip Uygulamaları ve Türkiye’deki Hayat Eve Sığar Uygulaması

Çin’in Hubei Eyaleti’nin Wuhan Kenti’nde 2019 yılının 12. ayında ortaya çıkan ve dünyaya yayılan yeni koronavirüs, kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına almıştır. Yeni koronavirüs Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından Covid-19 olarak tanımlanmış,1 11 Mart 2020 tarihinde de Covid-19’un pandemi olarak değerlendirebileceği açıklanarak resmi olarak Covid-19 pandemisi ilan edilmiştir.2

Covid-19 salgınının dünyaya yayılmasıyla birlikte hastalığın etkilerini azaltmak ve yayılmasını engellemek için ulusal ve uluslararası düzeyde çareler aranmaya başlamıştır. Pandemiyle mücadelede kullanılan yöntemlerin başında karantina, maske ve mesafe gibi geleneksel tedbirlere başvurulmuş,3 vakaların ve temaslıların tespiti ve izlenmesi ile testler dahil olmak üzere birçok standart gözetim tekniği uygulanmıştır.4

Geleneksel tedbirlerin yanı sıra teknolojiden de faydalanılmış ve teknolojinin temel alındığı yeni yöntem ve uygulamalar geliştirilmiştir. Dijital teknolojiler, geleneksel önlemlerin etkisini artırmak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır.5 Bu yöntem ve uygulamalar, virüsün yayılım hızının takip edilmesinde ve hastalığa yakalanmış bireylerle temas eden kimselerin izole edilmesinde etkili olmuştur. Teknolojiden faydalanılarak geliştirilen dijital uygulamalar, birçok devlet tarafından farklı şekillerde vatandaşların kullanımına sunulmuştur.6 Bu anlamda devletler salgının yayılmasının önüne geçmek amacıyla dijital teknolojilerden faydalanarak beş temel yöntemi hızlı bir şekilde hayata geçirmeye çalışmıştır. Bu yöntemler; karantina yaptırımı, temas takibi, örüntü ve akış modellemesi, sosyal mesafe ve hareket izleme ile semptom izlemedir.7 Devletler tarafından hayata geçirilen bu uygulamaların ve yöntemlerin daha iyi anlaşılabilmesi için farklı ülke örneklerinin incelenmesi yerinde olacaktır. Bu doğrultuda öncelikle Çin, Singapur, Avustralya, Güney Kore, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri gibi devletlerdeki Covid-19 takip uygulamalarına değinilecek, sonrasında Türkiye’de uygulanan Hayat Eve Sığar Uygulaması (HES) uygulaması hakkında bilgi verilecektir.

Covid-19 virüsünün ilk ortaya çıktığı ve salgına dönüştüğü Çin, aldığı sıkı önlemler ile salgını nispeten kontrol altına alabilen devletlerden biri olmuştur.8 Öncelikle sokağa çıkma yasakları ve karantina uygulamaları söz konusu olmuş, bunlara ek olarak teknolojiden faydalanarak gözetleme faaliyetini arttıran önlemler de alınmıştır.9

Çin Hükümeti, Alipay ve WeChat şirketleri ile çalışarak sözde isteğe bağlı olan fakat kullanımı zorunlu tutulan uygulamalar geliştirmiştir. Bu uygulamalarla vatandaşların hareketleri takip edilerek virüsün yayılmasının önlenmesine ve olası bir yeni vaka durumunda aynı bölgede bulunmuş kişilere hızlı bir şekilde bilgi verilmesine çalışılmıştır. Çin Hükümeti ayrıca bigdata ve veriye dayalı yöntemleri Covid-19 salgınının başlangıcından itibaren hızlı bir şekilde kullanmaya başlamıştır.10 Elde edilen bu veriler ile insanların bulundukları yerler, seyahat geçmişleri ve temel sağlık durumları temel alınarak kişilere renk kodu atanmış ve bu renk/sağlık kodları ile kişilerin sokağa çıkabilme durumları belirlenmiştir.11