Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yapay Zekâ Teknolojisinin Sağlık Sektörüne Etkilerine İlişkin Hukuksal Bir Değerlendirme

A Legal Assessment Regarding to the Effects of Artificial Intelligence on Healthcare Industry

Cemal ARAALAN

Covid-19 pandemi salgını ile insan sağlığının ne denli korunması gereken hassas bir olgu olduğu daha da anlaşılmış, özellikle bu süreçte sağlık sektörü hiç kuşkusuz, diğer sektörlere kıyasla bu salgından en çok etkilenen sektör olmuştur. Öte yandan, sosyal mesafenin gerekli kıldığı koşullar bir yandan insanları bilgisayarlara daha bağımlı kılmakla beraber, bir yandan da yapay zekâ teknolojisi gibi aslında hızla değişen bir gelişim süreci bu teknolojinin özellikle son zamanlarda sağlık sektörüne nasıl etkileri olabileceği hususunu daha çok gündeme getirmiştir. Bu makalede de incelendiği üzere, yapay zekâ teknolojisinin sağlık sektörüne etkileri özellikle işin hukuki boyutuyla irdelenerek bu teknoloji ile ilgili farklı hukuk sistemlerinde ne gibi düzenlemeler öngörüldüğü, yapay zekâ ile etik kavramlarının birbiri ile etkileşimi, özellikle yapay zekâ teknolojisinin insanların sağlıklarına ve vücut bütünlüğüne zarar vermesi gibi durumlarda sorumluluk rejiminin nasıl belirlenmesi gerektiği, yapay zekâ teknolojisinin kişisel sağlık verilerine etkileri gibi hususlar bu konudaki farklı doktrin görüşleri çerçevesinde ele alınmıştır.

Yapay Zekâ, Sağlık Sektörü, Covid-19, Teknoloji ve İnovasyon.

With the Covid-19 pandemic, it has been further understood that the human health is very sensitive that needs to be protected, and especially in this process, the healthcare industry has undoubtedly been the sector most affected by this epidemic when it is compared to the other industries. In other respects, although the conditions necessitated by social distance on one hand make people more dependent on computers, on the other hand a rapidly changing development process such as artificial intelligence technology brought forward the issue how this technology would effect the healthcare industry in recent times. As it is examined in this article, the effects of artificial intelligence (referred to as AI) technology on the healthcare industry are reviewed especially with legal perspective of the matter and what regulations are stipulated in different legal systems related to this technology, the interaction of artificial intelligence and ethical concepts, especially how the responsibility regime should be determined in cases where AI technology causes harm to the health and body integrity of people, the effects of AI technology on personal health data are discussed within the framework of different doctrinal views on this issue.

Artificial Intelligence, Healthcare Industry, Covid-19, Technology and Innovation.

I. Giriş

Özellikle yapay zekâ teknolojisindeki son zamanlarda yaşanan gelişmeler neticesinde başta Avrupa Birliği olmak üzere dünyada farklı ülkelerdeki yasa koyucular bakımından da her geçen gün mevzuat açısından da yeni düzenlemelere gidilme eğilimi gözlenmiştir. Öte yandan, Covid-19 pandemi salgının yaklaşık bir buçuk seneyi aşkın süredir dünyada yoğun şekilde etkisini göstermesi sonucunda görüldüğü üzere bu durum sadece bireyler arasındaki sosyal mesafeyi zorunlu kılmamış, bunun da ötesinde bu salgının en olumsuz etkileri ölümlerle ve salgınla mücadele eden doktorlar, hemşireler gibi özellikle sağlık sektörüne yansımıştır. Bu makalede, özellikle yapay zekâ teknolojisinin ne olduğu, Covid-19 pandemi salgının da etkileri dikkate alınarak yapay zekâ teknolojisinde devrim niteliğinde yaşanan gelişmelerin sağlık sektörüne olası etkileri ile bu bağlamda hukuksal açıdan ne gibi adımlar atılabileceğine dair meseleye çözüm aranacaktır.

Makale, temel itibarıyla altı bölümden oluşmaktadır: İlk bölüm olan giriş bölümünde, makalenin ele aldığı konunun kısaca takdimi yapılarak esas itibarıyla bu çalışmada hangi konuların inceleneceği açıklanmıştır. İkinci bölümde, yapay zekâ teknolojisinin öncelikle teknolojik bir olgu olarak ne anlama geldiği ve bu bağlamda doktrin görüşleri çerçevesinde kısaca nasıl nitelendirilmesi gerektiği yazarın bu konudaki özgün değerlendirmesi çerçevesinde ele alınmıştır. Üçüncü bölümde, makalenin içerik ve metodolojik sınırlarının doğru belirlenebilmesi açısından yapay zekânın sağlık sektörüne faydaları ile yapay zekânın sağlık sektöründe kullanım alanları özellikle doktrin görüşlerinden ve gündelik hayattaki somut uygulamalardan yola çıkılarak değerlendirilmiştir. Dördüncü bölümde, yapay zekânın sağlık sektörü uygulamalarına yönelik özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği düzenlemeleri konusunda detaylı bilgiye yer verilmiştir. Beşinci bölümde, özellikle günümüzde hukukçular açısından da çok tartışılan meseleler olan yapay zekâ teknolojisinin kişilerin sağlık güvenliğine etkileri, bu konunun hukuki açıdan ne şekilde düzenlenmesi gerektiği, yapay zekâ teknolojisinin kişilerin sağlığına, hayatlarına ve vücut bütünlüğüne herhangi bir zararı olduğu takdirde sorumluluk rejiminin nasıl belirlenmesi gerektiği ve yapay zekânın kişisel sağlık verilerine etkileri gibi meseleler farklı doktrin görüşleri çerçevesinde ayrıntılı şekilde irdelenmiştir. Son bölüm olan sonuç kısmında ise, yazarın bu çalışmada yer verilen bilgiler kapsamında çıkarımına yer verilecektir.

II. Yapay Zekâ Teriminin Etimolojik Kökeni ve Kavramsal Çerçevesi

Yapay zekâ kelime öbeğindeki “yapay” ve “zekâ” sözcüklerinin ne anlama geldiğine ayrı ayrı bakıldığında; yapay sözcüğü Türkçe’de, Türk Dil Kurumu’nun (TDK olarak anılacaktır) tanımı doğrultusunda “doğadaki örneklerine benzetilerek insan eliyle yapılmış veya üretilmiş, yapma, suni, doğal karşıtı” anlamına gelmektedir.1 Zekâ ise, yine TDK’nin tanımıyla “İnsanın düşünme, akıl yürütme, objektif gerçekleri algılama, yargılama ve sonuç çıkarma yeteneklerinin tamamı, anlak, dirayet, zeyreklik, feraset” gibi sözcüklerle ifade edilmektedir.2 Yapay zekâ kavramının özellikle teknolojik açısından hızlı değişen yönü dikkate alındığında ise doktrinsel açısından yapay zekâ kavramı farklı yazarlar tarafından farklı şekilde tanımlanmış ve bu konuda herhangi bir uzlaşıya varılamamıştır. OECD’nin Yapay Zekâ Uzman Grubu (AI ExpertsGroup veya kısaca “AIGO”) tarafından yapay zekâ, makine-odaklı bir sistem olarak insan-tanımlı amaçların gerçekleştirilebilmesi açısından bazı tahminlerde ve tavsiyelerde bulunarak gerçek ve sanal ortamları etkileyen sistemler olarak tanımlanmıştır. AIGO, yapay zekânın özellikle makine ve/veya insan esaslı bazı girdileri gerçek veya sanal ortamlarda kullanarak algı oluşturduğuna, bu algılama modellerini ise sistemli modeller şeklinde kullanarak (örneğin herhangi bir otomasyon sistemi veya manuel olarak) bir bilgiye erişim veya eyleme geçilmesi açısından farklı seçenekleri değerlendiren bir teknoloji olduğuna işaret etmiştir. Bu bağlamda, yapay zekâ sistemleri farklı seviyelerde otonomi içerecek şekilde işlerlik göstermek üzere tasarlanmıştır.3 Avrupa Komisyonu’nun 25 Nisan 2018 tarihli bildirisinde, yapay zekâ, belirli bir seviye otonomu kullanarak, zekâ ürünü olan bir davranışı, çevresini analiz ederek sergileyebilen ve spesifik amaçlara ulaşmak için hareket edebilen sistemler şeklinde tanımlanmıştır.4

Doktrine bakıldığında ise Wang tarafından en basit şekliyle yapay zekâyı tanımlamak açısından her şeyden önce bazı bu kavramın bazı kriterlere dayandırılması gerekli olduğu belirtilmiştir: Yapısal yapay zekâ (Structure-AI) insan beyninin nasıl çalıştığı konusunda yapay zekâ çalışmalarına katkı sağlamaktadır. Davranışsal yapay zekâ (Behaviour-AI), insan davranışlarının bilgisayarların kullanılmasına nasıl etki edeceği hususuna odaklanmıştır. Yetisel yapay zekâ (Capability-AI) yapay zekânın değişik uygulamalar sayesinde değişik problemleri nasıl çözebileceğine katkı sağlamaktadır. İşlevsel yapay zekâ (Function-AI) ise bilişim teknolojisi açısından yeni yazılımlar üreterek (bazen donanım da olabilir) yapay zekâda bilişimin hangi farklı türleri olabileceğine katkı sağlamayı amaçlamaktadır. İlkesel yapay zekâ (Principle AI) ise değişik varsayımlar ve hedefler çerçevesinde yapay zekâ açısından bilginin en efektif şekilde nasıl işleneceğine katkı sağlamaktadır. Wang, tüm bu kriterleri tek bir tanım altında toplamanın yapay zekâyı açıklamak açısından yetersiz olacağını ifade etmektedir.5 Türk doktrininde ise, Bak tarafından yapay zekâ, bilgisayar biliminin bir alt dalı olarak insanlar tarafından yapıldığında belirli bir zekâ gerektiren işleri makine öğrenmesi6 ve derin öğrenme7 yöntemlerini kullanarak yapabilen makineler olarak tanımlanmıştır.8 Bozkurt Yüksel, yapay zekânın insanların doğal olarak sahip oldukları zekâ ile çözdükleri problemleri çözme becerisine sahip olan yazılım olduğunu ifade etmiştir.9 Zeytin / Gençay, benzer şekilde yapay zekânın kabul görmüş tam ve tek bir tanımı bulunmadığına dikkat çekerek, yapay zekânın “genel olarak insan benzeri bir zekânın simülasyonu olduğunu” ifade etmektedir. Diğer bir ifade ile, anılan yazarlara göre, yapay zekâ ile bugün insan zekâsına benzer şekilde çalışabilen, algıladığı olguları nitelendirebilen ve bu nitelendirmelere dayanarak değerlendirme yapabilen, tüm bunların sonucunda ise karar verebilen ve uygulayabilen robotik bir sistemin oluşturulmasının amaçlandığı belirtilmiştir.10 Bacaksız / Sümer ise, yapay zekânın insan zekâsı ile gerçekleştirilen düşünme, anlama, kavrama, yorumlama ve öğrenme işlemlerini bilgisayar programları aracılığıyla problem çözümüne uygulanması olarak tanımlanabileceğini ve aslında bir başka ifade ile programlanmış olan bir bilgisayara düşünebilme yetisinin kazandırılması olarak nitelendirilebileceğini ifade etmiştir.11

Yukarıda yer verilen tanımlardan yola çıkılarak yapay zekânın işbu çalışmada kavramsal çerçevesinin belirlenmesinde en önemli unsurun “otonomi”12 olduğu değerlendirilmekte13 olup yapay zekâ, insan zekâsının gerektirdiği bazı faaliyetleri farklı otonom düzeylerde gerçekleştirebilen teknoloji olarak tanımlanması uygun görülmüştür.

Yapay zekânın sağlık sektörüne olası etkileri ile ilgili hukuksal değerlendirmelere yer verilmeden önce aşağıda yapay zekâ teknolojisinin sağlık sektörüne faydaları ile bu sektörde kullanım alanları ile ilgili somut bazı projeler hakkında detaylı bilgiye yer verilecektir.

III. Yapay Zekâ Teknolojisinin Sağlık Sektörüne Etkileri

Sağlık sektöründe, yapay zekâ teknolojisinin en önemli etkisinin, bazı hastalıkların tespit edilmesi ve önlenmesi ile özellikle bazı tedavi yöntemlerinin ve ilaçların keşfedilmesi ve bazı tıbbi müdahalelerin insan eliyle gerçekleştirilmesine katkı sağladığı bilinmektedir.14 OECD’nin 2019 yılındaki yapay zekâ ile ilgili raporu incelendiğinde, sağlık sektörünün özellikle hastaların tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi noktasında yoğun bilgi gerektiren bir sektör olduğu dikkate alındığında, bazı yönlerden yapay zekâ sistemlerinin kullanılmasının sağlık sektörü açısından ideal bir ortam olduğu ve özetle şu faydalarının olduğuna dikkat çekilmiştir: