Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Belirsiz Alacak Davasında Bozmadan Sonra Dava Değeri Artırılabilir mi?

Can the Case Value be Increased After the Reversal in the Uncertain Debt Case?

Çelik Ahmet ÇELİK

Belirsiz alacak davasında, tüm yargılama süreçlerinden, istinaf ve temyiz aşamalarından geçilmeden, tazminat ve alacağın miktarı “tam ve kesin olarak” belirlenemez. Bu nedenle dava değeri bir kez değil, birkaç kez artırılabilmeli ve bunların hiç biri “ıslah” olarak nitelenmemelidir. Bozmadan sonra da dava değeri artırılabilir. Çünkü, bozma kararına uyulmasıyla önceki karar geçerliğini yitirmiş, yeni bir yargılama sürecine girilmiştir. Değişen hukuki durumlara göre, dava değerinin yeniden artırılmasında yasal bir engel bulunmamaktadır.

Belirsiz Alacak Davası, Dava Değerinin Artırımı, Yargıtay Bozma Kararı.

In uncertain debt cases, the amount of the compensation and claim cannot be determined “fully and definitively” without going through all the judicial proceedings, appellate stages. Therefore the case value might be increased not once, but several times, and none of these should be qualified as “improvement”. The case value can also be increased after the reversal because the previous decision lost its validity by abiding the reversal decision and a new judgment process is initiated. According to the changing legal situations there is no legal impediment for increasing the case value again.

Uncertain Debt Case, Increasing Case Value, Supreme Court Reversal Decision.

I. Giriş

1) Belirsiz alacak davasında dava değerinin artırılması “ıslah” değildir. Çünkü ıslah, o güne kadarki usul işlemlerinin kısmen veya tamamen değiştirilmesi amacıyla yapılır. Oysa, belirsiz alacak davasında dava değerinin artırılması, o güne kadar tamamlanmış olan usul işlemlerine dayanır.

2) İlk derece mahkemesinde dava değerinin artırılmasından ve Yargıtay’ca (davacı yararına) bozma kararı verilmesinden sonra, bozma kararı uyarınca yeniden hesaplanan tazminat tutarının artırılması “ıslah” olarak nitelense bile, 6100 sayılı HMK’nın 7251 sayılı Yasayla değiştirilen 177’nci maddesine göre ıslah, Yargıtayın bozma kararından veya Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra, tahkikat sona erinceye kadar yapılabilir.

3) Belirsiz alacak davasında, bozmadan sonra dava değerinin artırılmasına “ıslah” denilse bile, 6100 sayılı HMK’nın 177’nci maddesinin değiştirilmesinden uzun yıllar önce de, Yargıtay 04.02.1959 günlü ve 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında “Bir mahkeme kararının her ne sebeple olursa olsun temyizce bozulması sonunda mahkemenin bozma kararına uymasıyla dava yeniden duruşma safhasına girmiş olacağı cihetle ıslah, tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabilmelidir” denilmiştir.

4) 6100 sayılı HMK’nın 107’nci maddesinin ikinci fıkrasına göre, dava değerinin “tam ve kesin olarak” belirlenebilmesi ilk derece mahkemesinde mümkün olamamışsa; davacı, itirazları reddedildiği için kanun yoluna başvurmuş olup da, mahkeme kararı davacı yararına bozulmuşsa, (İçtihadı Birleştirme kararında denildiği gibi) bozma ile önceki mahkeme kararı hükmünü yitirmiş; öncekinden bağımsız yeni bir yargılama başlamış olacağından, bozmadan sonra hesaplanan tazminat miktarının artırılmasına yasal bir engel bulunmadığı kabul olunmalıdır.

5) Yargıtay’ca davacı yararına bozma kararı verilmiş olup da, mahkemece bozmaya uyulmuşsa, önceki kararın bozulan kısımları artık yok hükmündedir. Mahkemece, bozma kararı uyarınca yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve yeni hukuki durumlar ortaya çıkmışsa, belirsiz alacak davasında önceki miktar artırımı dilekçesi geçersiz sayılarak, son duruma göre verilen miktar artırım dilekçesinin kabulü, kanun koyucunun amacına, hak ve adalet ilkelerine uygun bir çözüm olacaktır.

6) İdari yargıdaki “belirsiz tam yargı davası”nda bozmadan sonra dava değerinin artırılabileceği kabul olunmuş bulunmakla, yüksek mahkemeler arasındaki içtihat aykırılığı giderilmeli; uygulamada birlik sağlanmalı; böylece adalete erişimin ve hak aramanın önüne engeller konulmamalıdır.

II. Belirsiz Alacak Davasında Dava Değerinin Artırılması

1. Belirsiz alacak davasında dava değerinin artırılması “ıslah” değildir.

a) 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesinden bu yana geçen on yılda Yasanın 107’nci maddesindeki, “belirsiz alacak davası”nın anlamı, amacı, işlevi bir türlü kavranamamış olup, hâlâ önceki dönemdeki “kısmi dava” gibi algılanmakta; dava dilekçesindeki (Harçlar Kanunu m.16/3. gereği konulan) harca esas “simgesel” değerler, “kısmi istek” kabul edilmekte; yargılama sonucu ortaya çıkan tazminat ve alacak tutarı için harç tamamlama işlemi “ıslah” olarak nitelenmektedir.

Bu anlayış ve kavrayış yüzünden, geçmiş dönemdeki kısmi dava uygulamasının yarattığı tüm olumsuzluklar sürüp gitmektedir. Bunu önlemenin yolu, yargıç davacıdan davasını “ıslah” etmesini istediğinde, verilecek dilekçede bunun “ıslah” olmadığı, HMK’nın 107’nci maddesine göre belirsiz alacak davasında dava değerinin artırımı (harç tamamlama işlemi) olduğu açıklaması yapılmalıdır.