Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Alman Federal Yüksek Mahkemesi’nin Tıbbi Müdahalelerde Aydınlatma Yükümlülüğüne İlişkin Bir Kararı

German Federal Supreme Court's Decision on Informing Liability in Medical Interventions

Yener ÜNVER

Kendi kaderini tayin hasta için temel bir haktır. Hastanın, rızasının hukuki geçerliliği için zamanında ve yeterince aydınlatılması gerekir. Bir müdahale için verilen rıza, sadece onun açısından etki gösterir, sonraki müdahaleler açısından etki göstermez. Çok acil hallerde rıza almak olanağı yoksa, alışılagelmiş tedavi yöntemi seçilmeli, en riskli olanlar tercih edilmemelidir. Aydınlatma yapıldığını ispat yükümlülüğü, doktorun üzerindedir.

Aydınlatma Yükümlülüğü, Tıbbi Müdahale, Rıza, Alternatif Tıbbi Tedaviler, Kendi Kaderini Tayin Hakkı, Acil Operasyonlar. 

Self determination is a fundamental right for the patient. In order that the patient’s consent can be accepted legally valid, the patient should be informed in time and furnished with necessary details. A consent given for one intervention can be effective only for it, it will not be any effect for further interventions. In emergency situations, if there is no possibility to obtain the patient’s consent, the common treatment methods should be chosen, the riskier methods should not be preferred.The burden of proof is on the physician that informing liability is fulfilled.

Informing Liability, Medical Intervention, Consent, Alternative Medical Treatment, Self-Determination Right, Emergency Surgery.

Nedenler:

I) 1945 doğumlu davacı 15 yaşından beri ağır kronik sırt ağrısı çekmektedir. 2004 yılı yazında tedavi eden terapist, onu tedavi için davalı hastaneye sevk etmiştir. Kimyasal ilaç tedavisinin yoğunlaştırılması bir netice vermediği için, ağrılı tedavi kısmen 24.08.2004 tarihinde başlanan epidural kateterle uygulandı. Bu şekilde ağrıların azaltıldığı bir başarı elde edildikten sonra, davacıya gelecekte ilaç tedavisi yapılmasında kullanılması gereken kasık alanında bir spinal kateter implantı endikasyonu gerekliliği tespit edilmiştir. Davacıya 26.10.2004 tarihinde tıbbi müdahalede bulunulmuştur. Davacı operasyon sonrası nörolojik rahatsızlıklardan şikâyet edince, birçok tetkik Radikulopathie şüphesini kuvvetlendirmiştir. Bu nedenle, kateter 27.10.2004 tarihinde tekrar çıkarıldı. Nörolojik semtomların daha sonraki iyileşmesine rağmen, davalıda belirsiz Cauda-equina sendromu devam etmiştir. O bugüne kadar hassas -büyük tuvaletini yapmak gibi- boşaltım sistemi fonksiyonu gibi rahatsızlıklar çekmiştir. Tahmin edilen çeşitli aydınlatma ve tıbbi müdahale hataları nedeniyle o, davalıdan maddi ve manevi zararlarını istemiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi davayı reddetmiştir. İstinafMahkemesi, davacının istinaf başvurusunu reddetmiştir ve temyize göndermemiştir.

II) Buna karşılık, davacının ileri sürdüğü yetkisizlik itirazı kabul edilmiş ve Al. HMK prg. 544/7 uyarınca verilen hükmün bozulmasına karar verilmiş ve vakıanın İstinaf Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir. İstinaf Mahkemesi, davacının, Al. AY. m.103/1 uyarınca hâkim kararı güvencesine yönelik itirazı kararı etkileyecek tarzda ihlal etmiştir.