Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ceza Hukuku Özelinde Adli İşbirliği Taleplerinin Reddi Sebepleri

Reasons for Rejection of Judicial Cooperation Requests Specific to Criminal Law

Ahmet Hulusi AKKAŞ, Ali Said ÇİMEN

Devletler, aralarındaki uluslararası iş birliğine dayalı olarak uluslararası anlaşmalar imzalamakta ve bu şekilde ilişki kurmaktadırlar. Türkiye’nin de tarafı olduğu çok sayıda ikili ve çok taraflı anlaşma bulunmaktadır. Söz konusu anlaşmalarda yer alan hükümler doğrultusunda iş birliği işlemleri gerçekleştirilmektedir. Bunun yanı sıra, 23.04.2016 tarihinde adli işbirliğine ilişkin 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu’nun kabulü ile birlikte anlaşmalarda yer alan yerleşik kurallar büyük ölçüde iç hukukumuza aktarılmıştır. Biz de bu çalışmamızda, uluslararası iş birliğini 6706 sayılı Kanun hükümleri doğrultusunda değerlendirmeye çalıştık. Konunun sınırlandırılması amacıyla sadece adli iş birliği taleplerinin hangi durumlarda reddedileceği konusu üzerinde durduk. Başka bir deyişle, 6706 sayılı Kanun’da yer alan ifadesi ile iş birliğinin kabul edilemeyeceği hallerin üzerinde durmaya çalıştık.

Adli İş birliği, İş Birliği Reddi Sebepleri, Egemenlik, Milli Güvenlik, İnsan Hakları.

States sign international agreements based on international cooperation between them and establish relations in this way. There are many bilateral and multilateral agreements to which Turkey is also a party. Cooperation procedures are carried out in line with the provisions of the said agreements. In addition, with the adoption of the Law on International Judicial Cooperation in Criminal Matters No. 6706 on judicial cooperation on 23.04.2016, the established rules in the agreements were transferred to our domestic law to a large extent. In this study, we tried to evaluate international cooperation in line with the provisions of Law No. 6706. In order to limit the subject, we only focused on the situations in which judicial cooperation requests will be rejected. In other words, we tried to focus on the situations in which cooperation cannot be accepted as stated in the Law No. 6706.

Judicial Cooperation, Reasons for Rejection of Cooperation, Sovereignty, National Security, Human Rights.

GİRİŞ

Suç işleyenler, ceza muhakemesi sürecinde ve sonrasında bir yaptırıma maruz kalmamak için genelde çözümü suçu işlediği ülkeden kaçmakta bulurlar. Günümüzde, teknoloji ile paralel bir şekilde gelişen ulaşım imkânları da kişilerin bu eylemlerini daha rahat bir şekilde yapmalarına imkan tanımaktadır. Bunun sonucunda, suçlular cezasız kalmakta ve dolayısıyla da adalet yerini bulamamaktadır. Bu durum bir diğer açıdan devletlerin uluslararası arenadaki itibarlarını da zedelemektedir. Zira bir devlet mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet hükmünün infaz edilememesi veya ceza soruşturması veya kovuşturması esnasında verilen tutuklama kararlarının yerine getirilememesi doğrudan doğruya ilgili devletin itibarı ile ilgili bir konudur.

Bahsedilen durumların ortaya çıkmaması adına ülkeler arasında, adli işbirliğine ilişkin ikili veya çok taraflı anlaşmalar akdedilmektedir En genel ifadesi ile hedef ve menfaatleri bir olanların meydana getirdikleri işbirliği vasıtasıyla tebligat, istinabe, suçluların iadesi, hükümlülerin transferi, kovuşturmaların aktarılması gibi işlemleri gerçekleştirmek olan adli işbirliği kurumu, hiç şüphesiz devletlerarasında uygulanacak bir işlem olması sebebiyle uluslararası anlaşmalara konu olmaktadır.

Biz de bu çalışmamızda, ülkemizin tarafı olduğu birçok sözleşmede ifadesini bulan adli iş birliğine ilişkin kuralları bir araya getiren, 23.04.2016 tarihli ve 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu’nu1 incelemeye çalışacağız. Uluslararası adli iş birliği talepleri ile ilgili bütün konuları incelemek, makalenin boyutlarını aşacağı için çalışmamızda sadece adli iş birliği taleplerinin reddi sebepleri üzerinde durduk.

I. ULUSLARARASI ADLİ İŞ BİRLİĞİ İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER

TDK Türkçe Sözlüğe göre adli; adaletle ilgili anlamına gelmektedir.2 Aynı şekilde işbirliği; amaç ve çıkarları bir olanların oluşturdukları çalışma ortaklığı, teşrik-i mesai, bir işin çeşitli kişilerce yapılması anlamına gelmektedir.3 Hal böyle olunca adli işbirliğinin; adaletle ilgili olarak amaç ve çıkarları bir olanların oluşturdukları çalışma ortaklığı, teşrik-i mesai, adalete ilişkin bir işin çeşitli kişilerce yapılması olduğunu söyleyebiliriz.

1984 tarihli ve 2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’un 13/A maddesinin c) bendine4 göre, “Hukuki ve cezai konularda uluslararası adli yardımlaşma; tebligat, istinabe, suçluların iadesi, hükümlülerin transferi, kovuşturmaların aktarılması işlemlerini yapmak”, Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün (UHDİGM) görevleri arasına girer. Görüldüğü üzere söz konusu kanunda adli yardımlaşma; tebligat, istinabe, suçluların iadesi, hükümlülerin transferi, kovuşturmaların aktarılması işlemlerini yapmak olarak tarif edilmektedir.

Görüleceği üzere uluslararası adli işbirliği; hukuki ve cezai konularda amaçları ve çıkarları bir olan çeşitli devletlerin adli mercilerinin diğer devletin adli mercileri adına tebligat, istinabe, suçluların iadesi, hükümlülerin transferi, kovuşturmaların aktarılması gibi işlemleri yapmasıdır.

En yaygın anlamıyla küreselleşme, bilimin, haberleşmenin, kültürel etkileşimin, anaparanın milli sınırları geçip uluslar üstü özellik edindiği; iktisat, kültür, politika, idare gibi nice seviyede devletler arası etkileşimi arttıran süreç olarak tanımlanabilir.5 Küreselleşme; bir yandan eskiden bu yana devam eden bir süreç olarak tanımlanabilirken; bir yandan da geçmişten çok farklı, özellikle son otuz yılda bilgi ve enformasyon teknolojilerinin gelişimi ile ön plana çıkan yeni tarihsel bir aşama olarak tanımlanabilir.6

Günümüzde devletler, aralarında anlaşmazlık doğurabilecek veya çatışmaya yol açabilecek durumlar da bile birbirlerine yaklaşarak çözüm yolları arama ve müzakere yapma yolunu seçmektedir. Sorunun kaynağı olan devletler çözüm için beraber hareket etmeseler de üçüncü ülkeler tarafından arabuluculuk yapılmakta ve işbirliğinin oluşturulup sürdürülmesine zemin hazırlanmaktadır.