Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Bireysel İş Uyuşmazlıklarında Tahkime Elverişlilik

Arbitrability Convenience in Individual Labor Disputes

Bengi SARGIN

Taraflararası doğmuş ya da doğabilecek bir uyuşmazlığın, taraflarca seçilen hakem adı verilen kişilerce çözülmesine tahkim adı verilmektedir. İrade özerkliği prensibinin bir yansıması olan tahkim, günümüzde tarafların en çok başvurduğu uyuşmazlık çözüm yollarından biridir. Bütün uyuşmazlıklar için tahkime başvurulması mümkün değildir. 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 1/4. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 408. maddesi tahkime elverişlilik hususunu düzenlemiştir. İlgili düzenlemeye göre taşınmaz mallar üzerindeki aynî haklardan veya iki tarafın iradelerine tâbi olmayan işlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar tahkime elverişli değildir. Anayasa Mahkemesi’nin 2003 tarihinde verdiği bir karar ile iş sözleşmelerinde toplu sözleşme ile kabul edilen tahkim kayıtlarını bağlayıcı hale getiren 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin ilgili cümlesi iptal edilmiştir. Böylece, toplu iş sözleşmesi ile yapılan tahkim sözleşmesi geçersiz iken bireysel iş sözleşmesi ile yapılan tahkim sözleşmesi geçerli kabul edilmiştir. Bu çalışmada, bireysel iş uyuşmazlıklarının tahkime elverişli olup olmadığı hususu doktrindeki görüşler ve mahkeme kararları ışığında değerlendirilecektir.

Tahkim, Tahkime Elverişlilik, Bireysel İş Uyuşmazlıkları.

Arbitration is called as dispute resolution system in which the settlement of a dispute that has arisen or may arise between the parties solved by the arbitrators who were chosen by the parties. As a reflection of freedom of will, arbitration is the most applied resolution of dispute systems by the parties. It is not impossible to apply arbitration for every kind of dispute. The International Arbitration Act No. 4686 Art. 1/4 and The Code of Civil Procedure No. 6100 Art. 408 regulate arbitrability issue. According to these provisions, disputes arising from right in rem on immovable property or works not subject to the will of both parties are not arbitrable. The relevant sentence of the Turkish Labor Law No. 4857 Art. 20, which renders the arbitration records accepted with collective agreement in the labor contracts binding, had been canceled with a decision given by Constitutional Court in 2003. Thus, while the arbitration agreement made with the collective labor agreement is accepted as invalid; the arbitration agreement made with the individual employment contract is accepted as valid. In this study, arbitrability of individual labor disputes shall be evaluated within the light of the doctrine views and court decisions.

Arbitration, Arbitrability, Individual Labor Disputes.

Giriş

Taraflar arası doğmuş ya da doğabilecek bir uyuşmazlığın devlet yargılaması dışında, taraflarca seçilen hakem adı verilen kişilerce çözülmesine tahkim adı verilmektedir. İrade özgürlüğü prensibinin bir yansıması olan tahkim kurumu, günümüzde sıkça başvurulan bir uyuşmazlık çözüm yoludur. Tahkimle, yargılama faaliyeti devletten alınıp hakemlere verilir.

Anayasa Mahkemesinin 2003 tarihinde verdiği bir kararla, iş sözleşmelerinde toplu sözleşmeyle kabul edilen tahkim kayıtlarını bağlayıcı hale getiren 4857 sayılı İş Kanununun 20’nci maddesinin ilgili cümlesi iptal edilmiştir. Böylece, toplu iş sözleşmesiyle yapılan tahkim sözleşmesi geçersiz iken; bireysel iş sözleşmesiyle yapılan tahkim sözleşmesi geçerli kabul edilmiştir.

Her ne kadar bireysel iş uyuşmazlıklarında tahkime gidilmesinin işçinin aleyhine olacağı düşünülse de; aslında, hem işçi hem işveren açısından getirdiği avantajlar oldukça fazladır. Gerçekten de, devlet mahkemelerinde yargılamalar çok uzun sürmektedir. Ayrıca yargılama esnasında alacakların tespit edilebilmesi amacıyla dosyanın bilirkişiye gönderildiği uygulamada sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Hakemlerin bu uzman kişilerden seçilmesi durumunda ve yargılamanın süresi de düşünüldüğünde, gizlilik esasıyla yürütülen tahkim yargılamasında hızlı ve adil bir karar verilecektir. Böylece, tahkimle, hem işverenin hem işçinin lehine bir süreç işleyecektir.

Tahkimde de devlet otoritesini hissettirmekte; çeşitli vasıtalarla tahkimin sınırını belirlemektedir. Bu sınırlamanın başında ise tahkime başvurulan konular, başka bir ifadeyle tahkime elverişlilik gelmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.408’de ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu m.1/4’de düzenlendiği üzere, “taşınmaz mallar üzerindeki aynî haklardan ve iki tarafın iradelerine tâbi olmayan uyuşmazlıklar,” tahkime elverişli değildir.

Yargıtay kararları değerlendirildiğinde ve doktrindeki görüşler incelendiğinde, zayıf konumda olan işçinin korunması gerekmekte ve bu nedenle iş uyuşmazlıkları tahkime elverişli kabul edilmemektedir. Bu çalışmada tahkim ve önemi, türleri, hukukî niteliği, tahkime elverişlilik hususları incelenecek; iş uyuşmazlıkları türleri, tahkime gidilebilecek iş uyuşmazlıkları ve iş uyuşmazlıklarında tahkime elverişlilik konuları açıklanmaya çalışılacaktır. Daha sonra Yargıtay kararları incelenerek iş uyuşmazlıklarının tahkime elverişli olup olmadığı meselesi değerlendirilecektir.

I. Tahkim Kavramı, Önemi, Hukukî Niteliği, Türleri, Tahkime Elverişlilik ve Esasları

Tahkim, taraflar arasında doğmuş ya da doğabilecek bir uyuşmazlığın, devlet yargılaması haricinde, taraflarca seçilen ve hakem adı verilen kişi ya da kişilerce çözülerek karara bağlanmasıdır.1 Başka bir ifadeyle tahkim, özel hukuktan kaynaklanan ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir uyuşmazlığın, tarafların iradesiyle; devlet mahkemeleri yerine, bir ya da birden fazla hakemlerden oluşan kişi veya kişilerce tarafları bağlayan bir kararla çözülmesi anlamına gelmektedir.2

Tahkim yargılamasına kural olarak taraf iradeleri sonucunda başvurulacaktır.3 Taraf iradelerinin tahkime başvurma yönünde olduğunu gösteren en önemli hukukî işlemin tahkim sözleşmesi olduğu şüpheden uzaktır.4 Başka bir ifadeyle, tahkim yargılamasının temelini tahkim sözleşmesi oluşturmaktadır.5 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun6 412’nci maddesinin birinci fıkrasına göre tahkim sözleşmesi; “tarafların sözleşme veya sözleşme dışı bir hukukî ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmadır.”.

Bir uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülebilmesine yönelik irade beyanı, tahkim sözleşmesinin kurucu unsurlarındandır.7 Taraflar tahkim sözleşmesi imzalayarak, devlet mahkemelerini bu uyuşmazlığı çözmede hariçte tutarlar. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 412’nci maddesinin ikinci fıkrasına göre tahkim sözleşmesi, taraflar arasında yapılan sözleşmenin bir şartı veya ayrı bir sözleşme şeklinde yapılabilir. Ayrıca, tahkim sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununda8 aranan tahkim sözleşmesinin tâbi olduğu şekil şartı, geçerlilik şartıdır.9

Yukarıda belirtilen hususun çalışmamız kapsamında değerlendirilmesi ise şu şekildedir: İş uyuşmazlıklarının tahkim yoluyla çözülebilmesi için tarafların iş sözleşmesinin kuruluşu sırasında tahkime gidileceği yönünde bir tahkim şartı koyması veya tarafların ayrıca bir tahkim sözleşmesi yapması gerekmektedir.10

Tarafların, tahkime başvurmaları altında yatan en önemli sebepler; hakemlerin ilgili konu hakkındaki uzman bilgisi ve uyuşmazlığın devlet yargılamasına nazaran daha kısa sürede çözüme ulaşacak olmasıdır.11

Anayasa’nın 9’uncu maddesine göre yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır. İlgili hüküm değerlendirildiğinde, bir uyuşmazlığın çözümünde kural olarak mahkemelerin yetkili olduğu sonucu çıkmaktadır.12 Ancak, mahkemelerin gün geçtikçe artan iş yükü ve beraberinde getirdiği yargılama sürecindeki uzamalar, adalete erişme noktasında gecikmelere sebep olmuş; böylece alternatif uyuşmazlık çözüm yollarını tercih etme gün geçtikçe artmıştır.13

Tahkimin alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği doktrinde tartışmalıdır. Bir görüşe göre tahkim, esas itibarıyla bir yargısal çözümdür.14 Tahkimde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hakemler tarafından verilecek bir kararla çözümlenmesi, hakemlerin tarafsız ve bağımsız yargılama yapmaları, tahkim sürecinin devlet tarafından denetlenmesi, hakemlerin vermiş olduğu kararın taraflar nezdinde bağlayıcı olması, icra edilebilir olması ve kesin hüküm etkisinin olması gibi durumlar tahkimin bir yargı faaliyeti olduğunu ortaya koyar niteliktedir.15 Doktrindeki diğer görüşe göre tahkim, kural olarak tarafların bu yöndeki iradesiyle işleyen bir süreç olduğundan, alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olarak kabul edilmektedir.16 Kanaatimizce, tahkim özel bir yargısal çözümdür. Çünkü alternatif çözüm yollarında yargılama yapılmadan veya uyuşmazlığı nihaî olarak çözen hüküm verilmeden uyuşmazlığın çözümü yolları kararlaştırılmıştır.17 Ancak tahkimde, uyuşmazlığın tarafı dışında hakem(ler) marifetiyle uyuşmazlık çözülmekte ve nihaî şekilde sonlandıracak karar (hüküm) verilmektedir.18

Her ne kadar tahkim bir yargı faaliyeti olsa da devlet yargılamasından farklılık arz etmektedir.19 Bu farklılıkları şu şekilde sıralamak mümkündür:20