Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Limited Şirkette Ortakların Hakları

Rights of Partners in a Limited Liability Company

Hakan ÇEBİ

Limited şirkette ortaklar çeşitli haklara sahiptirler. Bunlar mali haklar, kişisel haklar ve azınlık hakları olmak üzere üçe ayrılır. Mali haklar, kar payı hakkı, hazırlık dönemi faizi hakkı, tasfiye payı hakkı, yeni pay alma hakkı ve bedelsiz payları edinme hakkıdır. Kişisel haklar, genel kurula katılma hakkı, oy hakkı, bilgi alma ve inceleme hakkı, butlanın tespiti ve iptal davası açma hakkı, çıkma ve çıkmaya katılma hakkı, haklı sebeple fesih davası açma hakkıdır. Limited şirkette azınlık hakları ise, genel kurulun toplantıya çağrılması, özel denetçi atanması için mahkemeye başvurma, denetime tabi limited şirketlerde denetçinin görevden alınması için dava açma, sulh ve ibraya engel olma haklarıdır.

Limited Şirket, Ortak, Hak.

Partners in the limited liability company have various rights. Those are divided into three as financial rights, personal rights and minority rights. Financial rights are the right to dividend, interest for preparatory period, the right to liquidation, the right to receive new shares and the right to obtain bonus shares. Personal rights are the right to participate in the general assembly, the right to vote, the right to obtain information and to examine, the right to determine the nullity and to file an annulment action, the right to quit and to join to a quittance, the right to file a case for termination with a valid reason. Minority rights in the limited liability company are the right to call the general assembly for a meeting, to apply to a court for the appointment of a special auditor, to sue for the dismissal of the auditor in limited liability companies subject to audit, and the right to prevent the compromise and release.

Limited Liability Company, Partner, Right.

I. Giriş

Limited şirket ülkemizde en çok görülen şirket türüdür ve sayısı her geçen gün artmaktadır. Yeni Ticaret Kanununda limited şirketle ilgili önemli değişiklikler yapılmış ve limited şirket küçük bir anonim şirket olarak düzenlenmiştir. Limited şirkette ortaklar çeşitli haklara sahiptirler. Bunlar mali haklar, kişisel haklar ve azınlık hakları olmak üzere üçe ayrılır. Ortakların haklarını kullanmaları ve hakların ihlali halinde başvurabilecekleri hukuki yollar oldukça önemlidir. Bu nedenle, ilgili konuların ayrıntılı olarak incelenmesi gerekir. Makalede, Kanundaki düzenlemelere ve öğretideki görüşlere yer verilmiştir.

II. Ortakların Hakları

Kâr payı ortağın en önemli mali hakkıdır. Kâr payı, sadece net dönem kârından ve bunun için ayrılmış yedek akçelerden veya serbest yedek akçelerden dağıtılabilir. Net dönem kârı, yıllık bilançoya göre belirlenen yıllık kârdan, geçmiş yıllara ait zararların ve şirketin ödemekle yükümlü olduğu matrahı yıllık olan vergilerle, mali yükümlülüklerin düşülmesinden sonra kalan tutardır.1 Kâr dağıtımı için ayrılmış yedek akçelerden kasıt da, önceki dönemlerin kârı aracılığıyla oluşturulan özel yedek akçelerdir. Bu tür yedek akçeler, yıllık kâr dalgalanmalarına karşı, ortaklara her yıl miktar olarak eşit bir kâr payı dağıtılmasını mümkün kılmak için ayrılırlar. Bu yedek akçeler yanında, başka amaçlar için ayrılmış yedek akçelerden veya serbest yedek akçelerden de kâr payı dağıtılabilir. Başka amaçlar için ayrılmış yedek akçelerden kâr payı dağıtılabilmesi için, öncelikle genel kurul tarafından bunların çözülerek serbest yedek akçe haline getirilmeleri gerekir.2

Kâr payı dağıtımına, ancak ayrılması gereken kanuni yedek akçelerle, şirket sözleşmesinde öngörülmüş yedek akçeler ayrıldığı takdirde karar verilebilir. Limited şirkette de anonim şirkette olduğu gibi, üç tür yedek akçe vardır (TK m.610, m.519). Bunlar, kanuni yedek akçe, şirket sözleşmesiyle ayrılan yedek akçe ve genel kurul kararıyla (olağanüstü) ayrılan yedek akçedir. Kanuni yedek akçe bakımından birinci ve ikinci ayırım söz konusudur. İkisi de zorunludur. Yıllık kârın yüzde beşinin, ödenmiş esas sermayenin yüzde yirmisine ulaşıncaya kadar ayrılması birinci ayırımdır (TK m.519/1). Yeni payların çıkarılması dolayısıyla sağlanan primin, çıkarılma giderleri, itfa karşılıkları ve hayır amaçlı ödemeler için kullanılmamış bulunan kısmı, ıskat sebebiyle iptal edilen pay senetlerinin bedeli için ödenmiş olan tutardan, bunların yerine verilecek yeni senetlerin çıkarılma giderlerinin düşülmesinden sonra kalan kısmı ve ortaklara yüzde beş oranında kâr payı ödendikten sonra, kârdan pay alacak kişilere dağıtılacak toplam tutarın yüzde onu ikinci ayırım olarak ayrılır (TK m.519/2). İkinci ayırımın herhangi bir sınırı yoktur. Şirketin kendi paylarını iktisap etmesi halinde de, ödediği tutar kadar yedek akçe ayırması gerekir (TK m.612/3).

Şirket sözleşmesiyle yıllık kârın yüzde beşinden fazla bir tutarın yedek akçeye ayrılacağı ve yedek akçenin ödenmiş esas sermayenin yüzde yirmisini aşabileceği kararlaştırılabilir. Şirket sözleşmesiyle başka yedek akçe ayrılması öngörülebilir ve bunların özgülenme amacıyla harcanma yolları ve şartları belirlenebilir (TK m.521). Genel kurul, Kanun ya da şirket sözleşmesinde öngörülmeyen veya öngörüleni aşan tutarlarda yedek akçelerin ayrılmasına, sadece zararların karşılanması için gerekliyse veya şirketin gelişimi için yatırım yapılması ihtiyacı ciddi bir şekilde ortaya konulmuşsa, bütün ortakların menfaati böyle bir yedek akçe ayrılmasını haklı gösteriyorsa ve bu hususlar şirket sözleşmesinde açıkça belirtilmişse karar verebilir (TK m.608/3). Şirket sözleşmesiyle veya genel kurul kararıyla, çalışanlar ve işçiler lehine yedek akçe de ayrılabilir.

Serbest yedek akçe, Kanun, şirket sözleşmesi veya genel kurul kararıyla belli bir amaca tahsis edilmeyen yedek akçedir. Belli bir amaca tahsis edilme halinde bağlı yedek akçe vardır. Kâr payı verilmesi, şirketin kendi esas sermaye paylarını iktisap etmesi ve yedek akçelerin esas sermayeye dönüştürülmesi, sadece serbest yedek akçelerden gerçekleştirilebilir. Bağlı yedek akçelerin serbestçe kullanılabilmesi için, önce çözülmeleri ve serbest yedek akçe haline getirilmeleri gerekir. Yeni Ticaret Kanununda gizli yedek akçe ayrılmasına izin verilmemiştir. Gizli yedek akçeden, gerçek malvarlığı değeri ile bilançoda düşük gösterilmiş malvarlığı değeri arasındaki fark anlaşılır.3 ETK m.458’de gizli yedek akçe ayrılmasına izin verilmiş ve yöntemi gösterilmişti.

TK m.608/2 uyarınca kâr payı, şirket sözleşmesiyle aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının itibari değerine oranla hesaplanır. Şirket sözleşmesi, Kanunda düzenlenen kâr dağıtım esasından farklı bir dağıtım esasını öngörebilir. Kâr payının esas sermaye paylarının itibari değerleri oranında değil; bunlar farklı itibari değerde olsalar dahi, tüm esas sermaye paylarına eşit olarak dağıtılması öngörülebilir. Bu şekilde bir düzenleme, tüm ortaklar müdür sıfatını taşıdığı ve müdürlerin esas sermaye payları eşit olmadığı zaman, kazanç payı yerine geçer.4 Şirket sözleşmesinin esas sermaye payları ve ek ödeme yükümlülükleri için farklı miktarda kâr payları öngörmesi de mümkündür.5 Kâr payları ve ek ödeme yükümlülüklerine ilişkin, esas sermaye paylarının eşit olmayan bir durumunun kabul edilmesi objektif olarak haklı olmalı veya imtiyazlı olmayan ortakların tümünün onayı olmalıdır.6

Kanundaki düzenleme nedeniyle kâr payının esas sermaye paylarının itibari değerine göre mi, yoksa pay bedellerine mahsuben yapılan ödeme oranına göre mi dağıtılacağı meselesi ortaya çıkmıştır. ETK m.533’e göre, şirket sözleşmesinde aksine hüküm bulunmadıkça ortaklar, sermaye koyma borçlarını yerine getirdikleri oranda, kârdan pay alırlardı. Yeni Kanunda farklı düzenleme yapılmasının nedeni, Kanunun ilk halinde, ortakların nakit sermayenin tamamını, şirketin kuruluşundan önce hemen ve tamamen ödemek zorunda olduklarına ilişkin bir düzenlemenin bulunmasıydı (TK m.585). Ancak, bu düzenleme 6335 sayılı Kanunla değiştirilmiş ve pay bedellerinin ödenmesine ilişkin olarak anonim şirketlere ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanacağı öngörülmüş, daha sonra 7099 sayılı Kanunla pay bedellerinin ¼’ini tescilden önce ödeme yükümlülüğü de kaldırılmıştır.7 Yapılan değişikliklerden sonra, ortakların sermaye borçlarını başlangıçta ifa etmeme durumu söz konusu olabilir.

Bu konuda Bilgili/Demirkapı, TK m.608/2 hükmünün gerçek olmayan boşluk (kural içi boşluk) olarak kabulü ile, kâr dağıtımının esas sermaye paylarının itibari değeri oranında yapılmasına ilişkin düzenlemenin uygulanmaması gerektiğini savunmaktadır. Yazarlara göre, bu düzenleme yerine TK m.508/1 kıyasen uygulanmalı ve sermaye koyma borcuna karşılık yapılan ödemeler oranında kâr payı hakkı öngörülmelidir.8 Bahtiyar ise, aynı sonuca farklı gerekçelerle ulaşmaktadır. Yazar, kâr payının hesaplanmasında, ek ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilip getirilmediğinin göz önünde bulundurulmasını kabul edip, pay bedelini dikkate almamanın hükmün kendi içerisinde bir tutarsızlık yarattığı, müdürlerin kâr payı dağıtımında sermaye koyma borcunun ödenmemesini dikkate almamalarının eşit işlem yapma borcuna aykırılık teşkil edeceği, limited şirketin sermaye şirketi olduğu ve anonim şirketler için yasa koyucunun TK m.508’de koyduğu düzenden ayrılmak için haklı bir sebep bulunmadığı görüşündedir.9 Kanaatimizce de kâr payı, pay bedeli için yapılan ödemelerle orantılı olarak hesaplanmalıdır. Zira, Bahtiyar’ın savunduğu gibi, limited şirket bir sermaye şirketidir ve anonim şirketler için konulan düzenden ayrılmak için bir sebep bulunmamaktadır.

Şirket sözleşmesinde ek ödeme yükümlülüğü öngörülmüş ve bu ek ödeme yükümlülüğü ortak tarafından yerine getirilmişse, bunun tutarı da kâr payının hesaplanmasında dikkate alınır. Böylece kanunkoyucu tarafından, ifa edilen ve TK m.605’e göre şirket tarafından geri ödenmeyen ek ödeme yükümlüğü, ortakların ek sermayesi gibi kabul edilmiştir.10

Kârın dağıtılabilmesi için öncelikle tespiti gerekir. Net dönem kârı, kâr ve zarar hesabının ve bilançonun tasdiki ile tespit edilir. Bilançonun tasdiki ile muhtelif aktiflere biçilen değerler, ayrılan yedek akçeler, amortisman ve karşılıklar ile bilançonun diğer kalemleri şirket ve ortaklar bakımından kesinleşmiş olur. Tasdik kararı şirketin net dönem kârını tespit eder. Ortakların şirketin net kârı üzerinde talep hakkını kazanabilmesi için, genel kurulun kârın kullanılma şeklini belirlemesi ve dağıtılmasına karar vermesi gerekir. Zira, genel kurul tespit edilen kârın tamamını dağıtmak zorunda değildir. Dağıtma kararıyla genel kurul, Kanun ve şirket sözleşmesi uyarınca gereken tahsisleri yapar ve net kârın ortaklara dağıtılacak miktarını tayin eder. Genel kurul kârın tamamını veya bir kısmını TK m.523 sınırları içerisinde ertesi yıla nakledebilir.11 Genel kurulun kâr dağıtımı kararı ile her ortak, devredilebilen, bağımsız ve şartsız bir alacak hakkı elde eder.12 Bu tarihten sonra ortaklar kâr paylarını talep veya temlik edebilirler.

Kâr dağıtımının şeklini belirleme konusunda genel kurul serbesttir. Kâr payları nakit veya ayın olarak ödenebileceği gibi, şirketin elinde bulunan esas sermaye paylarının verilmesi şeklinde veya bunların birlikte uygulanması şeklinde de ödenebilir.13 Haksız yere kâr almış olan ortak ve müdür bunu geri vermekle yükümlüdür (TK m.611/1). Haksız kavramından, Kanunun ve şirket sözleşmesinin kâr dağıtımına ilişkin maddi veya şekli hükümlerini ihlal eden her kâr dağıtımı anlaşılır. Bunun kapsamına öncelikle, şirketin, bilanço kâr göstermemesine ve serbestçe tasarruf edemediği diğer araçlara sahip olmamasına rağmen, kâr dağıtması girer. Haksız kâr dağıtımı, kâr, hesabı hesap verme ilkelerine aykırı olduğu veya genel kurul tarafından karara bağlanmadığı zaman da vardır. Hayali işlemler üzerinden örtülü ödemeler ve gizli kâr dağıtımı da haksız olarak kabul edilir.14 Haksız kâr alan kişi iyiniyetli ise, geri verme borcu, şirket alacaklılarının haklarını ödemek için gerekli olan tutar kadardır. İyiniyetli olmaktan kasıt, bilançoda görünen kârın gerçek olmadığını, yani mevcut olmayan veya bilançoda görüldüğü tutarda olmayan kârın dağıtılmış olduğunu ortağın ve müdürün bilmemesi veya bilebilecek durumda olmamasıdır.15 Şirketin haksız alınan kârı geri alma hakkı, paranın alındığı tarihten itibaren beş yıl, iyiniyetin varlığında iki yıl sonra zamanaşımına uğrar (TK m.611/3).

Anonim şirketlerde kâr payı avansına ilişkin TK m.509/3 limited şirketler için de uygulanır (TK m.644/1-b). Limited şirket ortakları da artık kâr payı avansı alabilirler.16 Bu konuda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Kâr Payı Avansı Dağıtımı Hakkında Tebliğ’i yayınlamıştır.17 Bu Tebliğe göre, kâr payı avansı dağıtılabilmesi için iki şartın gerçekleşmesi gerekir. Bunlar, kâr payı avansı dağıtılacak hesap döneminde hazırlanan üç, altı veya dokuz aylık ara dönem finansal tablolara göre kâr edilmiş olması ve şirket genel kurulu tarafından kâr payı avansı dağıtılmasına karar verilmesidir (Tebliğ m.5). Bu şartlar gerçekleştiği takdirde şirket kâr payı avansı dağıtabilir. Dağıtılacak kâr payı avansı; varsa geçmiş yıllar zararlarının tamamının, vergi, fon ve mali karşılıkların, kanunlara ve sözleşmeye göre ayrılması gereken yedek akçelerin, varsa imtiyazlı pay sahipleri, intifa senedi sahipleri ve kâra katılan diğer kimseler için ayrılacak tutarların, oluşan ara dönem kârından indirilmesi suretiyle hesaplanır. Ödenecek kâr payı avansı, bu şekilde hesaplanan tutarın yarısını geçemez (Tebliğ m.7/1). Aynı hesap dönemi içinde izleyen ara dönemlerde de kâr oluşması halinde, dağıtılacak kâr payı avansı tutarı yukarıda belirtilenlerin yanı sıra önceki ara dönem veya dönemlerde ödenmiş olan kâr payı avansı tutarları da indirilerek hesaplanır. Ödenecek kâr payı avansı, bu şekilde hesaplanan tutarın yarısını aşamaz (Tebliğ m.7/2).

Ortaklar, esas sermaye payları oranında sermaye artırımına katılma hakkına sahiptir (TK 591/I). Bu hakka yeni pay alma (rüçhan) hakkı denir. Yeni pay alma hakkı, dış kaynaklardan ve yeni pay çıkarılarak sermaye artırımı yapılması halinde söz konusu olur. Bu hakkın ortaklara tanınmasının amacı, şirketteki mali ve kişisel haklarının zarara uğramaması, yani şirketteki etkinlik oranlarının aynı kalmasını sağlamaktır.18 Zira, oy hakkı, kâr payı ve tasfiye payı hakkı esas sermaye payının oranına göre belirlenir. Ortakların yeni payları alma mükellefiyeti yoktur.

Yeni pay alma hakkı, hak sahiplerine yeni pay ihracı yoluyla sermaye artırımında ve belirlenen ihraç şartları içinde yeni paylardan edinme yetkisi veren şahsi bir haktır.19 Yeni pay alma hakkının konusu sermaye artırımında çıkarılan yeni paylardır. Hakkın kullanımı için, öncelikle yeni payların oluşturulması gerekir. Hak şirketin kurulması ile doğmuştur; ancak alım yetkisinin kullanılabilmesi için, şirketin sermaye artırımı ile yeni payları ihraç etmesi gerekir. Bu nedenle yeni pay alma hakkı, şirketin sermaye artırımı taliki şartına bağlı bir haktır.20

Bu hak, şirket sözleşmesine konulan bir hükümle21 veya genel kurulun sermaye artırımı kararıyla sınırlandırılabilir ya da tamamen kaldırılabilir. Hakkın şirket sözleşmesiyle kaldırılması veya sınırlandırılması için herhangi bir şart aranmazken, genel kurul kararıyla kaldırma veya kısıtlama için, haklı sebeplerin bulunması ve kararın, temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğuyla alınması gerekir. Kanunda haklı sebep olarak, işletmelerin, işletme kısımlarının, iştiraklerin devralınmaları ve işçilerin şirkete katılmaları gösterilmiştir. Ancak bu sayım sınırlayıcı değildir. Şirketin finansal menfaatleri, ödeme dar boğazından kurtulma, teknoloji alınması, finansman ihtiyacı, borçların sermayeye dönüştürülmesi, ortak çevresinin genişletilmesi gibi sebepler de haklı niteliktedir.22 Yeni pay alma hakkının sınırlandırılması veya kaldırılması suretiyle hiç kimse haklı görülemeyecek şekilde yararlandırılamaz veya kayba uğratılamaz (TK m.591/2).

Yeni pay alma hakkı ortak tarafından devredilebilir. Hak, sermaye artırımı kararından önce, ancak payla birlikte devredilebilir veya paydan ayrı olarak devri vaat edilebilir. Devir vaadini ortaklar yapabileceği gibi, şirketin kendisi de yapabilir. Sermaye artırımı kararı ile hak, paydan ayrı olarak da devredilebilir. Bu hakkın ortak olmayan üçüncü kişilere devri için, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, ayrıca genel kurulun olağan nisapla karar alması gerekir.23 Ortakların artırılan sermayeye katılma oranı, esas sermaye paylarının itibari değerine göre tespit edilir. Yeni pay alma hakkının kullanılabilmesi için en az 15 günlük süre verilmelidir. Süre şirket sözleşmesinde veya genel kurulda belirlenebileceği gibi, müdürler tarafından da belirlenebilir.