Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Trafik Sigortası Kapsamındaki Tazminat Uyuşmazlıklarında Öncelikli Uygulanacak Hükümler

Provisions to be Applied Primarily in Compensation Disputes within the Scope of Traffic Insurance

Faik BİRİŞİK

Anayasa Mahkemesi 17/7/2020 Tarih, Esas 2019/40, Karar 2020/40 Sayılı Kararı ile; a) Karayolları Trafik Kanun’un 90. Maddesinin Birinci Cümlesinin “” Bölümünde Yer Alan “” İbaresi, İkinci Cümlesinde Yer Alan “” İbaresinin, Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. ve 48. maddelerine aykırı olduğundan oy çokluğu ile iptallerine karar vermiştir. KTK’nın söz konusu hükümlerinin Anayasa Mahkemesince iptali ile uygulamada trafik sigortası kapsamındaki tazminatların tayininde öncelikle uygulanacak hükümlerin belirlenmesinde uygulamada ve öğretide tereddütler yaşanmasına neden olmuştur. Sigorta hukukunda çok hüküm olduğundan uygulanacak kuralın çokluğundan trafik kazalarından kaynaklı sigorta tazminat uyuşmazlıklarında öncelikli uygulanacak hükümler konusunu aydınlatmakta yarar vardır. Bu nedenle bu çalışma bilime katkısının yanı sıra uygulamaya da yol gösterici olacağı düşünülerek hazırlanmıştır.

Karayolları Trafik Kanunu, Sigorta Genel Şartları, Tazminat Hesaplanması, Trafik Kazası, Trafik Sigortası.

The Constitution Court decided to annul the phrase “”, under the section “” Of the first sentence of article 90 of the Highways Traffic Code is decided to be annulled with the majority of votes since it is contrary to the articles 5, 13, 17, 35 and 48 of the Constitution, with the decision dated 17/7/2020, docket no 2019/40, decision no 2020/40. Annulment of the said provisions of the Highways Traffic Code by the Constitutional Court caused hesitations in practice and doctrine when determining the provisions to be applied primarily in designating the compensation within the scope of the traffic insurance in practice. It is beneficial to enlighten the issue of provisions to be applied primarily, in insurance compensation disputes arising from traffic accidents, due to the abundance of rules to be applied since there are so many provisions in the Insurance law. Therefore this paper has been prepared by thinking that it would be guiding in practice as well as contributing to the science.

Highways Traffic Code, Insurance General Conditions, Compensation Calculation, Traffic Accident, Traffic Insurance.

Giriş

Ülkemizde her geçen gün artan trafik kazaları sonucu ortaya çıkan ekonomik problemler, mali sorumluluk kavramının hukuki ve doktriner açıdan son derece kapsamlı bir hüviyet kazanmasına neden olmuştur. Elbette ki trafik kazalarının azaltılması için gerekli önlemlerin alınması çok önemlidir. Kazaların ve bu kazalar sonucu oluşan zararların tamamen önlenmesi imkânsızdır. Trafik kazalarında doğan zararlar, buna maruz kalan şahıslar kadar, toplum içinde bir kayıp teşkil etmektedir. Bu nedenledir ki, trafik kazası sonucu zarar görenlerin zararlarının giderilmesini sağlamak birinci derecede önem taşımaktadır. Günümüzde artık zarara uğrayanların zararlarının mümkün olduğu kadar tam olarak giderilmesi yolları araştırılmaktadır. Zorunlu mali sorunluluk sigortasının, sorumluluk hukukunun bugünkü gelişmesinde en önemli fonksiyonu da budur. Güven yaratan ve sağlayan sigorta, sosyal ilerlemenin şartlarından birisini teşkil etmektedir. Trafik kazasına bağlı olarak zarara uğrayana ödenmesi gereken tazminatı belirlemek için hâkim, her şeyden önce zararın miktarını araştırmak zorundadır. Zararın belirlenmesinde; malvarlığının zarardan önceki durumu ile dava sırasındaki durumunu her zaman için dikkate alması gerekir. Çünkü kural olarak, haksız fiil sorumlusunun ödeyeceği tazminat, hiçbir şekilde bu esaslara göre belirlenecek zararı aşmamalıdır. Yine kural olarak, mevcut olan zararlar tazmin edilir, istisnai olarak gelecekte oluşacak olan zararlarda tazminat konusu olabilir. Aslında zararın tam olarak belirlenebilmesi neredeyse mümkün değildir. Mevcut zararın tespiti kısmen kolay olsa da müstakbel zararlar için aynı şeyi söylemek pekte mümkün değildir. Hâkim, zarar miktarını tespit ettikten sonra tazminatı tayin edecektir. Çünkü, zararın tespiti ile tazminatın tayini farklı iki safhadan oluşmaktadır. Hâkim, zarar ve tazminat tayininde hangi kıstasları ölçü alacaktır? Özellikle günümüzde; uygulamada, vücut bütünlüğünün ihlalinden ve ölüm hallerinde doğan zararın ve tazminatın hesaplama yöntemi ve formülleri, yaşam tabloları, kalıcı sakatlık tayininde uygulanacak yönetmelik hükümleri, teknik faiz, destek süreleri, destek payları ve tazminat hesabına esas kazançlar gibi zararın ve tazminatın hesaplamasında kullanılacak veriler konusunda uygulanacak hükümlerin önceliği tartışmalıdır.

Trafik kazalarında kaynaklı sigorta tazminat uyuşmazlıkları için çok hüküm bulunduğundan, uygulanacak kuralda çok fazladır. Mevzuat hükümleri, sigorta genel şartları ve özel şartları, ticari örf ve adet, genel hükümler ve özellikle de Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihli ve E. 2019/40, K. 2020/40 sayılı kararı sonrası, hâkimler için trafik kazasından kaynaklı sigorta tazminat uyuşmazlıklarında hangi kuralın öncelikle uygulanacağı önem kazanmıştır. Bu çalışmamızın amacı, trafik sigortası kapsamındaki tazminat uyuşmazlıklarında öncelikli uygulanacak hükümlerin belirlenmesi ve uygulamada trafik kazalarından kaynaklı sigorta tazminatlarının tayininde uygulanacak kural ve kuralların hangileri olduğu konusunu aydınlatmaktır.

I. Karayolu Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası

Karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortası, özellikle, trafik kazalarında, tehlike sorumluluğunun kabul edilmesi ve zarara uğrayanın zararının tamamını tazmin etmesi gereği sonucu doğmuş ve gelişmiştir. Motorlu araçların kullanılmasından meydana gelen zararların tazmini borcuna ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası, Türk hukukunda ilk olarak 1953 tarihli ve 6085 sayılı Kanunla düzenlenmiştir.1 Trafik sigortası olarak da adlandırılan zorunlu mali sorumluluk sigortası, motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması durumunda, o aracı işletenin üçüncü kişilere karşı olan mali ve hukuki sorumluluğunu belli sınırlar içinde güvence altına alan, pasif ve aynı zamanda zarar sigortası niteliği taşıyan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür.2

Gerek araç işletenlerinin gerekse sürücülerin, muhtemel trafik kazaları sonucunda büyük ekonomik kayıplardan dolayı güç duruma düşmemeleri için zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmaları gerekmektedir. Kaldı ki, KTK m.24/1 ve m.91/5 hükümleri gereğince, gerekli teminat tutarları üzerinden zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan araçlar trafikten yasaklanmaktadırlar.3

KTK m.91’e göre; “İşletenlerin, bu Kanunun 85’inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere malî sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” Aynı Yasanın 85’inci maddesinin birinci fıkrasına göre de; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”

KTK m.91/1 ve m.85/1 hükümlerini birlikte değerlendirdiğimizde, zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan sigortacının poliçede belirlenen teminat limitlerine kadar, işletenin sorumluluğunu üstelendiği sonucuna ulaşılmaktadır. Zorunlu mali sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz ya da bu sorumluluğu, sigortacı üzerine aktarmaz. Bir başka anlatımla, sigorta ettiren, zorunlu mali sorumluluk sigortasını yaptırmakla, üçüncü kişilerin uğramış olduğu zararların sorumlusu olmaktan kurtulamamaktadır.4 Bu nedenle, zarar gören sadece zarar verene yani sigorta ettirene karşı zararın giderilmesi talebinde bulunabilecektir. Böyle bir durumda sigortalı, kendisinin bir trafik sigortasının olduğunu ve davanın kendisine karşı değil; talebin sigortacısına yöneltilmesi gerektiğini ileri süremez. Çünkü zarar görenin, zarar verene ve/veya onun sigortacısına talepte bulunma konusunda seçimlik hakkı vardır.

II. Karayolu Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Kapsamına Giren Zararlar

Karayolu zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamına giren zararları, araçlar, eşyalar ve kazaya maruz kalan kişiler açısından incelemek gerekir. KTK m.91/1 ile m.85/1’e yapılan göndermeye dayanılarak, zorunlu mali sorumluluk sigortasının bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olan kazaları kapsadığı ifade edilebilir.5 Fakat bu tür zararların zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamına dâhil olabilmesi için kazaya neden olan aracın, motorlu bir araç olması ve işletme halinde bulunması gerekmektedir. İşletme halinde bulunmayan araçların neden oldukları kazalar ile aracın sebep olduğu kazada yardım çalışmalarından dolayı yardım edenin uğramış olduğu zararlar, zorunlu sorumluluk sigortası kapsamı dışındadır.6 Yine yabancı plakalı motorlu araçların neden oldukları zararlarda zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamına dâhildir.7

Karayolları Trafik Kanununun ‘Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar’ başlıklı 92’nci maddesinde, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında kalan hususlar hükme bağlanmıştır. Sigortacının sorumluluğu, işletenin KTK m.85/1’deki sorumluluğu ile sınırlandırılmıştır. Ancak burada, biraz öncede ifade ettiğimiz gibi manevi tazminat yönünden bir istisna söz konusu olup, işleten manevi tazminattan sorumlu olduğu halde, sigortacının manevi tazminat sorumluluğu bulunmamaktadır.

Maddi hasara ilişkin zararda, yedek parça ve işçilik gibi tamir giderleri, tazminata dâhildir. Zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, ancak kazaya uğrayan araçtaki gerçek zararlardan sorumlu olup, bunun dışında kalan ve üçüncü kişiye ait aracın çalışmamasından kaynaklı kazanç kaybından sorumlu değildir. Buna karşılık, trafik kazasında araçta meydana gelen hasarın aracın değerini olumsuz yönde etkilemesi durumunda, bu araçtaki değer kaybı zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındadır.8

Yaralanan veya ölen kişi, hatır için taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için verilmiş bulunuyorsa, işletenin zorunlu sorumluluk sigortası, araca gelen zararları kapsamaz. Motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir (KTK m.87/1). Zarar görenin beraberinde bulunan bagaj ve benzeri eşya dışında araçta taşınan eşyanın uğradığı zararlardan dolayı işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu da genel hükümlere tabidir (KTK m.87/2).

Motorlu aracın çalınması halinde işletenin sorumluluğu ve zorunlu sorumluluk sigortasının kapsamı, KTK m.107’de düzenlenmiştir. Motorlu aracı çalan veya gasp eden kimse işleten gibi sorumlu tutulur. Başka bir ifadeyle, işletenin zorunlu sorumluluk sigortası, motorlu aracı çalan veya gasp eden kişinin verdiği zararları da kapsar. Ancak işleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin, aracın çalınmasında veya gasp edilmesinde kusurlu olmadığını ispat ederse, sorumlu tutulamaz. Aracın çalındığını veya gasp edildiğini bilerek araca binen yolculara karşı sorumlulukta genel hükümlere tabi kılınmıştır.9

Motorlu aracın ehliyetsiz bir kimse tarafından kullanılması durumunda, meydana gelen zararların zorunlu sorumluluk sigortası kapsamında olup olmayacağı hakkında Kanunda herhangi bir hüküm yoktur. Bu durumda da sigortacı meydana gelen zararlardan sorumludur. Ancak araç, sigorta ettirenin izni ile ehliyetsiz kimse tarafından kullanılmış ise, sigortacı tazminatı ödedikten sonra sigorta ettirene rücu edebilir.10