Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kooperatiflerin Kuruluşu

Establishment of Cooperatives

Prof. Dr. Mustafa TOPALOĞLU

Kooperatifler, TTK’da ticaret ortaklıkları arasında sayılmıştır. Ancak kooperatiflerin tacir niteliğinde olup olmadığı halen neticeye ulaşmamış, tartışmalı bir husustur. Kooperatiflerin diğer ticaret ortaklıkların ile ayrışan, farklı yönleri bulunmaktadır. Bu farklılıklardan biri de kooperatiflerin kuruluşuna ilişkindir. Kooperatiflerin kuruluşu diğer ticaret ortaklıklarından farklı olarak izne tabidir. İzin, Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan matbu anasözleşme örneklerinin kullanılıp kullanılmamasına göre Ticaret İl Müdürlüğü veya Ticaret Bakanlığı tarafından verilir. Birçok farklı süreç içeren kooperatiflerin kuruluş işlemleri, Türk hukukunda etraflıca işlenmiş değildir. Bu nedenle çalışmamızda kooperatiflerle ilgili genel bilgilere yer verildikten sonra kuruluş aşamaları ve kuruluşta talep edilen belgelere de yer verilerek incelenmiştir.

Ticaret Ortaklığı, Tacir, Ortaklar, Sermaye.

Cooperatives are counted among the trading partnerships in the Turkish Commercial Code. However it is still not certain whether the cooperatives have a merchant nature or not, it is a contradictive issue. Cooperatives have differences separate from the trading partnerships. One of those differences is establishment of the cooperatives. Different from the trading partnerships, establishment of the cooperatives is subject to permission. The permission is given either by Provincial Directorate of Commerce or Ministry of Commerce according to whether the printed articles of association samples prepared by the Ministry of commerce have been used or not. The establishment procedures of the cooperatives which cover many different processes haven’t been treated comprehensively in the Turkish law. Thus in our study, establishment stages are reviewed by providing the documents required at the establishment stages, after the general information on cooperatives have been given.

Cooperative, Trading Partnership, Merchant, Partners, Capital.

I. Kooperatifler Hakkında Genel Bilgiler

Kooperatifler Kanunu (KK)1 m.1 gereği kooperatifler; ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle mesleklerine veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli tüzel kişiliği haiz ortaklıklardır.

Kooperatifler, kişi birliği olup diğer kişi birlikleri olan derneklerden ve ortaklıklardan amaç bakımından ayrılır. Kooperatifler, amacı kâr elde etmek ve paylaşmak olan ortaklıklardan farklı olarak kâr elde etme ve paylaşma şeklinde ticari bir amaç güdemez.2 Kooperatifler, ortaklarının ekonomik menfaatlerini karşılamak ve ihtiyaçlarını temin etmek amacı güderek temelde ortaklarının ekonomilerini iyileştirmeyi hedefler.3 Böylece ortaklarına ekonomik yarar sağlayıp onu korumayı amaçlar.4 Bu bakımdan kooperatifler, ideal amaçlarla kurulan derneklerden de ayrılır.

Kooperatiflerin tacir niteliğine sahip olup olmadığı tartışmalıdır. 6762 sayılı eTK döneminde de husus tartışmalı olup yargı kararlarında da birlik söz konusu değildi.5 Kooperatifleri tacir saymayan Yargıtay kararlarının ve doktrindeki görüşlerin bir kısmı, KK’da kooperatifin tanımına ilişkin birinci maddede niteleme yapılırken kooperatif için teşekkül kelimesi kullanılması idi.6 Ancak bu dönemde aksi görüşler de ileri sürülmekteydi.7

TTK döneminde ise, 5146 sayılı Kanunla KK’da yapılan değişiklik sonucunda kooperatifi tanımlayan birinci maddede teşekkül yerine ortaklık ifadesi kullanılmıştır. TTK’da da kooperatifler, eTK m.136 hükmünde olduğu gibi kooperatifler ticaret şirketleri arasında sayılmıştır (TTK m.124/1). TTK döneminde 15. Hukuk Dairesi tarafından verilen bir kararda konu yapı kooperatifleri bakımından ele alınmış ve kooperatiflerin tacir niteliğinde olmadığı sonucuna varılmıştır.8 Belirtmek gerekir ki KK’da kooperatifin tanımına ilişkin yapılan değişiklik ve TTK m.124 hükmünde kooperatiflerin halen ticaret ortaklığı olarak sayılması hususları kooperatiflerin tacir sayılması gerektiğini işaret etmektedir.9 KK m.98 hükmünde Kanunda düzenlenmeyen hususlarda TTK’nın anonim şirketlerine ilişkin hükümlerinin uygulanacağının öngörülmesi de bu görüşü destekler niteliktedir.10 Netice olarak kooperatifler, ticaret ortaklıklarından farklı olarak kâr elde etmek ve bunu ortaklarına dağıtmak amacı taşımasa da ekonomik bir amaç gütmektedirler.11

Günümüzde Yargıtay halen kooperatiflerin tacir olmadığı görüşündedir.12 Bununla birlikte Yargıtay’ın birçok kararında kooperatiflerin tacir niteliğine sahip olduğu yönünde ısrarlı muhalefet şerhleri söz konusudur.13 Kooperatiflerin tacir olup olmadığı, sözleşme cezası istenip istenemeyeceği ve kooperatiflerden ticari borçlara uygulanan temerrüt faizinin istenip istenemeyeceği hususları bakımından önem taşımaktadır. Bu konuda bir içtihadı birleştirme kararı çıkmasının tartışmaları sona erdirmek adına faydalı olacağı düşüncesindeyiz.

Kooperatifler en az yedi ortaktan oluşur (KK m.2). Kooperatif ortaklığa giren herkesin en az bir ortaklık payı alması şarttır.14 Ortaklar, gerçek veya tüzel kişi olabilir (KK m.1). Ancak gerçek kişilerin medeni hakları kullanma yeterliliğine sahip olmaları gerekir (KK m.8). Böylece anonim ve limited şirketlerden farklı olarak kooperatiflerde şirkete ortak olma bakımından ayırt etme gücüne sahip olunması yeterli değildir. Kanuni temsilci aracılığıyla kooperatif ortağı olunma imkânı yoktur.15 Anasözleşmede emredici hükümlere aykırı olmamak şartıyla ortakların sahip olması gereken özel şartlar öngörülebilir.16

Kooperatiflere yabancı uyruklu kişilerin ortak olması bakımından da Kanunda bir sınırlama söz konusu değildir. Bu sebeple anasözleşmede yabancıların ortak olmasını yasaklayan bir hüküm öngörülmemişse yabancı uyruklu kişiler de kooperatiflere ortak olabilir.17 Kaldı ki yabancılar TTK’da düzenlenen ticaret şirketlerinden birini veya TBK hükümlerine tabi adi şirkete ortak olabilir.18 TTK m.124 hükmü gereği yabancı yatırımcıların kooperatif kurmaları veya kooperatif üyeliği devralmaları mümkündür. Ancak yapı kooperatifleri bakımından farklı bir değerlendirme yapmak gerekir. Zira yabancıların mülk edinmesine ilişkin hususlar kanunlarla düzenlenmiştir.19 Yapı kooperatiflerinin yabancı ortakları da yabancıların Türkiye’de taşınmaz mal edinmelerine ilişkin kurallara bağlıdır.20 Tapu Kanunu m.36 hükmünde yabancıların; %50 veya daha fazla hisseye sahip olduğu veya yönetim organını belirleme yetkisine sahip şirketlerin taşınmaz mal veya ayni hak edinmek için Valiliklerden izin almaları gerektiği öngörülmüştür.21 Böylece kooperatifte yabancılar %50 veya daha fazla oranda paya ya da yönetim organını belirleme yetkisine sahipse Valilikten izin alınması gerekir.

Halihazırda bir kooperatife ortak olan bir kişinin başka bir kooperatife de ortak olması bakımından da herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır.22 Ancak aynı konularda faaliyet gösteren birden fazla kooperatifte ortak olunması kooperatifçilik anlayışına aykırı olur.23 Ticaret şirketlerinin de kooperatif ortağı olması mümkündür. Zira KK m.1 hükmünde sınırlama yapılmaksızın kooperatifin gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulabileceği ifade edilmiştir. Bunun yanı sıra, KK m.9’da da kamu ve özel hukuk tüzel kişilerinin, amaçları bakımından ilgilendikleri kooperatiflerin kuruluşlarına yardımcı olabilecekleri, önderlik edebilecekleri ve ortak olabilecekleri ifade edilmiştir. Söz konusu hükümler KK’da 2004 yılında 5146 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda Kanun’a girmiştir. Değişiklik öncesi, Kanunun 1’inci ve 9’uncu maddelerinde kooperatiflerin gerçek kişiler, kamu tüzel kişileri, özel idareler, belediyeler, köyler, cemiyetler ve dernekler tarafından kurulabileceği belirtildiğinden, şirket, sendika, vakıf gibi tüzel kişiler kooperatiflere ortak olamamaktaydı.24 5146 sayılı Kanunun gerekçesinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere ilgili değişiklik ile kooperatiflerin verimlilik ve etkinliklerinin artırılması ve gelişimlerinin sağlanması amaçlanmıştır.25

Kooperatif ortağının şahsi alacakları yalnızca ortağa ait faiz ve gelir gider farkından payına düşen miktarı ve kooperatifin dağılmasında ortağa düşen payı haczettirebilir (KK m.19(6)). KK m.38/3 hükmünde öngörülmüş olan şartların gerçekleştirilmesi sonucunda ortakların sermaye paylarına faiz ödenecek ise ortağın kişisel alacaklısı, söz konusu faizin haczi yoluna başvurabilir.26 Bunun yanı sıra, KK m.38 gereği gelir gider farkının ortaklar arasında bölüşülmesinin öngörülmesi halinde ortağın kişisel alacaklıları tarafından ortaklığa İİK m.89 hükmü gereği haciz ihbarnamesi göndermek suretiyle ortağın payına düşen tutar haczettirilebilir.27 Ortakların kişisel alacaklıları son olarak, KK m.19 gereği ortağa düşecek tasfiye payının haczettirilmesi yoluna başvurabilir. Ancak bu yola başvurulması için KK m.83/1 hükmü gereği anasözleşmede tasfiye payının ortaklar arasında paylaştırılacağının öngörülmüş olması gerekir.28 Aksi takdirde tasfiye sonucunda artan tutar Türkiye Milli Kooperatifler Birliği’ne bırakılacağından haciz söz konusu olamaz (KK m.73/3). Bunlar dışında ortağın kişisel alacaklıların genel hükümler çerçevesinde ortağın kooperatif dışındaki malvarlığına başvurmasına da engel yoktur.29 Ancak ortağın kooperatifteki payı haczedilemez.30 Kişisel alacaklıların doğrudan kooperatif tüzel kişiliğine başvurma imkânı da bulunmaz.31

Kooperatiflerin sermayesi pay tutarlarına bölünmüştür.32 Sermaye payların toplamından oluşur. Ancak kooperatiflerde sermaye, anonim ve limited şirketlerden farklı olarak sabit olmayıp, değişken bir niteliğe sahiptir.33 Ortakların kooperatife katılmaları ve ayrılmaları sonucunda sermaye kendiliğinden değişim gösterir.34