Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda Basit Yargılama Usulü

Simplified Trail Procedure in Turkish Criminal Procedure Law

M. Emre TULAY, Yamaç DOĞAN

Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda, Ceza Muhakemesi Kanununun “Bazı Suçlara İlişkin Muhakeme” başlıklı bölümü altında, 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun ile “Basit Yargılama Usulü” adıyla yeni bir yargılama usulü uygulamaya konulmuştur. Ceza yargılamalarının makul sürede sonuçlanması ve mahkemelerin iş yükünü azaltıp usul ekonomisinin temini amacıyla benimsenen basit yargılama usulü, kanuni düzenleme ve Türk Hukuk sistem ve uygulaması bakımından sonuçları itibariyle hukuken incelemeye değerdir. Duruşmalı yargılamanın istisnası mahiyetinde olan basit yargılama usulünde; muhakeme usulünün tatbiki açısından öngörülen yasal şartlar, usulün zaman bakımından uygulanma koşulları, basit yargılama usulü neticesinde verilen hükme itiraz ve müdafiin sürece katılımı gibi konular, başlıca incelenmesi gereken hususlar olarak göze çarpmaktadır.

Bazı Suçlara İlişkin Muhakeme, Usul Ekonomisi, Asliye Ceza Mahkemesi, İtiraz, Zorunlu Müdafi.

In the Turkish Criminal Procedure Law, a new trial procedure named “Simplified Trail Procedure” has been put into practice under the section “Proceedings Regarding Some Crimes” of the Criminal Procedure Law, with the Law No. 7188 dated 17.10.2019. The simplified trial procedure which adopted in order to conclude criminal proceedings in a reasonable time and to reduce the workload of the courts and to ensure the judicial economy is worth examining legally in terms of the consequences of the legal regulation and the results of the Turkish legal system and practice. In the simplified trial procedure, which is an exception to the trial judgment; Issues such as the legal conditions foreseen in terms of the application of the trial procedure, the conditions for applying the procedure in terms of time, the objection to the sentence, and the participation of the defense counsel in the process are the main considerations to be examined.

Procedure Regarding Some Crimes, Judicial Economy, Penal Court, Objection, Mandatory Defense Counsel.

GİRİŞ

Kanunkoyucu, 7188 sayılı Kanun ile1 mahkemelerin iş yükünü azaltmayı, usul ekonomisini temin edip dava sürecini kısaltarak, yargılama sürecinde doktrin ve uygulamanın tespit ettiği eksiklik ve hataları düzeltmeyi hedeflemiş, bu amaçla ceza muhakemesinin yürüyüşüne de etki eden bazı değişiklikler yapmıştır. Bu değişikliklerden biri CMK 251’de yer verilen “Basit yargılama usulü”dür.2 Bu usul, esasen 1412 Sayılı CMUK döneminde yürürlükte olan (CMUK m.386-391) “ceza kararnamesi” kurumu ile benzerlik göstermektedir.3 5271 Sayılı CMK yürürlüğe girdiğinde ceza kararnamesine yer verilmemişken, 2019 yılında yapılan yasal değişiklikle “Basit yargılama usulü” adıyla yeni bir alternatif muhakeme usulü yürürlüğe girmiştir.4

Ceza muhakemesinin dosya üzerinden değil, duruşmalı yapılması esastır.5 Delillerin tüm şüphelerden uzak biçimde değerlendirilip maddi gerçeğin ortaya çıkmasını sağlamak açısından, yargılamanın sözlülük ve alenilik ilkelerine uygun şekilde yürütülmesi gerekir.6 Ancak mahkemelerin iş yükü sebebiyle uzun süren yargılamalar da, başka bir hak ihlaline, adil yargılanma hakkına zarar vermekte, adaletin tesisini güçleştirmekte, kişilerin hak arama hürriyetini sınırlandırmaktadır. Bu sebeple işlenen suçta öngörülen ceza miktarının ağırlığına binaen kanunkoyucu, bazı suçlar açısından bir nevi hızlı muhakeme usulüne geçilmesini istemiştir.7

Ceza muhakemesi hukukumuza yeni giren basit yargılama usulünü doğru şekilde değerlendirmek amacıyla çalışmamızda, öncelikle usulün yasal şartları incelenmiş, akabinde kurumun işlenişine engel durumlar ile istisnai haller değerlendirilmiş, yargılama sonucunda verilen hükme karşı kanun yolu ele alınmıştır. Ayrıca, kurumun işlev ve niteliğini algılamak adına, Alman hukukunda emsal teşkil eden yargılama usulüyle kıyasa yer verilmiştir.

I. BASİT YARGILAMA USULÜNÜN KANUNDAKİ YERİ

Kanunda yer alan şartların sağlanması halinde başvurulan ve özel nitelikte bir yargılama usulü olan basit yargılama, “Bazı Suçlara İlişkin Muhakeme” başlığı altında, CMK m.251’de düzenlenmiştir.

5271 Sayılı Kanun yürürlüğe girdiğinde, belirli suçlar bakımından özel yetkili ağır ceza mahkemeleri CMK m.250’de, bu suçlara ilişkin soruşturma usulü CMK m.251’de, kovuşturma ise CMK m.252’de düzenlenmişti. CMK m.250’nin 2.7.2012 tarihli kanun değişikliğiyle ilga edilmesiyle birlikte, CMK m.250’ye göre yetkili ağır ceza (ihtisas) mahkemelerinin yerini8 , Terörle Mücadele Kanunu m.10’a göre görevli ağır ceza mahkemeleri aldı.9 21.2.2014 tarihli kanunla TMK m.10’un da yürürlükten kaldırılmasıyla, günümüzde (önceki) CMK m.250 ve TMK m.10’da yer alan katalog suçlara ilişkin yargılama, ağır ceza mahkemelerinde görülmektedir. CMK m.250-252 açısından bakıldığında, 2012 değişikliği öncesinde ilgili maddelerde tanımlanan yargılama usulü ile 2019 değişikliği sonrasında öngörülen muhakeme arasında hiçbir hukuki, tarihi ya da kurumsal bağ bulunmamaktadır. CMK m.250’nin önceki düzenlemesiyle getirilen muhakeme usulü, belirtilen suçların nitelik yönünden ağırlığına binaen ağır ceza mahkemelerinde özel bir yargılama süreci barındırırken, yeni düzenleme usul ekonomisinin benimsendiği hızlı bir muhakeme içerir.10 İki düzenleme arasında hukuken kabul edilebilir hiçbir irtibat yokken, basit yargılama usulünün yer olarak CMK m.251-252’de konumlandırılması uygun olmamıştır. Elbette genel yargılama usulüne istisna teşkil eden yeni kurumun, “Bazı Suçlara İlişkin Muhakeme” başlığı altında ihdası beklenir. Fakat bunun için mülga bir maddenin tercih edilmesi yerine, mesela CMK m.251/A gibi ek bir madde düzenlenmesi hukuken daha isabetli olurdu.

II. BASİT YARGILAMA USULÜNDE YASAL SÜREÇ

Basit yargılama usulüne tabi bir suç olmakla birlikte, henüz soruşturma evresinde etkin olan kurumlara başvurulması kovuşturma evresine geçişi engelleyecek, bu durumda basit yargılama usulünü tartışmaya gerek kalmayacaktır.

CMK m.251 kapsamında yer alan bir suç, CMK m.171 ile birlikte değerlendirildiğinde şayet erteleme imkanı varsa, Cumhuriyet savcısının öncelikle kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair değerlendirme yapması gerekir.11 Bu değerlendirmenin olumsuz sonuçlanması halinde CMK m.251 işletilebilir. Seri muhakeme usulüne ilişkin CMK m.250/1’de yer alan “kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği takdirde” hükmüne CMK m.251’de yer verilmemiştir. Ancak bunu bir boşluk olarak yorumlamamak gerekir. Zira niteliği itibariyle CMK m.171’in tatbiki, basit yargılama usulüne engel oluşturur.

Kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmiş, ancak kişi erteleme süresi içindeyken kasten bir suç işlemişse, artık ertelenen kamu davasının da açılması gerekir (CMK m.171/4). Bu ihtimalde basit yargılama usulünün uygulanabilirliğine ilişkin bir belirleme yapılmamış, CMK m.171/4’te ise “kamu davası açılır” ibaresine yer verilmiştir. Basit yargılama usulüne göre yürüyecek muhakeme hakkında karar mercii sunulan iddianameye binaen asliye ceza mahkemesi olduğuna göre, CMK m.171/4’teki durum CMK m.251’e engel teşkil etmeyecektir.

Ceza muhakemesi kurumları arasında yer alan önödeme (TCK m.75) ve uzlaştırmanın (CMK m.253-255) şartları tekemmül etmesi halinde uygulanmaması, CMK m.171/1-c’ye göre iddianamenin iade edilmesini gerektirir.12 O halde şüpheli hakkında önödeme veya uzlaştırma yolu varsa, ilk olarak bu kurumların kullanılması gerekir. Seri muhakeme usulünde, önödemeyi kabul etmeyen ya da uzlaşmayan şüpheli hakkında seri muhakemenin tatbiki yasal olarak mümkün değildir (Ceza Muhakemesinde Seri Muhakeme Yönetmeliği m.5/1). Benzer bir istisnaya, basit yargılama usulünde yer verilmemiştir. O halde önödemeyi kabul etmeyen ya da uzlaşmayan şüpheli hakkında, mahkemenin basit yargılama usulünü uygulaması mümkün görünmektedir.