Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Tarım Sektörü, Haksız Rekabet ve Son Dakika Sipariş İptalleri

Agricultural Sector, Unfair Competition and Last Minute Order Cancellations

Murat Can PEHLİVANOĞLU

Tarım ürünlerinin ana tedarikçisi durumundaki tarım üreticilerinin korunması devletin anayasal bir ödevi durumundadır. Bununla beraber, tarım sektöründe özellikle tarım üreticileri aleyhine gerçekleştirilen haksız ticari uygulamaların bulunduğu bilinmektedir. Bu uygulamalar sadece tarım üreticilerinin ekonomik ve sosyal durumlarını olumsuz etkilememekte ve aynı zamanda tedarik zincirindeki rekabeti bozarak nihai tüketiciye de zarar vermektedir. Nitekim tarım ve gıda tedarik zincirinde işletmeler arası haksız ticari uygulamalar konusunda yürürlüğe konan 17 Nisan 2019 tarihli ve (AT) 2019/633 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Yönergesi vasıtasıyla konu Avrupa Birliği hukuku düzeyinde özel olarak düzenlenmiştir. Bu kapsamda, alıcı işletmelerce tarım ürünlerinin tedarikçilerine ve bu arada tarım üreticilerine karşı gerçekleştirilen eylemlerden biri olan “son dakika sipariş iptalleri” bir haksız ticari uygulama olarak kabul edilmiş ve yasaklanmıştır. Bu çalışmada anılan yasağın Türk hukukunda uygulanabilirliği değerlendirilmekte, bu çerçevede yasağın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 55(1)(e) hükmü üzerinden tarım üreticisini korumak amacıyla uygulanabileceği ortaya konulmaktadır. Yine çalışmada son dakika sipariş iptalinin hukuki niteliği incelenmekte, satış sözleşmelerine ilişkin yürürlükteki kuralların anılan yönerge hükmünün sağladığı korumayı sağlayamadığı belirtilmektedir. Son dakika sipariş iptali yasağın Türk hukukunda uygulanması açısından 6582 sayılı Kanun ek m. 2’nin işlevi de vurgulanmaktadır.

Haksız Ticari Uygulamalar, Haksız Rekabet, İş Şartlarına Uymamak, Tarım Ticaret Hukuku, Avrupa Birliği Hukuku.

It is a constitutional duty of the state to protect the farmers as the main supplier of agricultural products. However, it is a well- known fact that the agricultural sector and especially farmers are victims of unfair trading practices. These trading practices do not only affect the economic and social status of the farmers but also affect the consumers negatively by disturbing the competition in the supply chain. The Directive (EU) 2019/633 of the European Parliament and of the Council of 17 April 2019 on Unfair Trading Practices in Business to Business Relationships in the Agricultural and Food Supply Chain regulates the aforementioned issue in the European Union law. Accordingly, last minute order cancellations which is among the unfair trading practices applied to suppliers and farmers by the buyers is categorically accepted as an unfair trading practice and prohibited. In this study, the application of the last minute order cancellation prohibition in Turkish law is evaluated, and it is opined that the prohibition may be applied through 6102 numbered Turkish Commercial Code Art. 55(1)(e) to protect farmers. Likewise, the legal nature of the last minute order cancellation is examined, and it is expressed that the law on sales contracts cannot protect the farmers better than the directive’s prohibition. 6582 numbered law Add. Art. 2’s function in the application of the aforementioned prohibition is also explained.

Unfair Trading Practices, Unfair Competition, Breaching Business Conditions, Agribusiness Law, European Union Law.

I. Giriş

COVID-19 salgını sürecinde tarım ve gıda ürünlerinin yeterli tedarikine duyulan ihtiyaç kuvvetli biçimde hissedilmiştir.1 Özellikle sınır kapılarının kapatılması ve sokağa çıkma kısıtlaması tedbirinin uygulanmasıyla bir takım tarım ve gıda ürünlerinin raflarda tükendiği ve fiyatlarının arttığı gözlemlenmiştir.2 Bu surette tarım tedarik zincirinin özellikle mücbir sebep addolunabilecek dönemlerde sağlıklı işleyişini garanti altına alacak bir hukuki altyapının vazgeçilmez nitelikte olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Nitekim tarımda üreticinin geliri ve tarım sektöründe rekabetin korunması ile tedarik zincirinden kaynaklı mağduriyetlerin giderilmesi hususları Türkiye’nin güncel kalkınma planı kapsamında da yer almaktadır.3

Bütün ticari faaliyetlerde olduğu gibi, tarımsal üretimin doğasında da birtakım ticari riskler bulunmaktadır. Ancak tarımsal üretimle iştigal edenleri diğer üretim faaliyetlerinden ayıran önemli bir husus, tarımsal üretimde biyolojik süreçler ve hava koşullarından kaynaklı bir belirsizlik hali bulunmasıdır.4 Bu durum, tarım üreticileri ile tarımsal ürünlerin alıcısı işletmeler arasındaki müzakere gücü farklılığı ile birleştiğinde, tarım üreticilerinin haksız ticari uygulamalardan kaynaklı mağduriyetine elverişli bir piyasanın doğmasına sebebiyet vermektedir.5 Bu çerçevede tarım üreticileri özellikle alıcı işletmelerin geç ödemeleri ve “son dakika sipariş iptalleri” sebebiyle mali güvensizlik ve belirsizlik yaşamaktadır.6 Yine bu uygulamaların COVID-19 salgını döneminde de vuku bulduğu ve tüketicilerin mağduriyetine de neden olduğu bilinmektedir.7

Alıcı işletmelerin haksız ticari uygulamalarına karşı çıkmak niyetinde olan tarım üreticilerinin bu karşı çıkışlarının ticari neticelerini göğüslemekte güçlük çekecekleri düşüncesiyle, Avrupa Birliği hukukunda konunun artık sadece sözleşmeler hukuku bağlamında çözümlenmesi yeterli görülmemiştir.8 Neticede Avrupa Birliği’nin Tarım ve Gıda Tedarik Zincirinde İşletmeler Arası Haksız Ticari Uygulamalara İlişkin 17 Nisan 2019 tarihli ve (AT) 2019/633 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Yönergesi (Directive (EU) 2019/633 of the European Parliament and of the Council of 17 April 2019 on Unfair Trading Practices in Business to Business Relationships in the Agricultural and Food Supply Chain)9 (Yönerge) ile alıcı işletmelerin tarım üreticilerine uygulamaları yasak olan ticari uygulamalar belirlenmiştir.

Bu çalışmada, uygulamada “son dakika sipariş iptali” yasağı olarak bilinen ve Yönergede yasaklanmış bulunan ticari uygulamalardan biri olan “bozulabilir tarımsal ürünlerin siparişinin 30 günden kısa süre öncesinde iptal edilmesi” yasağının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) uyarınca bir haksız rekabet hali olarak özellikle tarım üreticilerini korumak amacıyla Türk hukukundaki uygulanabilirliği değerlendirilmektedir. Yine Yönergede sağlanan son dakika sipariş iptali yasağı korumasının Türk hukukunda haksız rekabet hükümlerine doğrudan başvurmadan, bu defa dolaylı olarak sözleşmeler hukuku ve Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu vasıtasıyla sağlanıp sağlanamayacağı da incelenmektedir. Çalışma, tarım sektörünün haksız ticari uygulamalara karşı korunmasında ticaret hukukunun geliştirilmesi ile Türkiye’de bir tarım ticaret hukukunun oluşturulmasını desteklemektedir.

II. Yönergenin Önemi ve Kapsamı

Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Antlaşma (Treaty on the Functioning of the European Union) (TFEU) m. 4(2)(d) uyarınca tarım alanı münhasıran Avrupa Birliği’nin düzenleme yapma yetkisine (exclusive competence) bırakılmış bir alan olmayıp, üye devletler ve Avrupa Birliği’nin paylaşılan yetkisinde (shared competence) bulunan bir alandır.10 Nitekim bazı üye devletlerin Yönergeye benzer düzenlemeleri Yönergenin yürürlüğünden önce iç hukuklarında zaten yürürlüğe koydukları gözlemlenmektedir.11 Tarım sektöründeki haksız ticari uygulamalara yönelik olarak Avrupa Birliği hukuku düzeyinde özel bir düzenleme yapma ihtiyacı ise üye devletlerin haksız ticari uygulamalara ilişkin kurallarının farklılık göstermesi ve tüm üye devletleri kapsayacak bir asgari koruma standardı yaratma politikasından doğmuştur (Yönerge Gerekçe Kısmı Par. 39). Bu yönüyle Yönerge, Avrupa Birliği’nin takdir yetkisini kullanarak TFEU m. 43 hükmüne istinaden yürürlüğe koyduğu bir düzenleme ve TFEU m. 38 dairesinde bir Avrupa Birliği ortak tarım politikası uygulaması niteliğindedir.

İçerik itibariyle değerlendirildiğinde Yönergenin sözleşmeler hukukuna ilişkin birçok husus içerdiği görülmektedir. Oysa Avrupa Birliği’nin salt sözleşmeler hukukunu düzenleme yetkisi bulunmadığından, tarım sektörü konusunda paylaşılan yetkisi üzerinden Yönerge vasıtasıyla sözleşmeler hukukunu da ilgilendiren bu düzenleyici işlemi gerçekleştirdiği ifade edilmektedir.12 Yine düzenleyici işlem türü olarak tüzük (regulation) yerine yönergenin (directive) tercih edilmesinin sebebini, üye devletlerin Yönergede öngörülenlerden daha koruyucu düzenlemeler uygulama konusunda özgür bırakılması politikasının oluşturduğu vurgulanmaktadır (Yönerge Gerekçe Kısmı Par. 40).13 Bununla beraber üye devletlerin bu konudaki özgürlükleri, iç pazarın işleyişine ilişkin diğer kurallarla uyumlu olmak koşuluyla sınırlandırılmıştır (Yönerge m. 9(1)).

Yönergenin hazırlanmasındaki temel gerekçeyi, tarımsal ürünler ve gıda tedarik zincirindeki tedarikçiler ve alıcı işletmeler arasında müzakere gücü bağlamında tedarikçi aleyhine önemli bir dengesizlik hali bulunduğu gerçeği oluşturmuştur. Buna göre, müzakere gücündeki bu dengesizliğin tedarikçilerin menfaatlerini ihlal edecek türde haksız ticari uygulamalara sebebiyet verdiği değerlendirilmiştir (Yönerge Gerekçe Kısmı Par. 1). Bu tür uygulamaların özellikle küçük ölçekli tarım üreticisi üzerinde olumsuz etkileri bulunduğu öngörülmektedir.14 Yönergenin getirdiği kurallar ise tedarikçilerin müzakere gücünü artırırken kazançlarının da artırılmasına hizmet etmektedir.15

Tedarik zinciri piyasasındaki yoğunlaşmayla bağlantılı olarak iktisadi açıdan zayıf durumda bulunan tedarikçilerin kendi ürünleri için başka alıcı bulamayacakları endişelerine binaen, iktisadi açıdan kuvvetli durumda bulunan kişilerin piyasayı tamamen kendi menfaatleri dairesinde yönlendirme eylemlerini ticari uygulamalar üzerinden somutlaştırdığı kabul edilmektedir.16 Bu anlamda Yönergede belirtilen ticari uygulamaların haksız görülmesinin sebebini bu uygulamaların iyi ticari davranış, dürüstlük kuralı ve adil müzakere ilkelerine aykırı ve tek taraflı uygulamalar olmaları oluşturmaktadır (Yönerge m. 1(1)). Ayrıca Yönerge ile tarımla iştigal edenlerin yaşam standartları üzerinde negatif etki yaratacak ticari uygulamaların ortadan kaldırılacağı vurgulanmıştır (Yönerge Gerekçe Kısmı Par. 7). Bu yönüyle Yönergeyle tarım sektörüne ilişkin haksız ticari uygulamaların sadece ekonomik değil aynı zamanda sosyal ve çevresel olumsuzluklarının da ortadan kaldırılması hedeflenmiştir.17

Yönerge kapsamı itibariyle sadece özel hukuk kişileriyle ya da üye devletlerde yerleşik tedarikçi veya alıcı işletmelerle sınırlı bulunmayıp gerek kamu gerekse Avrupa Birliği üyesi olmayan devletlerde yerleşik alıcılar ve işletmeler için uygulama alanı bulmaktadır.18 Buna göre, alıcı işletmenin (gerçek veya tüzel kişi, kamu tüzel kişisi veya kişi grupları) ya da tedarikçinin (tarım üreticisi, tarımsal ürünün satıcısı gerçek veya tüzel kişiler veya kişi grupları) veya ikisinin birden Avrupa Birliği’nde yerleşik bulunması Yönergenin uygulanması için yeterlidir (Yönerge m. 1(2)). Yönerge, mağduriyetin müzakere gücündeki dengesizlikten kaynaklandığı esasından hareketle (Yönerge Gerekçe Kısmı Par. 14) sadece belirli yıllık ciro eşiklerini aşmayan alıcı işletmeler ve tedarikçiler arasındaki ticari ilişkileri kapsar şekilde düzenlenmiştir (Yönerge m. 1(2)). Yine yönergenin uygulama alanı açısından haksız ticari uygulamanın tarımsal ürün ve gıdanın satışının herhangi bir aşamasında, yani satıştan önce, satış sırasında veya satış sonrasında gerçekleşmesi fark etmemektedir (Yönerge Gerekçe Kısmı Par. 15).

III. Son Dakika Sipariş İptali Yasağı

Tarım tedarik zincirindeki haksız ticari uygulamaların en çok karşılaşılan şeklinin alıcı işletmenin sözleşme gereklerini yerine getirmemesi halinde bir sorumluluğu bulunmadığı yönündeki sözleşme koşulları olduğu gözlemlenmekle beraber,19 haksız ticari uygulamaların sözleşme metnine yansıtılmaksızın gerçekleştirilmesi mümkündür. Dolayısıyla sözleşme öncesi davranışlar, sözleşme koşulları, sözleşme hükümlerinin uygulanması ve sözleşme sonrası davranışlar olarak gruplandırılabilecek birçok ticari uygulama Yönerge kapsamında düzenlenmiştir.20 Bu doğrultuda Yönergeyle bir kısım ticari uygulamalar doğrudan yasaklanmıştır (Yönerge m. 3(1)).21 Nitekim son dakika sipariş iptali de kategorik olarak yasaklanan ticari uygulamalardan birini oluşturmaktadır. Bu yönüyle son dakika sipariş iptali tarafların sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ancak açıkça ve belirli şekilde kararlaştırmaları halinde geçerli kabul edilebilecek kategorideki bir ticari uygulama olarak değerlendirilmemiş (Yönerge m. 3(2)) ve bu konuda tarafların sözleşme özgürlüğü doğrudan sınırlandırılmıştır (Yönerge Gerekçe Kısmı Par. 16).

Yönerge m. 3(1)(b) uyarınca, alıcının bozulabilir tarım ürün ve gıdalarına ilişkin siparişini, tedarikçinin bu ürünler için alternatif bir ticaret ya da kullanım imkânı bulamayacağı şekilde kısa bir süre önceden yapacağı bildirimle iptal etmesi yasaklanmıştır. Buna göre, 30 günden kısa süreler her durumda kısa bir süre önceden yapılmış bildirim olarak kabul edilmektedir. Ancak üye devletlerin haklı durumlarda bazı ürünler için 30 günden kısa süreler belirleyebileceği öngörülmüştür. Bu kapsamda bazı ürünlerde daha kısa bir bildirim süresinin kabul edilebileceğinin gerekçesi, bazı tarımsal ürünlere ilişkin siparişin 30 günden kısa bir bildirim süresiyle iptal edilmesi halinde dahi bunların başkalarına satışının veya üretici tarafından kullanımının olanaklı olması olarak belirtilmiştir (Yönerge Gerekçe Kısmı Par. 20).

Yönerge uyarınca, tedarikçi tarafından son hasat, üretim veya işleme tarihinden itibaren 30 gün içerisinde satılmaz ise satışa elverişliliğinin kaybolacağı tarımsal ürünler “bozulabilir tarım ve gıda ürünleri” olarak kabul edilmektedir (Yönerge Gerekçe Kısmı Par. 17 ve m. 2(5)). Yönergede “tarım ve gıda ürünleri” kavramı TFEU Ek 1 metnine atıfla tanımlamış olduğundan (Yönerge m. 2(1)) kahve, çay, et, yumurta, yenebilir meyve ve sebzeler gibi ürünler Yönergenin uygulama alanının dahlindedir. Ayrıca Yönerge bu ürünlerden olmamakla beraber bu ürünler kullanılarak işlenen gıdaları da kapsamaktadır (Yönerge m. 2(1)).

Yine Yönergeyle üye devletlerin son dakika sipariş iptali yasağı da dahil olmak üzere, yasaklanan haksız ticari uygulamaların denetimini gerçekleştirecek yetkili ve görevli kurumları belirlemesi öngörülmüştür (m. 4). Buna göre, son dakika sipariş iptali mağduru tedarikçi ilgili denetim kurumuna, dilerse gizlilik esasıyla, başvurma imkanına sahip olacaktır (Yönerge m. 5(1) ve m. 5(1)(3)). Başvuru üzerine ilgili denetim kurumu, haksız ticari uygulamayı sona erdirebilecek ve idari para cezası gibi yaptırımlar da uygulayarak piyasası denetleyecek ve düzenleyecektir (Yönerge m. 6). Dolayısıyla, son dakika iptal yasağının salt iç hukukta sözleşmeler hukuku alanında etkili bir sınırlama olarak değerlendirilmemesi,22 kamu hukuku alanında idari yaptırımı da olan kamu düzenine ilişkin bir kural olarak görülmesi gerekmektedir.

Son dakika sipariş iptalinin yasaklanması konusundaki gereksinimin anlaşılabilmesi için tarım sektörünün dinamiklerinin özel olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira tarafların son dakika sipariş iptali yasağını bir sözleşme koşulu olarak kararlaştırmaları ya da tedarikçinin kendisine bir kez bu şekilde bir uygulamada bulunan alıcı işletmeyle bir daha çalışmamak şeklinde bir ekonomik yaptırım uygulaması, ilk bakışta bu eylemin emredici bir hukuk kuralıyla yasaklanmasından daha pratik bir çözüm olarak akla gelebilecektir. Ancak tarım sektörü piyasasının yapısal sorunları ile özellikle tarımsal üreticinin ekonomik ve sosyal yönden alıcı işletmelere nazaran zayıf konumda bulunması, anılan pratik çözümlerin gerçekleşmesini engellediği kadar çoğu durumda tedarikçi üreticilerin haklarını aramak üzere adli makamlara başvurmalarının dahi önüne geçmektedir.23 Bu nedenle son dakika sipariş iptalinin bir haksız ticari uygulama olarak hukuken yasaklanması ile alıcı işletmelerin eylemlerinin gerek hukuki gerekse idari olarak denetlenmesi konusunda alternatif mekanizmaların geliştirilmesi ihtiyacı bulunduğu açıktır.

Diğer taraftan, tıpkı diğer haksız ticari uygulamalarda olduğu gibi, son dakika sipariş iptali yasağının emredici bir hukuk kuralı olarak yürürlüğe konmasının ana tedarikçi olarak tarımsal üreticinin mağduriyetini gidermekte yeterli olamayabileceği de gözden uzak tutulmamalıdır. Zira bu yasağın tarımsal üreticiye bu defa diğer sözleşme koşulları üzerinden yansımaları olabilecek, örneğin yasağın mevcudiyeti fiyatların baskılanması sonucunu doğurabilecektir.24 Dolayısıyla, piyasadaki yoğunlaşma ve müzakere gücündeki farklılıklar giderilmedikçe son dakika iptal yasağının başlı başına tarımsal üreticiyi ve dolayısıyla nihai tüketiciyi korumakta yeterli olacağını kabul etmek mümkün bulunmamaktadır.25