Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Sosyal Güvenlik Hukukunda Kadın

Woman in Social Security Law

Ecenur SARIKAYA

Hukukun her alanında gözetilmesi gereken eşitlik ilkesi, çalışma hayatındaki kadınlar açısından da sağlanmalıdır. Bu durum kadınları koruyucu birtakım düzenlemelerin yapılmasını gerekli kılmıştır. Nitekim çalışma hayatı içerisinde aktif rol oynayan kadınların özellikle doğum ve gebelik süreçlerinin çalışma hayatlarını olumsuz etkilememesi büyük öneme sahiptir. Gelir azalması ve gider artışına neden olan bu süreç, kadınlar için hem fizyolojik hem de sosyal bir risk oluşturmaktadır. Ayrıca çalışma hayatından uzak kalınması nedeniyle uzun vadeli sigorta kollarının şartlarının oluşmasını da olumsuz etkilemektedir. Çalışmamızda sosyal güvenlik hukukumuzda yer alan ve uygulanması sadece “kadın”lar için mümkün olan hükümlerin incelenmesi amaçlanmıştır.

Kadın, Çalışma Hayatı, Sosyal Güvenlik Hukuku, Sosyal Sigorta, Koruyucu Hükümler.

The principle of equality, must been observed in every field of law, should also be provided for women in work life. This situation require to make some protective regulations for women. Thus, ıt is of major significance that especially the birth and pregnancy processes of women, who play an active role in work life, don’t affect their working lives negatively. The process induced a decrease in income and an increase in expenses, is compose both physiological and social risk for women. Besides, it also negatively affects in meeting the conditions of long-term insurance branches due to being away from the work life. In our study, are aimed to be examined in of the provisions in our social security law that are possible for just “women”.

Women, Working Life, Social Security Law, Social Insurance, Protective Provisions.

Giriş

Sosyal güvenlik sistemimiz mesleki, fizyolojik ya da sosyo-ekonomik birtakım riskleri güvence altına almaktadır. Kişilerin bu güvenceden yararlanması ise sigortalı sayılmasına bağlıdır. Kadınların da bu yönde sosyal sigortalardan faydalanabilmesi için sigortalı olması yeterlidir. Nitekim geleneksel olarak çoğunlukla aile sorumluluklarını yüklenen kadınlar, çalışma hayatında da aktif rol oynamaktadır. Bu bakımdan kadınların eşit haklara sahip olarak çalışma hayatı içerisinde yer alması aile ekonomisine katkı sağlaması bakımından da önem arz etmektedir. Her şeyden önce kadının anne olma hakkının çalışma hakkı ile çatışmaması gerekmektedir. Nitekim çalışma hayatındaki kadının gebelik ve doğum süreciyle beraber bir çocuğun bakımı yönünden ekstra ekonomik kaygılar gütmesi olasıdır. Fizyolojik açıdan anne olabilmesi nedeniyle zorunlu olarak çalışamaması halindeki kayıpların düşünülerek kadınların çalışma hayatından çekilmemesi adına bu risklerin sosyal sigortalar kapsamında güvence altına alınması gerekmektedir. Bu nedenle kadınların bu risk karşısında korunması doğrudan sosyal güvenlik hukukunu ilgilendirmektedir. Bu yönde sosyal güvenlik sistemimizde başta “analık sigortası” olmak üzere kadınları destekleyici pek çok düzenleme bulunmaktadır.

Sosyal güvenlik hukukunda özellikle kadınlara ilişkin olarak, analık hali nedeniyle çalışamayan kadına verilen iş göremezlik ödeneği, doğum sonrasında çocuğun bakımı için düzenlenmiş belirli sürelerdeki yarım çalışma imkanı ve bu döneme ilişkin eksik ücret ve primlerin kurum tarafından karşılanması, emziren kadın işçiler için İş Kanunu’nda öngörülen süt izni sırasında gerçekleşen kazaların iş kazası olarak kabul edilmesi ve başka bir şart aranmaksızın iş kazası meslek hastalığı sigortasından yararlandırılması, doğum nedeniyle çalışma hayatından uzak kalan kadının erkeklere göre dezavantajlı konuma düşmemesi amacıyla getirilmiş olan doğum borçlanması imkanı, kanunda sadece kadınlara özgü olarak düzenlenmiş 18 yaşından sonra yurt dışında çalışılmadan geçen sürelerin borçlanılması imkanı ve sürekli bakıma muhtaç engelli çocuğu olan kadınlara özel emeklilik imkanı şeklinde düzenlemelerin yer aldığı söylenebilmektedir.

Çalışmamızda öncelikle sosyal güvenlik hukuku ile bağlantısı dolayısıyla doğum ve gebelik sürecine ilişkin tanınmış olan izin haklarına kısaca değinilmiştir. Daha sonra kısa ve uzun vadeli sigorta kolları içerisinde çeşitli sigorta kollarında yer alan ve özel olarak “kadın” olmayı gerektiren hükümler ayrıca ele alınmaya çalışılmıştır.