Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Koronavirüs (Covid-19) Salgını Sebebiyle Sermaye Şirketlerine Getirilen Kâr Dağıtım Sınırlaması

Limitation of Profit Share Distribution to Capital Companies Through the Coronavirus Pandemie

Sinan SARIKAYA

Küresel bir sorun haline gelen koronavirüs (Covid-19) salgını pek çok hukuk disiplinini etkilediği gibi; ekonominin kalbinin attığı şirketler hukukunu da etkilemiştir. Bu etkinin en bariz örneklerinden biri 7244 sayılı Kanunla gelen TTK Geçici m. 13 düzenlemesidir. Anılan hükümle koronavirüs (Covid-19) salgınının getirdiği ekonomik problemlere karşı ihtiyatlılık politikası gereği olarak, şirket kaynaklarının kâr dağıtımı yapılmak suretiyle azaltılmaması, şirketlerin mevcut özkaynak yapılarının korunması ve ilave finansman ihtiyacının doğmaması amacıyla 17.04.2020’den 30.09.2020’ye kadarki süreçte, kâr payı ve kâr payı avansı dağıtımına önemli sınırlamalar getirilmiştir. Sınırlamanın öznesi olarak halka açıklar dahil anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler gösterilmiş; ancak Devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait fonların doğrudan veya dolaylı olarak yüzde elliden fazla oranda iştirak ettiği şirketler sınırlamadan istisna tutulmuştur. Hükme göre anılan süreçte, geçmiş yıl kârları ve serbest yedek akçeler dağıtıma konu edilemeyecekken, 2019 yılı net dönem kârının yalnızca yüzde yirmi beşlik kısmı dağıtılabilecektir. Bu makalede TTK Geçici m. 13 ile onun istisnalarını belirleyen ve uygulama esaslarını konu alan Uygulama Tebliği incelenecektir.

Koronavirüs (Covid-19), Salgın, Kâr Payı, Kâr Payı Avansı, Kâr Dağıtımının Sınırlandırılması.

Coronavirus (Covid-19) pandemic has become a global problem and as well as many other law disciplines also affected company law where the heart of economy beats. One of the most obvious examples of this effect is regulation of TCC temporary article 13 brought by the Law numbered 7244. Required by precautionary principle against the economic problems caused by the coronavirus (Covid-19) pandemic, significant limitations to distribution of profit share and advance profit share have been placed by the mentioned article in order to prevent company resources from being reduced by making profit distribution, to protect the existing equity structures of companies and to avoid additional financial needs for a period from 17.04.2020 to 30.09.2020. The subject of limitation is joint stock companies including public joint stock companies, limited liability companies and commandite companies whose capital is divided into shares; however the Companies that the State directly or indirectly participates more than fifty percent are exempted from the limitation. According to the article, profits of previous years and free reserves will not be subject to the distribution and only twenty-five percent of net profit for 2019 will be able to be distributed during the mentioned period. In this article, TCC temporary article 13 and Implementation Communiqué which specifies its exceptions and discusses its implementation fundamentals will be examined.

Coronavirus (Covid-19), Pandemic, Profit Share, Advance Profit Share, Limitation of Profit Distribution.

I. Koronavirüs (Covid-19) Sürecinde Kâr Payı Sınırlamasının Gelişimi

Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilen ve ülkemizi de etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle bir dizi hukuki ve idari tedbir alınmaktadır. Bunlardan biri, Ticaret Bakanlığı’nın (“Bakanlık”) Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (“TOBB”) gönderdiği bir duyuru1 ile karşımıza çıkmıştır. TOBB’un yazısında, Bakanlığın 31.03.2020 tarihli duyurusunda koronavirüs (Covid-19) nedeniyle sermaye şirketlerinin öz kaynaklarını korumasının önemine işaret edildiği ve Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik2 (“GKY”) m. 13/V’e dayanılarak aşağıdaki duyurunun yapılmasının istendiği belirtilmiştir:

[K]amunun iştiraki olan şirketler hariç olmak üzere, sermaye şirketlerinin 2019 yılı hesap dönemine ilişkin olarak bu yıl gerçekleştirilecek genel kurul toplantılarında gündeme alınacak nakit kâr payı dağıtımı kararlarında, geçmiş yıl kârlarının dağıtıma konu edilmemesi ve dağıtım tutarının 2019 yılı net dönem karının %25’ini aşmaması ile yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilmemesi...”

Anılan duyuru ile sermaye şirketlerinin, 2019 yılı hesap dönemine ilişkin olarak bu yıl (2020) yapılacak genel kurullarında, geçmiş yıl (yani 2018 ve öncesi) kârlarının hiç dağıtılmaması, yönetim kuruluna kâr payı avansı dağıtımı yetkisi verilmemesi ve 2019 yılı net dönem kârının ise %25’inden fazlasının dağıtılmaması hususlarını içeren bir gündem maddesi eklemeleri zorunlu hale geldiği; buna karşılık gerek duyurudaki ifadeler gerekse de Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 3 Nisan’daki paylaşımı incelendiğinde duyurunun genel kurul gündemine madde olarak eklenmesinin ötesinde, Devlet tarafından öngörülen bir zorunluluk olarak mütalâa edildiğinin anlaşıldığı; Duyurunun konu aldığı hakkın, ortağın şirkete iştirak etme amacının ekonomik anlamda somutlaştığı bir malvarlığı hakkı olarak kâr payı ve onun bir görünümü olarak kâr payı avansı olduğu; kâr dağıtımının genel kurulun devredilemez yetkisi olduğu; Kanun ona bu imkânı tanımadıkça, Bakanlığın kâr payı hakkında genel kurul iradesini bağlayıcı bir düzenleme yapmasının mümkün olmadığı; normlar hiyerarşisi gereği, böylesi bir kâr dağıtım sınırlamasının ikincil mevzuatla yapılması dahi mümkün değil iken, GKY m. 13/V’in işletilmesi yoluyla yapılmasının düşünülemeyeceği; GKY m. 13/V’in Bakanlığa verdiği yetkinin genel kurul gündemine madde ekletilmesinden ibaret olup, o maddenin genel kurulca kabulü zorunluluğunu içermediği tarafımızca ifade edilmişti.3