Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yeni Maden Kanununa ve Maden Hukuku Yargılamasına İlişkin Bazı Hususlar

Certain Issues with Regards to the New Mining Act and Mining Law Proceedings

Mustafa TOPALOĞLU

Türkiye maden zengini bir ülkedir. Ancak mevcut maden mevzuatı söz konusu milli zenginlik kaynağımızın işlenmesine ve ekonomiye kazandırılması için yeterli altyapıyı sağlamaktan uzaktır. Bu nedenle madenlerin ülkemize en fazla katma değeri yaratacak şekilde milli menfaatlere uygun olarak işletilmesi, açık ve şeffaf bir maden idaresinin oluşturulması, çevreye saygılı ve sürdürülebilir madencilik ilkelerine uygun yeni bir maden kanunu hazırlıkları devam etmektedir. Hazırlanan yeni kanunda dikkat edilmesi gerekli bazı hususlara çalışmamızda değinilmiştir. Aynı zamanda inter sektörel endüstriyel bir hukuk dalı olan maden hukukuna ilişkin yargılamada karşılaşılan sorunlar ve muhtemel çözüm önerilerine değinilmeye çalışılmıştır.

Yeni Maden Kanunu, Ruhsat Güvencesi, Devlet Hakkı (Royalty), Madencilik Tahkimi, Madencilik İhtisas Mahkemeleri.

Turkey is a country full of mines. However, current mining legislation is far beyond to ensure a sufficient infrastructure to process our national wealth resources and to bring in the economy. Therefore, preparation of a new mining act in compliance with environment-friendly and sustainable mining principles is still in progress in order to operate the mines in conformance with the national interests by creating the utmost added value to our country and to form a clear and transparent mining administration. In our paper some required issues, to be considered in the new act under preparation, are reviewed. At the same time problems encountered during the proceedings with regards to the mining law which is an intersectoral industrial law branch and some possible solution advices are endeavored to be mentioned.

New Mining Act, License Warranty, Royalty, Mining Arbitration, Specialized Mining Courts.

I. Yeni Maden Kanununun Hazırlanmasında Dikkat Edilecek İlkeler

3213 sayılı Maden Kanunu, 6309 sayılı Maden Kanununu ilga ederek 1985 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 3213 sayılı Kanunla madencilik faaliyetlerine hız, yön vermek ve verimlilik getirmek amaçlanmıştır. Yine bu Kanunla, Devletin yükümlülükleri asgari düzeye indirilerek zamanında yerine getirilemeyen vecibelerden doğacak yükümlülükler önlenmek istenmiştir. Aynı zamanda 160 maddeden oluşan 6309 sayılı Kanun, 3213 sayılı Kanunla 50 maddeye indirilmiştir. Vatandaşın beyanına güven esası getirilmiş, denetim ve gözetim dışındaki Bakanlık işlerinin görülmesi için yeminli teknik büroların kurulması öngörülmüş ve madenciliğin finansmanına önem verilerek madencilik fonu oluşturulmuştur.1

3213 sayılı Maden Kanununun ideal olarak takdire şayan bu temel felsefesi, gerçek hayata tam anlamıyla uyum sağlamamıştır. Her şeyden önce, 6309 sayılı Kanundan 90 maddenin birden atılarak 50 maddeye sığdırılmak istenmesi, ortaya çıkan düzenleme boşluğu dolayısıyla 3213 sayılı Maden Kanunu metinlerinde ilave hükümlere ihtiyaç ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle bir madde 25 ilâ 26 fıkradan oluşan çok uzun metinler haline gelmiştir. Aynı zamanda Kanundaki madde azlığı, sistematik sorunlara da yol açmıştır.

Öte yandan 3213 sayılı Maden Kanununu hazırlayan komisyonda ve hatta daha sonraki değişikliklerde yeterince uzman hukukçu bulunmaması sonucu, Anayasaya aykırı olarak öngörülen birçok maddenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptaline neden olmuştur. Örneğin, 3213 sayılı Maden Kanununun izinlerle ilgili yedinci maddesi ve yeminli teknik bürolarla ilgili 48’inci maddesi gibi.