Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Yaşam Hakkı ve Kürtaj

Right to Life and Abortion

Şemsettin VAROL

Yaşam hakkı, doğuştan sahip olunan, devredilemeyen ve vazgeçilmeyen bir insan hakkıdır. Ayrıca hem hukuk hem sağlık olmak üzere multi disipliner bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda ötanazi ve kürtaj kavramları yaşam hakkının başlangıcı ve sonu olarak ele alınmaktadır. Tıbben iyileşmesi mümkün olmayan hastaların acı ve ızdıraplarını dindirme olan ötanazi Hasta Hakları Yönetmeliğine göre yasaktır. Gebe kadının rahminde bulunan ceninin kazınarak alınması anlamında kullanılan kürtaj ise annenin sağlığı ve yaşamı konu olunca hem üç semavi dinde hem de ülkeler hukukunda genellikle kürtaja izin verilmektedir. Türkiye’de 2827 sayılı Kanun ve diğer yasal mevzuatlar doğrultusunda dinler ve karşılaştırmalı hukukun izin verdiği gibi annenin yaşamının tehlikede olması durumlarında kürtaja izin veren düzenlemeler mevcuttur.

Yaşam Hakkı, Kürtaj, Ötanazi, İnsan Hakları, Sağlık Hukuku.

The right to life is a trueborn, inalienable and indispensable human right. Furthermore it appears as a multi-disciplinary right in both law and health. In this context, euthanasia and abortion concepts are considered as the beginning and end of the right to life. Euthanasia, which relieves the pain and suffering of a patient for whom to recover medically is not possible, is prohibited according to the Patient Rights Regulation. Abortion, which is used as meaning of scraping the fetus in uterus of a pregnant woman, is generally allowed in both three heavenly religions and the laws of countries when it comes to the health and life of the mother. In Turkey, there are some regulations allowing abortion in cases when life of the mother is in danger in line with the Act No 2827 and other legal regulations as it was permitted by religions and comparative law.

Right to Life, Abortion, Euthanasia, Human Rights, Health Law.

Giriş

İnsan hakları kavramı, insanın belirli bir işi yapması, orijinal bir rolü yerine getirmesi veya önceden belirlenen bazı görevleri yapmasıyla kazanılamayan, yalnızca kişinin insan olmasından dolayı sahip olduğu haklardır.1 Bütün insanlar evrensel anlamda diğer tüm kişilere ve kurumlara karşı bu hakları öne sürebilmektedirler. Bu “insan haklarının ahlâki evrenselliği” dolayısıyla insan haklarının diğer tüm hukuki, siyasi ve ahlaki isteklerden önce geldiklerini ortaya koymaktadır.2

İnsanın en önemli ve en temel haklarından biri yaşam hakkıdır. Yaşam hakkı, vazgeçilmez bir hak olarak, diğer bütün hakların özünü meydana getirmektedir. Yaşam hakkı dışındaki diğer tüm hakların ve özgürlüklerin kullanılması ve hak ettikleri yere ulaşabilmesi, ancak yaşam hakkının varlığı halinde mümkündür.3 İnsan hayatı önemli olduğundan dolayı ulusal ve uluslararası mevzuatta yaşam hakkını korumaya yönelik düzenlemeler bulunmaktadır. Bu korunma başta kişinin kendisi olmak üzere, topluma ve devlete karşı olmaktadır.4

Kendisi dışında tüm hakların ve özgürlüklerin varlık nedeni olan yaşam hakkı ve bu kapsamda kürtaj konusu yüzyıllardır tartışılan; ancak ekonomik, hukuki, felsefi, sosyal, toplumsal ve sağlık gibi birçok yönü bulunmasından dolayı tam olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında ve ulusal mevzuatta birliktelik sağlanamamış güncel sağlık ve hukuk konularından biri olarak önemini korumaktadır.