Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Basit Yargılama Usulü (CMK m.251, 252)

Simple Trial Procedure

Zafer İÇER

Basit yargılama usulü, 7188 sayılı Kanun ile ceza muhakemesi sistemimize dahil edilmiş ve bu usul Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251. ve 252. maddelerinde düzenlenmiştir. Basit yargılama usulü, kovuşturma evresine geçildikten sonra hafif birtakım suçlarda klasik usuller atlanarak duruşma yapılmaksızın ceza uyuşmazlığının sonlandırılmasını sağlayan özel bir yargılama usulüdür. İddianame kabul edildikten sonra asliye ceza mahkemesinin takdirine bağlı olarak uygulama alanı bulabilen bu usulün tatbiki “sözlülük”, “çelişmelilik”, doğrudan doğruyalık” gibi duruşma ve kovuşturma evresine özgü ilkelerden feragat edilmesi sonucunu doğurmaktadır. AİHM kararlarında, bu usulün belirli kriterlere sahip olması koşuluyla adil yargılanma hakkı bakımından sakınca oluşturmayacağı kabul edilmektedir. Bu çalışmada, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanma koşullarının ortaya konulması amaçlanmıştır.

Basit Yargılama Usulü, Özel Yargılama Usulleri, Adil Yargılama, Adil Yargılanma Hakkı.

The simple trial procedure was included in our criminal procedure system with Law No. 7188 and this procedure is regulated in Articles 251 and 252 of the Code of Criminal Procedure. The simple trial procedure is a special trial procedure that allows the termination of a criminal dispute without a trial, bypassing the classical procedures for a number of minor offences after the prosecution phase has been started. The application of this procedure, which can be applied at the discretion of the Criminal Court of First Instance after the indictment is accepted, results in the waiver of principles specific to the phase of trial and prosecution such as “orality”, “contradiction”, direct accuracy”. The ECHR rulings acknowledged that this procedure shall not be harmful to right to a fair trial, provided it has specific criteria. In this study, it is aimed to set out the conditions for the application of the simple trial procedure set out in the Code of Criminal Procedure.

Simple Trial Procedure, Special Trial Procedures, Fair Trial, Right to Fair Trial.

I. Genel Bilgiler, Basit Yargılama Usulünün Getiriliş Amacı

Günümüzde, yeni suç tiplerinin ortaya çıkması, nüfusun artması ve buna bağlı olarak suçların işlenme oranlarında yaşanan artış, muhakeme sistemlerinde, özellikle soruşturma ve kovuşturma usullerinde bazı değişikliklerin yapılması gerekliliğini beraberinde getirmektedir.

Bu gerekliliğin, temelde iki ihtiyacın karşılanmasına yönelik olduğu söylenebilir:

Bu ihtiyaçlardan ilki, onarıcı adalet sisteminin bir ürünü olarak mağdurun ceza adalet sisteminde korunmasıdır. Sistem içerisinde benimsenen uzlaştırma ve benzeri alternatif yöntemlerle, mağdurun suçun işlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan mağduriyetinin hızlı bir şekilde ortadan kaldırılması ve ceza uyuşmazlıklarının kısa sürede çözüme kavuşturulması hedeflenmektedir.

İkinci olarak, dava sayılarında meydana gelen artış, yargı sisteminin işleyişinde tıkanmalara yol açabilmektedir. Bu durum, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmasını zorlaştırdığından, sistem içerisinde buna yönelik tedbirlerin alınması zarureti ortaya çıkabilmektedir. Basit suçların muhakemesi yönünden daha basit prosedürler öngörülerek, ağır suçların mahkemelerce daha detaylı incelenebilmesine olanak sağlanması ve böylelikle iş yükü hafifleyecek mahkemelerin bakmakta oldukları dosyaları makul sürede sonuçlandırabilmesi beklenmektedir.

Bu amaçlarla, ceza muhakemesi sistemleri içerisinde, basit birtakım suçlara ilişkin uyuşmazlıkların, klasik muhakemeden farklı bir usule tabi tutularak sonuçlandırılmasına yönelik yeni usuller benimsenebilmektedir. 1412 sayılı CMUK. döneminde mevcut olan sulh ceza hakiminin ceza kararnamesi buna örnek oluşturmaktaydı.1 Halihazırda hukukumuzda mevcut olan önödeme (TCK m.75) müessesesi bu usullerden biri olarak zikredilebilir.

Esasen bu eğilimin ve ihtiyacın bir sonucu olarak 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun ile seri muhakeme ve basit yargılama usulleri ceza muhakemesi sistemimize dahil edilmiştir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun, özel yetkili ağır ceza mahkemelerin kaldırılması ile mülga olan 250’nci maddesinde “seri muhakeme usulü”, 251 ve 252’nci maddelerinde ise “basit yargılama usulü” düzenlenmiştir.

Seri muhakeme usulü, soruşturma evresinde, kanunda belirtilen bir kısım suçlarda Cumhuriyet savcısı tarafından şüpheliye seri muhakeme usulünün uygulanmasının teklif edilmesi ve şüphelinin müdafii huzurunda bu teklifi kabul etmesi ile uygulama alanı bulan bir usuldür.

Basit yargılama usulü ise, kovuşturmaya geçildikten sonra hafif birtakım suçlarda klasik usuller atlanarak duruşma yapılmaksızın ceza uyuşmazlığının hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulması amacıyla kabul edilmiş ve asliye ceza mahkemesinin takdirine bağlı olarak uygulanma kabiliyetini haiz bir yargılama usulüdür.

Getirilen düzenlemeye ilişkin gerekçede, ceza muhakemesi sistemimizde ağır suçlar ile hafif suçlar bakımından uygulanan yargılama usulü arasında bir farklılık olmadığına vurgu yapılarak bu durumun ağır suçların yargılamasına daha az vakit ve emek ayrılmasına sebebiyet verdiği belirtilmiştir.

Gerekçeye göre, basit yargılama usulünün kabul edilmesinin temel sebebi, ceza mahkemelerinin artan iş yüküdür. Bu usulün benimsenmesiyle; bazı suçlara ilişkin yargılamaların hızlanacağı, yargının iş yükünün hafifleyeceği, kaynakların verimli kullanılmasına katkı sağlayacağının değerlendirildiği ifade edilmiştir.

Basit yargılama usulünün uygulandığı uyuşmazlıklarda, bu beklentilerin karşılanacağı ifade edilmelidir. Duruşma açılmaksızın dosya üzerinden mahkemece karar verildiği durumlarda, esasen bir yargılama yapılmayacağından, kovuşturma aşamasına geçen ceza uyuşmazlığı kısa sürede sonuçlandırılmış olacaktır.

Mahkemeler, bu usulün uygulanma olanağının olmadığı diğer dosyalara daha fazla zaman ayırabilecek ve iş yükü noktasında verimlilik artacaktır. Ayrıca, klasik yargılamada ortaya çıkan yargılama giderleri, dava masrafları, basit yargılama usulünde ortaya çıkmayacağından, bu usulün uygulanması hem maddi açıdan hem de işgücü, emek ve zaman bakımından usul ekonomisine hizmet edecektir.

II. Kısaltılmış / Basitleştirilmiş Muhakeme Usullerinin Ortaya Çıkış Şekilleri ve Yargılama İlkeleri Açısından İncelenmesi

Kısaltılmış ceza muhakemelerinin, farklı isimler altında görünüm şekilleri bulunmaktadır. Bu usuller, mukayeseli hukukta “özet muhakeme usulü”, “basitleştirilmiş muhakeme usulü”, “hızlı muhakeme usulü” gibi kavramlar ile ifade edilebilmektedir.2

Hızlandırılmış muhakeme usulü çeşitli hukuk sistemlerinde genellikle suçüstü hallerinde uygulanmaktadır. Ülkemizde kaldırılan 3005 sayılı Meşhut Suçların Muhakemesi Usulü Kanunu’nda böyle bir usule yer verilmişti.

Kısaltılmış ya da özet ceza muhakemesi ise, muhakemenin basitleştirilmesi, hızlandırılması ve kısaltılması amacıyla bazı basit suçlarda, genel muhakeme kurallarının birtakım aşamaları kaldırılarak uygulanan özel bir muhakeme usulünü ifade etmektedir.

Basitleştirilmiş muhakemeler, özü itibariyle; i) bazı klasik prosedürlerin atlanması, ii) bazı muhakeme işlemlerinin sürelerinin kısaltılması, iii) birtakım usuli işlemlerin ve güvencelerin atlanması suretiyle, muhakeme sürecindeki formalitelerin tamamen ya da kısmen ortadan kaldırılması şeklinde ortaya çıkabilmektedir.

Basitleştirilmiş muhakemelerin bazı usulleri atlaması, sürelerini kısaltması, güvenceleri kaldırması, adil yargılama ilkeleri açısından prensip olarak sorun teşkil etmektedir. Bilhassa, bu usulün getirdiği çeşitli uygulamalar, kovuşturma evresinde geçerli olan “yüz yüzelik”, “çelişmelilik”, “delillerin müşterekliği”, “delillerin doğrudan doğruyalığı”, “duruşmanın (kovuşturmanın) sözlülüğü”, “kamuya açık duruşma hakkı”3 gibi birtakım adil yargılama ilkelerinden kısmen veya tamamen feragat edilmesi sonucunu doğurabilmektedir.

Bununla birlikte, AYM. ve AİHM’in, bilhassa; inandırıcılık, güvenirlilik sorunu bulunmayan, maddi vakıaya dair herhangi bir tartışmanın bulunmadığı, delillerin sözlü bir şekilde sunulmasını, tanıkların çapraz sorguya çektirilmesini gerektiren bir durumun bulunmadığı, karmaşık olmayan, sadece dosyaya dayalı olarak tatmin edici bir çözüme ulaşılabileceği, basit ceza uyuşmazlıklarının adil ve makul şekilde çözüme kavuşturulabildiği farklı muhakeme usullerinin (sanığın aleyhinde sunulan delillere itiraz etmek üzere yazılı görüşlerini sunması için yeterli fırsatın sunulması ve itiraz üzerine normal usule dönülebilme imkanının bulunması koşuluyla) benimsenmesinin kabul edilebilir olduğu yönünde kararları bulunmaktadır.4

Bu açıdan, sözü edilen kriterlere uygun olmak koşuluyla, hızlandırılmış, basitleştirilmiş muhakeme/yargılama usullerinin adil yargılanma hakkı bakımından bir sorun teşkil etmeyeceği ifade edilebilir.

III. Zaman Bakımından Uygulama Alanı

CMK’nın Geçici 5’inci maddesi uyarınca, basit yargılama usulüne ilişkin hükümlerin, 01.01.2020 tarihinden itibaren uygulanması öngörülmüştü. Bu çerçevede, 01.01.2020 tarihi itibarıyla i) kovuşturma evresine geçilmiş, ii) hükme bağlanmış veya iii) kesinleşmiş dosyalarda, basit yargılama usulünün uygulanamayacağı kabul edilmişti.

Düzenleme uyarınca, basit yargılama usulünün uygulanması bakımından suçun işlenme tarihinin herhangi bir önemi olmamakla birlikte, 01.01.2020 tarihi itibariyle, bu usule tabi suçlara ilişkin kovuşturmaya geçilmemiş olması gerekmekteydi.

Zaman bakımından uygulama açısından getirilen bu düzenleme, esas itibariyle, ceza muhakemesinde geçerli olan derhal uygulama prensibine dayanmaktaydı. Bu prensip uyarınca, yeni getirilen ve henüz uygulanmamış bir usul kuralı, yapılmamış işlemler yönünden lehe ve aleyhe olup olmadığına bakılmaksızın uygulama alanı bulacağından, basit yargılama usulünün de, henüz kovuşturma aşamasında geçilmemiş uyuşmazlıklarda tatbik edilmesi benimsenmişti.

Basit yargılama usulünün, sanık lehine ceza indirimi getirmesi dolayısıyla, uzlaştırma5 gibi, maddi ceza hukuku yönü de bulunan karma hukuki niteliğe sahip bir müessese olarak görülmesi ve maddi ceza hukukuna ilişkin zaman bakımından uygulama prensiplerine tabi olduğunun kabulü gerekmekte iken, kanun koyucu, basit yargılama usulünün zaman bakımından uygulanmasına ilişkin açık bir düzenlemeye yer vererek bu konuda uygulamada yaşanabilecek tereddütlerin önüne geçmişti.

Ancak, Anayasa Mahkemesi 25.06.2020 tarih, 2020/16 E., 2020/33 K. sayılı kararı ile, Ceza Muhakemesi Kanunu’na 7188 sayılı Kanun’la eklenen geçici 5’inci maddede yer alan “... kovuşturma evresine geçilmiş, ...” ibaresinin aynı bentte yer alan “... basit yargılama usulü ...” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

Mahkeme, iptal gerekçesinde; bazı yargılama usulü kurallarının, kovuşturulan fiiller için öngörülen ceza miktarlarını etkileyebildiğini, ceza miktarını etkileyen yargılama kurallarında failin lehine olan düzenlemelerin geçmişe uygulanmamasının, suçta ve cezada kanunilik ilkesiyle bağdaşmayacağını, düzenlemelerin yer aldığı kanunların, onların yorumlanmasında öneme sahip olmakla birlikte anayasal ilkelerin uygulanmasında belirleyici olmadığını, dolayısıyla ceza miktarının üzerinde fail lehine bir etki oluşturan ceza muhakemesi kurallarının da geçmişe uygulanmasının suçta ve cezada kanunilik ilkesinin bir gereği olduğunu belirtmiştir.6

İptal kararı sonrası, bu usulün, 01.01.2020 tarihinde yalnızca kovuşturma aşamasına geçilmemiş dosyalarda değil, anılan tarih itibariyle ilk derece mahkemesinde kovuşturma aşamasında bulunan dosyalar bakımından uygulanabileceğini ifade etmek gerekir. Bununla birlikte, anılan tarih itibariyle ilk derece mahkemesince hükme bağlanmış ve kesinleşmiş dosyalar bakımından basit yargılama usulü uygulanamayacaktır.7