Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk Rekabet Hukukunda Bir Cezalandırıcı Tazminat Örneği Olarak Üç Kat Tazminat

Three-Fold Compensation as an Example of Punitive Damages in Turkish Competition Law

İsmail MACİT

Rekabet hukukunda rekabet kurallarını ihlal edenlerin yol açtığı zararların zarar görenler tarafından talep edilebilmesi imkânı rekabetçi bir piyasanın oluşumunda ve devamında önemli bir rol üstlenir. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un (RKHK) 58. maddesi de zarara uğrayan kişilerin bu zararlarını telafi edebilmeleri için tazminat davası açma hakkını düzenlemiştir. Bunun yanında hükümde bazı koşullar altında zarar görenlerin üç kat tazminat talep edebileceklerine ilişkin bir düzenlemenin olduğu da göze çarpmaktadır. Bu düzenleme, klasik tazminat sorumluluğunun başta telafi edicilik olmak üzere temel prensiplerinden sapmaktadır. Bu sapma ise RKHK’daki üç kat tazminat düzenlemesinin amacını ve özelliklerini, hukuki niteliğinin tespit edilmesini, tazminat içerisinde hangi zarar kalemlerinin talep edilebileceğinin tespiti zaruretini doğurur. Bu makalede RKHK’daki üç kat tazminata ilişkin düzenlemenin amacı, niteliği, şartları, ispat yükü, zararın ve tazminatın kapsamı konuları incelenmektedir.

Rekabet, Rekabet İhlali, Cezalandırıcılık, Zarar, Üç Kat Tazminat.

In Competition Law, the ability to demand indemnification for damage caused by those who violate competition rules has an important role in the evolution and maintenance of a competitive market. Article 58 of the Law on the Protection of Competition No. 4054 regulates the right of individuals who demand compensation for the damages they suffered. In addition, the aforamentioned article stipulates that under certain conditions, those who are suffered damages are entitled to demand three-fold compensation. This legal rule deviates from the basic principles of standard compensation liability, in particular compensatory nature of compensation. This deviation leads to the determination of the purpose and qualifications of the three-fold compensation rule, as well as its legal qualification and the necessity of determining which types of damages can be claimedas compensation. This article analyzes the ratio legis, purpose, conditions, burden of proof, the scope of damages and compensation with regard to the three fold-compensation rule laid down in the aforementioned law.

Competition, Violation of Competition, Punitiveness, Damage, Three-Fold Compensation.

I. Telafi Edici Tazminat - Cezalandırıcı Tazminat Ayrımı

Sorumluluk hukukunda temel amaç, zarara uğrayan kişilerin zararlarının tazmin edilmesi suretiyle denkleştirici adaletin sağlanmasıdır1 . Denkleştirici adalet nedeniyle tazmin edilecek zararın üst limitini de meydana gelen zarar miktarı oluşturur. Nitekim zararın tazminiyle güdülen amaç zarar gören kişiyi zarar verici olay gerçekleşmeseydi bulunacağı ekonomik duruma kavuşturmaktır ve tazminat zarar göreni zenginleştirmemelidir2 . İşte gerçek tazminat olarak da ifade edilen telafi tazminatı bu çerçevede, zarar verici olay vuku bulmasaydı mağdurun sahip olacağı konuma ulaşmasını sağlama amacı güder ve buradaki telafi miktarı zarar miktarını aşamaz3 . Türk hukukunda telafi düşüncesine paralel olarak Yargıtay kararları ve öğretide telafi tazminatı tutarının kazanç kaybı dâhil olmak üzere zarar görenin zararının tam olarak karşılaması gerektiği kabul edilmektedir. Dolayısıyla bu bağlamda zarar mağdurun malvarlığı gözetilerek belirlenmeli, hükmedilecek telafi tazminatı tutarı mağdurun zenginleşmesine yol açmamalı ve mağdurun haksız fiil sebebiyle elde ettiği menfaatler zarardan düşülmelidir4 .

Bazı hallerde tazminatın zarar miktarını aşamayacağı prensibinin terk edildiği görülmektedir. Telafi amacının terk edildiği ve Anglo-Sakson hukuku kökenli bir kavram olan cezalandırıcı tazminat, zarara sebep olan kişinin kötü niyetinden ve başkalarının haklarını pervasızca önemsememesinden kaynaklanan ölçüsüz davranışları nedeniyle sebep olduğu zararın üzerinde bir tazminat ödemesini öngören bir özel hukuk yaptırımı olarak tanımlamaktadır5 . Başka bir deyişle, kusurlu bir fiil sonucunda zararın meydana geldiği, tazminatın zarar miktarından bağımsız olarak belirlendiği ve tazminata hükmedilirken cezalandırma düşüncesinin egemen olduğu her durumda cezalandırıcı tazminatın olduğu ileri sürülebilir6 . Belirtelim ki cezalandırıcı tazminat, klasik tazminattaki telafi amacının ötesine geçerek cezalandırma ve caydırıcılık gibi amaçlar da gütmektedir7 . Bu amaçların sağlanabilmesi için de iki önemli kıstasın değerlendirilmesi gerektiği öğretide ifade edilmektedir. Bunlardan ilki zarar verenin haksız fiil nedeniyle elde ettiği kazançlar; ikincisi ise tazminat tutarının zarar verenin dikkate alacak kadar büyük olmasıdır8 . Pek tabi bu kadar ağır bir tazminat sorumluluğunda zarar verenin davranış şekli de önem arz eder. Örneğin üç kat tazminatta zarar verenin tazminatla sorumlu tutulabilmesi için ağır kusurlu olması gerekmektedir9 .

Cezalandırıcı tazminatın uygulanma şeklinin somutlaşması adına McDonald’s kahve davası olarak bilinen Liebeck v. McDonald’s Restaurants davasına değinmekte fayda vardır: Karara esas olayda 79 yaşındaki davacı, McDonald’s araba servisinden bir bardak kahve almış, ancak iki bacağının arasına bıraktığı bardağın kapağını açarken kahveyi üzerine dökmüştür. Bu kaza sonucunda davacının vücudunda üçüncü derecede yanıklar tespit edilmiş, sekiz gün hastanede yatmış ve iki yıl boyunca tedavi görmüştür. Bu olay hakkındaki tartışma ve hükme esas alınan olay “kahvenin kaç derecede servis edilmesi gerektiği” sorusu idi. Davacı vekili kahvenin 60 oC’de; davalı vekili ise 82 - 88 oC arasında servis edilmesi gerektiğini savunmuşlar ve netice olarak davalı McDonald’s %80 kusurlu bulunarak 160.000 $ telafi tazminatı; 2.86 milyon $ cezalandırıcı tazminata mahkûm edilmiştir. Görülüyor ki mahkeme burada davalının yukarıda belirtilen derecelerde kahve servis etmesini ağır kusur saymış ve davacının zararının telafi edilmesi amacının ötesine giderek McDonalds’ı cezalandırmıştır10 .

Türk hukukunda tazminatın telafi edici fonksiyonu esas olmakla beraber bazı durumlarda tazminatın zararın üst sınırını aştığı ve cezalandırıcı özelliğinin daha ağır bastığı görülmektedir. Örneğin İcra İflas Kanunu m. 67/2’de düzenlenen icra inkâr ve kötü niyet tazminatı, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu m. 68’de düzenlenen telif tazminatı, Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 434’de düzenlenen işveren tarafından haksız fesih halinde fesih bildirim süresine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödenmesi ile bu makalenin konusunu oluşturan ve RKHK’nın 58. maddesinde düzenlenen zarar verici eylemin tarafların anlaşması veya kararı ya da ağır ihmallerinden doğduğu hallerde bunların üç kat tazminatla sorumlu tutulmasında durum böyledir11 .

II. Rekabet Hukukunda Üç Kat Tazminat

RKHK’ye göre rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması neticesinde zarar görenler, ödedikleri bedel ile rekabet sınırlanmasaydı ödeyecekleri bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler (RKHK m. 58). Ayrıca kanun koyucu bu farkın tazmini yanında RKHK m. 58/2 ile haksız fiil sorumluluğuna dayalı olan üç kat tazminat kurumunu düzenlemiştir. Hükme göre zarar, tarafların anlaşması, kararı veya ağır ihmallerinden kaynaklanıyorsa mağdurun talebi halinde rekabeti ihlal edenlerden uğranılan maddi zararın veya onların elde ettiği ya da elde etmesi muhtemel olan kârların üç katının tazminine karar verilebilir.

RKHK üç kat tazminat sorumluluğunun doğması için zararın tarafların anlaşması veya kararı ya da ağır ihmallerinden doğması şartını öngörmüştür12 . Hükümde yer alan anlaşma kavramı ile RKHK m. 4 kapsamında rekabetin sınırlamasını içeren anlaşma, karar kavramı ile teşebbüs birliği kararları, ağır ihmal kavramı ile de uyumlu eylem ya da hâkim durumun kötüye kullanılması kastedilmiştir13 . Makalenin ilerleyen kısımlarında bunlara ayrıca değinilecektir.

Genel anlamda Türk hukukunda tazminatın telafi amacı dışında bir amaç taşıdığı kabul edilmemektedir. Bununla beraber kanun koyucu RKHK m. 58 hükmünde, bazı rekabet ihlallerinde zarar verenlerin zararın üç katı tazminatla sorumlu olacağını hüküm altına alarak bundan ayrılmıştır. Söz konusu ayrık durumun hukuki niteliğini incelemeden önce genel anlamda rekabet ihlallerinde tazminat sorumluluğu öngörülmesinin amaçlarına değinmek gerekmektedir. Zira bu amaçlar üç kat tazminatın hukuki niteliğinin belirlenmesinde yol gösterici olacaktır.