Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İş Hukukunda Esneklik ile İlgili Yeni Bir Sorun: Sıfır Saat Sözleşmesinin Türk İş Hukuku Açısından Kabul Edilebilirliği

A New Problem Regarding Flexibility in Labor Law: Admissibility of Zero-Hour-Contract in Terms of Turkish Labor Law

Canan ERDOĞAN

Çalışma hayatındaki esnekleşme ihtiyacı, dünyada yaşanan teknolojik ve ekonomik gelişmeler sonucunda ortaya çıkmıştır. Bunun neticesinde pek çok ülkede esnek çalışma modelleri benimsenmiş ve buna ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Benzer gerekçelerle 4857 sayılı İş Kanunu’nda da esnek çalışmaya ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. İlk olarak Birleşik Krallıkta ortaya çıkan sıfır saat sözleşmesi, bugün için esnek çalışmanın geldiği son nokta olarak adlandırılabilir. Her ne kadar ülkemizde henüz uygulaması bulunmasa da yapılan istatistiklere göre sıfır saat sözleşmesinin uygulandığı ülkelerde çok fazla sayıda işçi bu sözleşmeye dayalı ve güvencesiz olarak çalıştırılmaktadır. Bu çalışmada öncelikle çalışma hayatında esneklik hakkında genel bilgi verilecek, daha sonra sıfır saat sözleşmesi kavramı, sözleşmenin hukuki niteliği, içeriği ve türleri ve geçerliliği konuları ele alınacaktır.

Esneklik, Çalışma Hayatında Esneklik, Güvenceli Esneklik, Sıfır Saat Sözleşmesi.

The need for flexibility in working life has emerged as a result of technological and economic developments in the world. As a result, flexible working models have been adopted in many countries and regulations have been made in this regard. For similar reasons, there are some regulations on flexible working are included in the Labor Act No 4857. The zero-hour-contract, which first emerged in the UK, can be called the ultimate in flexible working today. Although it has not yet been implemented in our country, according to statistics, a significant number of workers in countries where the zero-hour-contract is implemented are employed on the basis of this contract. In this study, firstly, general information about the concept of flexibility in working life will be given, then the concept of zero-hour-contract, its legal nature, content and types and validity will be discussed.

Flexibility, Flexibility in Working Life, Flexicurity, Zero-Hour-Contract.

Giriş

1970’li yıllardan itibaren dünyada yaşanan teknolojik ve ekonomik gelişmeler, sadece yaşamımızı kolaylaştırmamış, çalışma hayatımızda da ciddi değişikliklere neden olmuştur.1 Tipik ve katı istihdam modelleri, küreselleşmenin gerektirdiği değişikliklere uygun olmadığından işverenlerin işçi istihdamından kaçınmasına yol açmıştır. Bu kapsamda iş hukukunun katı ve tek tip kuralları, günün gereksinimlerine cevap veremez hale geldiğinden esnekleşme ihtiyacı doğmuş ve yeni istihdam modellerinin ortaya çıkması zaruri hale gelmiştir.2

İşçi ile işveren arasındaki iş ilişkisinde devlet müdahalesinin mümkün olduğunca azaltılıp, mutlak emredici hukuk kurallarının daha az uygulanması anlamına gelen3 esneklikle ilgili olarak bazı uluslararası çalışmalar yapılmıştır.4 Örneğin 1994 yılında yayınlanan Beyaz Kitapta, Avrupa Birliği (AB) içerisinde o dönem %11’e ulaşan işsizlikle mücadele edilebilmesi için sunulan önerilerden birisi de piyasada esnek çalışmanın teşvik edilmesidir.5 AB Komisyonu’nun 2006 yılında “21. Yüzyılın Talepleri İçin Modern Bir İş Hukuku” başlıklı Yeşil Kitabı ile kavram giderek önemli hale gelmiştir.6 Söz konusu Kitapta, hem güvenceli esneklik düzenlemelerinin bir ihtiyaç olduğu belirtilmekte hem de izlenecek politikaya yön verecek ifadelere yer verilmektedir. Ayrıca Yeşil Kitapta güvenceli esneklik ile ilgili birtakım tespitlerde bulunulmuştur: Buna göre, teknolojinin hızla ilerlemesi, küreselleşme ile rekabet, hizmet sektöründeki büyüme, esneklik ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Yine Kitaba göre, iletişim ve bilişim sektörünün genişlemesi, teşebbüslerin yatırım ufuklarının daralması, değişen talepler, işletmelerin esnek bir organizasyon yapısına sahip olmalarını gerektirmiştir. Tüm bu tespitler ışığında, AB kapsamında 1996 ve 1999 yıllarında Kısmi Süreli Çalışma Çerçeve Sözleşmesi ve Belirli Süreli Çalışma Çerçeve Sözleşmesi güvenceli esneklik çalışmalarının etkisiyle ortaya çıkarılmış ve AB üyesi ülkelerin iç hukuklarında esnek çalışmaya ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.

OECD tarafından 1986 yılında hazırlatılan Dahrendorf Raporunda esneklik, sistemlerin, organizasyonların ve bireylerin yeni yapılanmalar ve davranış biçimleri geliştirerek değişen koşullara başarılı bir şekilde uyum gösterme becerisi şeklinde tanımlanmıştır.7 Söz konusu raporda, esnekliğin piyasaya sağlayacağı faydalardan bahsedilmektedir. Bununla birlikte, sosyal taraflar arasında eşitliğin sağlanamaması halinde ortaya çıkabilecek olumsuz sonuçlara da yer verilmiştir.8 Elbette esneklik çalışmaları bizim hukukumuzu da etkilemiş ve mevzuatımızda birtakım değişikliklere neden olmuştur.