Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Aşı ve Plazma Tedavisinin Covid-19 Pandemisi Açısından Değerlendirilmesi

An Analysis of Vaccination and Plasma Therapy in Terms of Covid-19 Pandemic

Gizem KÖSTEM VINUALES LOPEZ

Ülkemizde ve dünyada bir süredir bebeklik/çocukluk dönemi aşılarının zorunlu olup olmadığı konusunda tartışmalar sürmektedir. Anayasa Mahkemesi tarafından verilen 11.11.2015 tarihli karar Yargıtay’ın bu konuda görüş değiştirmesine sebep olmuştur. Covid-19 pandemisi ile zorunlu aşı konusu toplumun daha geniş bir alanını ilgilendiren bir hal alacaktır. Covid-19 aşısı bulunursa bu aşının zorunlu tutulup tutulamayacağı, henüz deneysel nitelikte de olsa başarılı olduğu birçok hasta üzerinde ispatlanan plazma tedavisinin insan kaynaklı biyolojik maddelerin nakli konusundaki alışılagelmiş düzenlemeleri değiştirip değiştiremeyeceği ve tedavinin olağan bir tıbbi protokol haline gelmesi durumunda hukuki temelinin ne olacağı üzerinde durulmalıdır.

Zorunlu Aşı, Plazma Tedavisi, Tıbbi Müdahale, Covid-19, Yaşam Hakkı, Sağlık Hakkı, Kamusal Üstün Yarar, Kanunla Düzenlenme.

Whether the infancy/childhood vaccinations are obligatory is still a topic of discussion in our country and worldwide. The decision dated 11.11.2015 of the Constitutional Court has caused the Supreme Court to change its view in this subject. With the Covid-19 pandemic the obligatory vaccination will become a subject that affects a broader part of the society. Whether the Covid-19 vaccination can become obligatory if developed, or although still having an empirical status, the possibility of the plasma therapy that has proven to be successful on many patients changing the conventional regulations on the transfusion of human related biological substances and in case of this therapy becoming an ordinary medical protocol its legal grounds shall be emphasized.

Obligatory Vaccination, Plasma Therapy, Medical Intervention, Covid-19, Right to Life, Right to Health, Superior Public Benefit, Regulation by Law.

I. Giriş

Çin’de başlayıp tüm dünyaya yayılan Covid-19 virüsü salgını birkaç ayda küresel bir tehdit halini almış ve milyonlarca kişiyi etkilemiş, yüzbinlerce kişinin yaşamını kaybetmesine sebep olmuştur. Henüz Covid-19 virüsüne karşı geliştirilmiş bir aşı ya da kesin etkili bir tedavi bulunamamıştır. Virüsün kuluçka döneminin uzunluğu, hastanın klinik semptomlar başlamadan virüsü bulaştırmasının mümkün olması da salgına karşı başlatılan mücadeleyi daha zorlaştırmaktadır. Birçok ülkede aşı çalışmalarının devam ettiği yönünde bilgiler dünya kamuoyu ile paylaşılmakta ve günlük yaşamın tekrar normale döneceği yönünde bir beklenti oluşmaktadır. Bu esnada kritik durumdaki hastalara uygulanan plazma tedavisinde başarıya ulaşıldığı ve yoğun bakımdaki hastalar için acil plazma arandığı yönünde haberler de basında yer almaktadır. Bir yandan ümit veren bu gelişmeler aynı zamanda soru işaretlerini ve belirsizliği de beraberinde getirmektedir.

İnsanlık tarihi birçok epidemi (salgın) ile mücadele etmiş, bu salgınlardan bazıları pandemi (kıta ve kıtaları etkileyen salgın) boyutlarına ulaşmış, büyük kayıplar yaşanmıştır1 . 1900’lü yılların başından beri herhangi bir hastalıktan iyileşmiş kişilerin kanından elde edilen plazmalar tıp dünyasında bilinen ve kabul edilen bir yöntem olup, aşının öncülü sayılmaktadır. Yakın zamanda dünyayı etkisi altına almış olan SARS, MERS, Ebola, Domuz Gribi (H1N1), Kuş Gribi (H5N1) salgınlarında plazma tedavisinden faydalanılmıştır. Covid-19’a karşı immün (bağışık) plazma tedavisinin kullanılması Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından da önerilmekte olup, Türkiye’nin de içinde bulunduğu birçok ülkede uygulanmaya başlanmıştır2 .

Tıp ve bilim alanındaki gelişmeler yeni tedavi yöntemlerini mümkün kılsa da tıbbî müdahalelerin esasen vücut dokunulmazlığını ihlal edebilecek olması bu müdahalelerin hukuka uygunluğuna ilişkin tartışmaları da beraberinde getirmektedir3 . Hastalıktan iyileşmiş kişilerin plazma bağışı yapmasıyla yeterli plazma elde edilemezse, başvurulabilecek bir yöntem var mıdır? Covid-19 aşısı bulunursa aşılama zorunlu tıbbî bir uygulama haline gelecek midir? Plazma tedavisi ve bulunması olası Covid-19 aşısı deneysel olmaktan çıkıp hastalığın tedavisinde uygulanan gündelik bir protokol halini alırsa hukuki nitelikleri ne olacaktır?