Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Karşılaştırmalı Hukuk ve Uluslararası Mahkeme Kararları Işığında Seri Muhakeme Usulüne Farklı Bir Bakış: Masum Kişilerin Cezalandırılması Tehlikesi

A Different Overview of the Speedy Trial Procedure in the Light of Comparative Law and International Court Decisions: Danger of Punishing Innocent Persons

Ziya KOÇ

Seri muhakeme usulü 7188 sayılı Kanun ile ceza muhakemesi hukukuna dâhil edilmiştir. Bu usul ile şüphelinin duruşma hakkından feragat etmesi karşılığında daha az bir ceza ile cezalandırılması imkânı tanınmaktadır.Seri muhakeme yeterli suç şüphesinin bulunduğu hallerde uygulanabilir. Bu durum şüphe sebepleri yenilmeden mahkûmiyet kararı verilmesine dair kaygıları beraberinde getirmektedir. Çalışmamızda karşılaştırmalı hukuk ve uluslararası mahkeme kararları ışığında seri muhakeme usulü ele alınarak masum kişilerin cezalandırılması tehlikesi incelenmiştir.

Seri Muhakeme, Ceza Muhakemesi Hukuku, Masumiyet İlkesi, Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi, Şüpheli.

The speedy trial procedure is included in the criminal procedure law with the law number 7188. This procedure allows the suspect to be punished with a lesser penalty in return for waive his right to trial.The speedy trial procedure can be applied in cases where there is sufficient suspicion of crime. This raises concerns about convictions before the cause of doubt is defeated. In our study we will examine the risk of punishing innocent people by addressing serial procedure in light of comparative law and international court decisions.

Speedy Trial, Criminal Procedure Law, The Presumption of Innocence, In Dubio Pro Reo, Defendant.

I. Giriş

Seri muhakeme usulü1 , 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun2 ile kabul edilmiştir. 7188 sayılı Kanunun 23. maddesinde yapılan düzenleme ile Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 250. maddesinde3 değişiklik yapılmış ve seri muhakeme usulü ceza muhakemesine yeni bir kurum olarak dâhil edilmiştir.

7188 sayılı Kanunun 23. maddesinin gerekçesinde vurgulandığı üzere seri muhakeme usulü, şüphelinin daha az bir yaptırım beklentisiyle bu usulün uygulanmasını kabul etmesi ile başlamaktadır. Bu usul, bir tarafta şüpheli diğer tarafta savcılık ile hüküm ve denetim makamı olarak mahkemenin bulunduğu bir süreci ifade etmektedir. Belirli bir önem derecesinin altındaki suçlarda muhakeme sürecinin formalitelerden arındırılmasını ve kısaltılmasını, işlenen suçlara kısa süre içinde etkili ve orantılı bir karşılık verilerek bozulan kamu düzeninin yeniden sağlanmasını amaçlamaktadır.

Kanunun gerekçesinde de belirtildiği üzere seri muhakeme, karşılaştırmalı hukukta kabul edilen usullerde olduğu gibi ceza muhakemesini hızlandırmak ve muhakeme sürecini kısaltmak amacıyla getirilmiştir. Bu sayede makul sürede yargılanma hakkı ihlal edilmemiş olur4 .

Karşılaştırmalı hukukta ve doktrinde seri muhakeme usulüne benzer uygulamalar için “kısaltılmış yargılama veya kısaltılmış duruşma (shortened trial, the abbreviated criminal proceedings-abgekürztes Verfahren)” veya “özet (summary)”, “basitleştirilmiş duruşma (simplified)” ve “hızlandırılmış yargılama (speedy)” gibi terimler kullanılmaktadır5 . Kısaltılmış yargılama veya duruşma terimini tüm unsurları ile gerçekleşen tam bir duruşma yapılması hakkından feragat etmeyi ifade eden “duruşmadan feragat etme (trial waiver)” terimi ile birlikte değerlendirmek gerekir. Bu sisteme doktrinde “duruşma hakkından feragat etme sistemi (trial waiver system)” denilmektedir6 .

Klasik ceza muhakemesinden farklı olarak bir iddianame düzenlenmesi söz konusu olmadığı gibi, bir duruşma ortamı yaratılarak yüz yüze ve doğrudan doğruya bir yargılama yapılması da söz konusu değildir7 .

Sistem, şüphelinin suçtan doğan sorumluluğu kabul etmesi esasına dayanmaktadır. Suçun niteliğine ve cezasının ağırlığına veya geleneksel muhakeme yollarının kullanılmasında hukuki ve sosyal bir yarar bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, bütün ceza davalarının mahkemeye taşınmasının adil ve hakkaniyete uygun olmadığı esasına dayanmaktadır8 .

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hukukunda uygulanan savcı sanık pazarlığı seri muhakeme usulünün temelini oluşturmaktadır. ABD’de uzun bir geçmişe sahip olan bu sistem, Kara Avrupası hukuk sistemini de etkilemiştir. Artan iş yüküne çare bulmak, yargılamayı hızlandırmak amacıyla Almanya, İtalya, Fransa gibi ülkelerde uygulanmaya başlanmıştır9 .

Seri muhakemenin masum kişilerin cezalandırılmasına sebep olup olmayacağı üzerinde durulması gereken bir meseledir. Savcının veya kolluğun usulün uygulanması sırasındaki davranışlarının masumiyet ilkesini10 ihlal edip etmeyeceği adil yargılanma hakkı çerçevesinde ele alınmalıdır. Karşılaştırmalı hukukta, bilhassa ABD’de sisteme yöneltilen eleştiriler ve reform önerilerinde bu husus önemli yer tutmaktadır. Bu nedenle çalışmamızda karşılaştırmalı hukuktaki uygulamaların, uluslararası mahkeme kararlarının ve doktrindeki tartışmaların ışığında 7188 sayılı Kanun ile kabul edilen, CMK’nın 250. maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulünün suçsuz kişilerin cezalandırılmasına sebebiyet verip vermeyeceği incelenecektir.

Seri muhakeme usulü yeni bir kurum olduğundan sistemin uygulaması ile ilgili tespit ve gözlemler sınırlı kalmaktadır. Çalışmamızda yapılan açıklamalar daha çok uygulamaya yönelik sorun belirleme ve değerlendirmeler şeklinde olacaktır.

II. Seri Muhakeme Usulünün Kabul Edilmesinin Nedenleri

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, Ceza Adaletinin Sadeleştirilmesi Hakkında Üye Devletlere Yönelik R(87) 18 Sayılı Tavsiye Kararı’nda mahkemelere intikal eden ceza davalarının sayısının artmasından dolayı, özellikle hafif cezaları gerektiren suçlar bakımından alternatif tedbirlerin uygulanması tavsiye edilmiştir11 . Seri muhakeme usulü bu amaçla kabul edilmiş bir alternatif çözüm yöntemidir. Usulün kabul edilmesinin en önemli nedeni yargılamaların hızlandırılması, iş yükünün azaltılması ve kaynakların ekonomik bir biçimde kullanılmasıdır12 .

Modern kanunlaştırmaların doğasından kaynaklanan bazı sorunlar sebebiyle muhakeme süjeleri arasında müzakerelerin yapılması kabul edilmiştir. Bu nedenle doktrinde muhakeme süjeleri arasındaki müzakerelerin ceza adaleti sisteminin devamı ve istikrarı için faydalı olduğu ileri sürülmüştür13 . Ceza hukukunda bazı alanlar giderek karmaşık hale gelmekte, bu durum mahkemelerin iş yükünü artırmaktadır. Günümüzde tehlike suçlarının sayısının artması ve bu suçlarda illiyet bağı meselesi davaların sonuçlarının tahminini güçleştirmektedir. Bu durum aynı zamanda masumiyet karinesi bakımından bir risk, belirsizlik yaratmaktadır14 . Bu belirsizlik muhakemeye katılanları davanın muhtemel sonuçları hakkında bir görüş birliğine varmaya sevk etmektedir.

Seri muhakeme usulünün kabul edilmesinin bir diğer nedeni ceza teorisinde yaşanan değişimlerle açıklanabilir. Geleneksel anlayışa göre cezanın temel amacı öç almaktır15 . Günümüzde ise cezanın genel ve özel önleme (engelleme-caydırma) amacı öne çıkmaktadır16 . Önleme amacı zaman, emek ve masraf kaybının azaltılması, kaynakların etkin bir biçimde kullanılması çabalarını meşrulaştırmaktadır17 .

Doktrinde ifade edildiği üzere, ceza muhakemesi sadece ceza kanunlarının uygulanmasına hizmet etmez. Sosyal sorunların çözümüne katkı sağlamak da ceza muhakemesinin görevleri arasındadır18 . Buna göre adaletin gerçekleşmesi, sanığın ıslahı ancak muhakeme süjelerinin anlaşması ve sanığın sorumluluğunu kabullenmesi ile sağlanabilir19 .

Devlet-vatandaş ilişkisinde yaşanan değişim etkisini ceza adaleti sisteminin idaresinde göstermiştir. Klasik devlet idaresinde devlet güçlü ve hâkimdir. Vatandaş ise zayıf olup, tebaa hükmündedir. Bu anlayış modern toplumda yerini tarafların eşit olduğu bir sisteme bırakmaktadır20 . Ceza adaleti sisteminin idaresinde devlet, vatandaşına bir yaptırımı dayatmak yerine onunla müzakere ederek, dayanışma içinde yaptırımın türünü ve süresini belirleme yoluna gitmektedir. Mahkemeler de eşit şartlar altında bu sürece dâhil olmaktadır. Muhakemeye katılanlar arasında yapılan görüşmeler, dava sonucu hakkında varılan anlaşmalar ceza muhakemesinin temel ilke ve değerlerini etkilemektedir21 .

Ceza muhakemesi hukukunda sanığın kendi kararını kendisinin verebilmesi ilkesi önemini artırmaktadır. Kamuya açık, bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanma, delillerin serbestçe ortaya konulup tartışılması, istinaf ve temyiz kanun yolu gibi adil yargılanma kapsamındaki bazı haklardan feragat etme şüphelinin/sanığın rızası sebebiyle meşru kabul edilmektedir22 .

Amerikan hukukunda ceza davalarının rızaya dayalı çözümü yani “taraf rızası” anlayışı uluslararası camiada kabul görmektedir. Bu eğilimin en açık göstergesi Kara Avrupa’sında müzakereli ceza adaletinin çeşitli türlerinin yaygınlaşmasıdır23 . Seri muhakeme usulü de müzakereli ceza adaleti anlayışının bir yansıması olarak taraf rızası esasına dayanmaktadır.

III. Seri Muhakeme Usulü Hakkında Genel Açıklamalar

Seri muhakeme usulü Kanunda açıkça belirtildiği üzere soruşturma evresinin sonunda uygulanır (CMK m.250/1). Soruşturma evresi suç işlendiği haberinin alınmasıyla başlar (CMK m.160), kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (CMK m.172) veya iddianamenin mahkemeye verilmesi ile sona erer24 .

Bu usulün uygulanabilmesi için kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmemesi gerekir (CMK m.250/1; Ceza Muhakemesinde Seri Muhakeme Yönetmeliği m.5/2). Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının verilmemiş olması seri muhakemenin uygulanabilmesinin ön şartı mahiyetindedir25 . Her iki kurumun da kapsamına giren suçlarda seri muhakeme usulü öncelikli olarak uygulanmayacaktır. Bunun yanında önödeme ve uzlaştırma kapsamındaki suçlar da seri muhakeme usulüne tabi değildir (Yönetmelik, m.5/1).

Seri muhakeme usulü CMK’nın 250. maddesi uyarınca katalog hâlinde sayılan suçlar bakımından uygulanabilir. Buna göre: