Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Türk ve Fransız Ceza Muhakemesi Hukuklarında Seri Muhakeme Usulüne Karşılaştırmalı Bakış

A Comparative Look at the Accelerated Procedures in Turkish and French Criminal Procedure Law

Melike Ezgi YETİMOĞLU

7188 sayılı Kanun ile ceza muhakemesi hukukumuza dahil edilen seri muhakeme usulü Fransız hukukunda 2004 yılından beri uygulanmakta olan “suçluluğun ön kabulü üzerine duruşma” usulüne benzer bir kurum olarak ihdas edilmiştir. Çalışmada seri muhakeme usulünün koşulları ve genel özelliklerinin Fransız hukukundaki örnekle karşılaştırılarak uygulamada yol gösterici sonuçlara ulaşılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda yapılan çalışmada Türk hukukundaki seri muhakeme usulünün Fransız hukukundaki örnekten farklı kaleme alındığı tespit edilmiş, bu farklılıkların özellikle şüphelinin savunmasını hazırlama ve müdafiden yararlanma hakkının kapsamı, savcılığın yargısal yetkilerinin genişliği ve yeterli yargısal denetimin tesis edilmemiş olması gibi yönlerden adil yargılanma hakkı ve ceza muhakemesinin temel ilkeleriyle her noktada uyum göstermediği sonucuna ulaşılmıştır.

Ceza Muhakemesi, Seri Muhakeme Usulü, Fransız Hukuku, Alternatif Uyuşmazlık Çözümü, Adil Yargılanma Hakkı.

Accelerated procedure is incorporated into Turkish criminal procedure system with the Law No. 7188 and created as a similar institution to the “appearance upon prior recognition of guilt” which is applied in French law since 2004. The study aims for drawing conclusions, which would provide guidelines for the application of the accelerated criminal procedure in Turkish law, via comparison between the conditions and characteristics of the two procedures. Throughout the study it is ascertained that the accelerated procedure in Turkish law is established with certain differences compared to French law and that these differences do not always comply with the fundamental principles of criminal procedure and the right to a fair trial, especially on the subjects of the right to defense and to a defense counsel of the accused, the vast area of competence given to the prosecutor and establishment of an adequate judicial control.

Criminal Procedure, Accelerated Procedure, French Law, Alternative Dispute Resolution, Right to a Fair Trial.

GİRİŞ

2019 yılında çıkarılan 7188 sayılı Kanun1 ile birlikte ceza muhakemesi sistemimize “basit yargılama usulü” ve “seri muhakeme usulü” kurumları dahil edilmiştir. Kanun değişikliğiyle birlikte seri muhakeme usulü 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 250. maddesinde, basit yargılama usulü ise 251. ve 252. maddelerinde düzenlenmiş, maddelerin yürürlük tarihi 01.01.2020 olarak belirlenmiştir (CMK Geçici Madde 5/1-c). CMK m. 250’de değişiklik yapan 7188 sayılı Kanun’un 23. maddesinin gerekçesinde de vurgulandığı üzere, basit suçlar bakımından ceza yargılaması sürecinin sadeleştirilerek yargılama süresinin kısaltılmasını hedefleyen çözümlerin benimsenmesi Avrupa Konseyi’nin tavsiyeleri arasında bulunmakta, İtalya, Fransa, Almanya gibi birçok Kıta Avrupası ülkesinde bu amaçla geliştirilmiş muhakeme hukuku kurumlarına yer verilmektedir. Aynı maddenin gerekçesinde, Fransız ceza muhakemesi hukukunda benimsenen “suçluluğun ön kabulü üzerine duruşma”2 (comparution sur reconnaissance préalable de la culpabilité) (Fransız Ceza Muhakemesi Kanunu (Fransız CMK) m. 495 -7 ila m. 495-16) kurumuna ayrıca atıfta bulunulmuş, seri muhakeme usulüyle Türk hukukunda benzer bir yargılama usulüne yer verilmesinin öngörüldüğü belirtilmiştir3 . 7188 sayılı Kanun’un basit yargılama usulünü düzenleyen 24. maddesinin gerekçesinde basit yargılama usulünün getirilme amacı olarak ağır suçlar ile basit suçlar arasında yargılama sürecinin herhangi bir ayrım gözetmeden, tüm işlemleri içerecek şekilde yürütülmesinin yargı organlarının ağır suçların yargılanmasına daha az vakit ayırmasına yol açması gösterilmiştir4 . Burada Fransız hukukuna açıkça bir gönderme yapılmış olmasa da Fransız hukukunda “basitleştirilmiş muhakeme usulü” (procédure simplifiée) (Fransız CMK m. 495 ila m. 495-6, m. 524 ila m. 528-2) adıyla düzenlenen benzer bir kurum mevcuttur5 .

Çalışmanın konusunu oluşturan suçluluğun ön kabulü üzerine duruşma usulü Fransız hukukunda 2004 yılında 2004-204 sayılı Kanun6 ile ihdas edilerek 1 Ekim 2004 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmış, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren oldukça sık başvurulan bir yol haline gelmiştir. Bu usulün uygulandığı dosya sayısı 2005 yılından 2011 yılına kadarki süre içinde 27000’den 61543’e yükselmiş, bu durum Fransız kanun koyucusunu 2011 yılında kanun değişikliği yaparak suçluluğun ön kabulü üzerine duruşma usulüne başvurulabilecek hallerin kapsamını genişletmeye yöneltmiştir7 .

Çalışmada, seri muhakeme usulünün esinlenildiği bir örnek olan Fransız hukukundaki suçluluğun ön kabulü üzerine duruşma kurumu ele alınarak, bu kurumun Fransız hukukundaki düzenleniş şekline ve uygulanmasına ilişkin genel özelliklerin ortaya konulması ve böylece Türk hukukundaki uygulama için yol gösterici bazı sonuçlara ulaşılması amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda çalışmanın kapsamı, seri muhakeme usulünün Fransız hukukundaki usulden farklı noktalarının tespit edilmesi ve bu farklılıkların karşılaştırılmasıyla ortaya çıkan bazı sonuçların değerlendirilmesiyle sınırlandırılmıştır.

Bu sınır çerçevesinde, çalışmanın ilk bölümünde Fransız hukukunda alternatif muhakeme usullerinin ortaya çıkış süreci ve suçluluğun ön kabulü üzerine duruşma usulünün kanunda düzenleniş şekli genel hatlarıyla ele alınmıştır. Devamında Türk hukukunda seri muhakeme usulünün genel özelliklerine yer verilmiş, Fransız hukukundaki kurumla arasındaki farklar ortaya konularak, son bölümde her iki kurumun bağlantılı olan özellikleri karşılaştırmalı şekilde değerlendirilmeye çalışılmıştır.

I. FRANSIZ HUKUKUNDA ALTERNATİF MUHAKEME USULLERİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE CEZA MUHAKEMESİ SİSTEMİNDEKİ YERİ

Ceza muhakemesi sürecinin sadeleştirilmesi ve hızlandırılması eğilimi özellikle son yıllarda çoğu Avrupa ülkesinde kanunlaştırma faaliyetlerine yansıyan ortak bir gelişmedir. Bu gelişme ceza mahkemelerindeki iş yükünün fazlalığı ve adalet sisteminin genel olarak yavaş işleyişi nedeniyle Fransız hukukunda da basitleştirilmiş muhakeme yollarının çoğaltılması şeklinde kendini göstermiştir8 . Bu süreçte Fransız hukukunda ceza muhakemesi süjelerine önlerindeki olayların çeşitliliklerine daha uygun çözümler bulabilecekleri geniş bir seçenek yelpazesi sunmak ön plana alınmış9 ve iki temel amaç öne çıkmıştır10 . Bu amaçlardan ilki ülkenin ceza adaleti sisteminin suçluluğa karşı daha etkili bir cevap vermesini sağlamaktır. Fransa’da ceza yargılamasına konu olan uyuşmazlıkların sayıca artışına rağmen yargı makamlarındaki sayının sabit kalması Fransız adli yargı organlarında önemli bir iş yükü sorununu beraberinde getirmiş11 , bu iş yükü fazlalığı savcılık makamını, aslında kovuşturulmasına geçilmesi mümkün olabilecek bazı hafif suçlarda bile takipsizlik kararı vermeye yöneltmiştir12 . İş yükünün takipsizlik kararı vererek hafifletilmeye çalışılması ve takipsizlik kararıyla sonuçlanan olaylardaki artış, kamuoyunda hafif suçların cezasız kaldığı yönünde bir genel izlenim yaratmış13 ; bu izlenim vatandaşların ceza adaletine duydukları güvenin azalmasına yol açmıştır14 . Bu nedenle özellikle hafif suçların muhakemesindeki usulün kolaylaştırılarak savcılığın kovuşturma evresine geçilmesindeki tereddüdüne son verilmesi amaçlanmıştır. İkinci olarak, ceza muhakemesi sürecinin makul sürede sonlandırılması amacı etkili olmuştur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS) yer alan (m. 5/3, m. 6/1) makul sürede yargılanma hakkının vatandaşlara temin edilmesi için gerekli ceza adaleti sistemini sağlama görevini yerine getirme yükümlülüğü, Fransa devletinin bu yönde harekete geçmesi için bir itici güç olmuştur15 . Bu çerçevede Fransız kanun koyucusu ceza muhakemesi süresinin kısaltılabilmesini veya işlemlerin hızlandırılmasını sağlayan kurumlara ağırlık vermeye başlamıştır.

Fransız kanun koyucusunun ceza muhakemesi sistemini değiştirmeye yönelik olarak geliştirdiği bu kurumlardan bir kısmı kovuşturma evresine alternatif olarak uygulanabilecek yöntemleri, diğer kısmı kovuşturmaya geçildikten sonra kovuşturma usulünün basitleştirilmesini veya hızlandırılmasını sağlayan yöntemleri içermektedir16 .

Kovuşturma evresine alternatif uygulamalar Fransa’da ilk defa 80’li yıllarda bazı yargı makamlarının, önlerindeki ceza uyuşmazlığının taraflarını uzlaştırmaya yönelik uygulamalara başvurmasıyla başlamıştır17 . Bu dönemden önce Fransız hukukunda uzun yıllar cumhuriyet savcısının önündeki bir dosyayla ilgili olarak, kovuşturmaya devam edilmesini yerinde gördüğünde kamu davası açılmasına karar verme ve kovuşturmaya geçilmemesini uygun gördüğünde takipsizlik kararı verme olmak üzere iki yönde ilerleme imkanı bulunmaktaydı18 . Zaman içerisinde, yukarıda da belirtildiği gibi, yargı organlarındaki iş yükünün artışına bağlı olarak, özellikle hafif suçlarda takipsizlik kararı verilmesi yoluna daha sık başvurulmaya başlanmasıyla birlikte, hafif suçlar bakımından yargının iş yükünü artırmaksızın bir çözüm sunabilmeyi sağlamak için savcılığa kovuşturmaya devam etme ile takipsizlik kararı verme arasında bir üçüncü yönde ilerleme imkanı yaratma yoluna gidilmiştir19 . Böylece savcı kovuşturmaya devam etmek yerine alternatif yollarla ceza uyuşmazlığına yargı makamı önüne gidilmeden çözüm sunabilir hale gelmiştir.

Fransız ceza muhakemesi hukukunda maslahata uygunluk (takdirilik) ilkesi geçerli olup (Fransız CMK m. 40); bu ilkeye göre yargı bağışıklıkları, muhakeme şartlarının varlığı gibi istisnalar hariç olmak üzere, cumhuriyet savcısının önüne gelen olayla ilgili olarak kamu davası açılmasının yerindeliğini takdir yetkisi bulunmaktadır20 . Savcılığın takdir yetkisi bu alternatif yollarla birlikte artık kovuşturmaya devam etmeme, kovuşturmaya alternatif yollardan birinin uygulanması veya kovuşturmayı başlatma olmak üzere üç yönde kullanılabilmektedir (Fransız CMK m. 40-1). Takdir yetkisini kovuşturmaya alternatif yolları izleme yönünde kullanan savcı, bu kapsamda Fransız CMK m. 41-1, 41-1-2 veya m. 41-2 hükümlerine başvurabilecektir21 . Bu doğrultuda Fransız CMK m. 41-1 kapsamında savcıya, faile kanundan doğan yükümlülüklerinin hatırlatılması, failin sağlıkla ilgili, sosyal veya mesleki bir eğitime tabi tutulması, mağdurun zararının giderilmesi veya eski hale getirme, fail-mağdur uzlaşması (médiation pénale), aile içi veya eşler arası işlenen bazı suçlarda failin evden uzaklaştırılması gibi farklı alternatif tedbirlere başvurma imkanı getirilmiştir22 . Yine bu alternatif yollar kapsamında 1999 yılında Fransız CMK’ya eklenen ve m. 41-2 ve devamında düzenlenen “ceza uygulaması” (composition pénale) teklif etme imkanı getirilmiştir23 .

Fransız hukukunda ceza muhakemesi sistemindeki basitleştirme ve hızlandırmaya yönelik değişimin diğer bir ayağı, kovuşturma usullerinin çeşitlendirilmesine yönelik olmuştur24 . Bunlar kovuşturma alternatiflerinden farklı olarak kovuşturma evresine geçildikten sonra yargının yükünü ve sürecin yavaşlığını giderebilmek için geliştirilen kurumlardır. Fransız hukukunda savcı kamu davası açılmasına karar verdiğinde, farklı suç kategorileri için25 öngörülmüş olan kovuşturma usullerini takip eder. Buna göre cürüm niteliğindeki suçlar bakımından olağan kovuşturma evresine hazırlık soruşturması açılarak devam edilir, cünha ve kabahat niteliğindeki suçlar bakımından ise olağan kovuşturma usulü yollarını izleme veya onun yerine alternatif kovuşturma usullerinden birine başvurma seçeneği bulunur26 .

Fransız hukukunda kovuşturma evresinde izlenebilecek yollar, diğer bir deyişle kamu davasını açma yöntemleri, çeşitlidir27 . Bunlardan bir kısmı olağan kovuşturma sürecini başlatırken, diğer bir kısmı olağan kovuşturma sürecinin hızlandırılmasına yönelik olarak geliştirilmiştir28 . Suçluluğun ön kabulü üzerine duruşma ve basitleştirilmiş muhakeme usulleri de Fransız hukukunda kovuşturma sürecinin hızlandırılmasına yönelik olarak geliştirilen bu alternatif usullerdendir. Fransız hukukunda basitleştirilmiş muhakeme usulü ilk olarak 1972 yılında kabahatler için öngörülmüş (Fransız CMK m. 524 ila m. 528-2), daha sonra 2002 yılında belirli cünhalar bakımından da uygulanabilir hale getirilmiştir (Fransız CMK m. 495 ila m. 495-6)29 . Buna göre basitleştirilmiş muhakeme usulü, bazı hafif suçların yargılamasında belirli koşulların sağlanması halinde, şüphelinin mahkeme önüne çıkmadan savcılıkça belirlenen cezanın mahkemece duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden verilen bir ceza kararnamesi ile hükme bağlanmasını öngörmektedir30 . Çalışmanın konusunu oluşturan suçluluğun ön kabulü üzerine duruşma usulü ise 2004 yılında hızlandırılmış ve basitleştirilmiş usuller arasına eklenmiş olup, koşulları ve özellikleri devam eden bölümde ayrıca ele alınmıştır.

II. FRANSIZ CEZA MUHAKEMESİ HUKUKUNDA SUÇLULUĞUN ÖN KABULÜ ÜZERİNE DURUŞMA USULÜ

Fransız hukukuna 2004 yılında 2004-204 sayılı Kanun31 ile getirilen “suçluluğun ön kabulü üzerine duruşma” (Comparution sur Reconnaissance Préalable de la Culpabilité) usulü, olağan kovuşturma usulünden farklı olarak savcılığın kovuşturmaya devam etmeye karar verirken faile suçunu ikrar etmesi karşılığında önerdiği cezanın mahkeme tarafından açılan kamu davasında onaylanarak kovuşturmanın tamamlanmasını öngörmektedir32 . Bu kurum kaynağını başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Anglosakson hukuk sistemlerindeki cezalandırmada suçluluğun kabulüne dayalı bir pazarlık ve uzlaşmanın benimsendiği kurumlardan almakta, bu doğrultuda bazı yazarlar tarafından iddia pazarlığı (plaider-coupable) olarak da adlandırılmaktadır33 . Her ne kadar Anglosakson hukuk sistemindeki iddia pazarlığı (plea-bargaining) kurumuna benzetilse de, Fransız hukukundaki suçluluğun ön kabulü üzerine duruşma, klasik iddia pazarlığından farklı şekilde düzenlenmiş, koşulları ve uygulama şekli Fransız hukukunun yapısına uyarlanarak kaleme alınmıştır. Bu doğrultuda öğretide bazı yazarlar tarafından bu usulün Fransız iddia pazarlığı olarak adlandırılmasına karşı çıkılmaktadır34 .

Fransız hukuk öğretisinde suçluluğun ön kabulü üzerine duruşma usulünün düzenlenme şeklinin iki temel amaca hizmet ettiği vurgulanmaktadır. Bir yandan ikrarın varlığına dayanan bu usul failin suçluluğu üzerindeki tartışma sürecini ortadan kaldırdığı için yargılama süresinin kısaltılmasını, diğer yandan eylemini önceden kabul eden fail eylemin cezai sonuçlarıyla kısa sürede karşılaştığı ve cezasında kanuni indirim yapılarak cezaevinde uzun süre kalmaktan kurtulduğu için, suçlunun topluma yeniden kazandırılmasını sağlamaktadır35 . Ayrıca bu usulde, failin suçluluğu gibi cezanın belirlenmesi de hakim önünde ayrıca tartışmaya açılmadığı için, bu özelliğiyle de yargılama süresinin kısaltılmasına hizmet etmektedir36 .