Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Anarşik Safsatalar: Bentham’ın Doğal Haklar Eleştirisi

Anarchical Fallacies: Bentham’s Criticism of Natural Rights

Şule ŞAHİN CEYLAN

Doğal hakların, sivil toplumdan, hükümetlerin inşasından, pozitif hukuk veya konvansiyonlardan önce var olduğuna inanılır ve ahlaki haklar başlığı altında yer alır. Hukuki haklardan farklı olarak, tüm bireyler bunlara insan doğası gereğince ve eşit bir şekilde sahiptir. Ayrıca hükümetlerin, herhangi bir istisna gözetmeksizin doğal haklara müdahaleden ve ihlalden kaçınması gerektiği, koruma yükümlülüğüyle sınırlandığı da iddia edilmektedir. Doğal haklar kuramı Amerikan ve Fransız bildirgelerinde asli rol oynar ve bolca övgüyle karşılanırken, etkileyici bir düşünür olan Jeremy Bentham, etkileyici bir saldırıda bulunur. Doğal haklara olduğu gibi apaçık doğrulara veya insanların tam eşitliğine de karşı çıkar. Eleştirileri, doğal hakları ‘cambaz ayaklığı üstündeki saçmalık’ diye tanımladığı ve ‘kamu barışının düşmanları’ olarak gördüğü ünlü makalesinde, Anarşik Safsatalar’da yer alır.

Doğal Haklar, Hukuki Haklar, Faydacılık, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi.

Natural rights are believed to exist anterior to civil society, establishment of governments, positive law, or conventions; and fall under the general heading of moral rights. As distinct from legal ones, all individuals grant them equally, just because of their human nature. It is also maintained that governments should refrain from interfering and violating natural rights and are limited with the aim of protecting them, without exception. While natural rights theory played an essential role in American and French declarations and their founders received abundant praise, an influential attack came from an influential philosopher, Jeremy Bentham. He opposed to the idea of natural rights as well as self evident truths or perfect equality amongst people. His criticism took place mainly in a well-known article, Anarchical Fallacies in which he defined natural rights as ‘nonsense upon stilts’ and perceived as ‘the enemies of public peace’.

Natural Rights, Legal Rights, Utilitarianism, American Declaration of Independence, Declaration of the Rights of Man and of the Citizen.

I. Giriş

Doğal haklar, geç Ortaçağ’da tohumu atılan bireyciliğin Yeniçağ’da toplanan meyvelerinden biridir. Bireyden, akıl sahibi oluşundan, özgürlüğünden bahsedildiği yerde, sivil toplumdan önce ve bağımsız şekilde onun olduğu varsayılan hakları da resme eklenir. Antik Yunan’a dayanan köklü bir gelenekten, doğal hukuktan türetilen bu haklar, sözleşmeci düşünürlerce insan doğasıyla ilişkilendirilir. Farklı doğal hukuk, toplum sözleşmesi ve doğal hak tasavvurları bulunmakla birlikte ortak yönleri, doğası gereği insana ait olan hakların sivil toplumda da varlığını koruyacağı, devredilemeyeceği, mevcut sistemle veya düzenlemelerle çatıştığı hallerde bile pozitif hukukça ortadan kaldırılamayacağıdır. Nelerin doğal haklardan sayılacağı düşünüre göre değişse de ana fikir, kaynağının insan doğası olduğu, dolayısıyla başka bir aidiyet koşulunun aranmadığıdır.

Doğal haklar, sadece düşünce alanıyla sınırlı kalmaz, onsekizinci yüzyılın siyasi hareketlerine de yansır. Amerikan ve Fransız devrimleri, dönemin iktidarlarına, yönetim biçimlerine ve dahi doğal haklara aykırı tüm toplumsal düzenlemelere meydan okuma faaliyeti1 olarak görülebilir. Bildirgelerle güçlenen ve yerini sağlamlaştıran haklar söylemi, siyasi hayatta popüler bir güce dönüşür.2 Ancak nasıl ki her hareket karşıtını üretiyorsa, doğal haklar da bu eğilimden nasibini alarak kuşkucu saldırılara maruz kalır. Doğal hakların evrensel, insana özgü ve apaçık (self-evident) doğrulardan olduğu savunulur; muhalif görüşler ekseriyetle son iddiaya odaklanır.3 Evrensellik ve insan doğası savına da şiddetle karşı çıkan gür bir ses yükselir İngiltere’den. Sert ve alaycı o kalem, Jeremy Bentham’ındır.

Bentham’ı doğal haklar bahsinde neyin kızdırdığını anlamak elbette hem dönemin hem de düşünürün özgün koşullarını bilmekten geçer. Hiç değilse onun savunduğu haliyle faydacılığın doğal haklara muhalif güçlü bir cephe kurduğunu, sonraki süreçte doğal haklar ile faydanın karşı karşıya geldiği koşulların çoğu kez bir tercih meselesine dönüştüğünü ve her seferinde kından kılıç çıkarılmasa bile doğal haklarla mesafenin korunduğunu söyleyebiliriz. Bu mesafenin oldukça keskin şekilde belirdiği ilk metinlerden ikisine, Bentham’ın bahsi geçen makalelerine bakmak, sadece düşünürünkini değil, hakları retorikten ibaret sayan diğer görüşleri de anlamayı kolaylaştırır. Ondokuzuncu yüzyılın iki önemli toplumsal hareketini taçlandıran iki önemli bildirge, mercek altındadır.