Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

COVID-19 Sonrası Türkiye’nin Sosyal Yapısında Ortaya Çıkabilecek Sosyal Problemler: Kriminolojik Bir Değerlendirme

Social Problems Those Might Arise After COVID-19 in Social Structure of Turkey

Tülin GÜNŞEN İÇLİ

COVID-19 salgını sonrası birçok işyeri kapatılmış ve çok sayıda çalışan işini kaybetmiştir. Bunların bir kısmı ailelerini geçindirecek parayı bulabilmek için yasal olmayan yollara yönelebilirler. Aile reisi yanında diğer aile üyeleri yeni durumda ailelerine yardım için yasal olmayan yollara başvurabilirler İşsiz kalan kişi sigara, alkol ya da uyuşturucu kullanıyorsa, bu alışkanlıklar için de para bulmak zorundadır. İşsizlik suçlulukta bir risk faktörü oluşturmaktadır. COVID-19 salgını sonrası devletin ekonomiye destek olmak için yaptığı yardımlar kişilerin yasal olmayan yollara yönelmelerini büyük ölçüde önleyecektir. COVID-19 salgını sonrası maske takmamak, kısıtlamalara uymamak gibi yeni tür suçlar ortaya çıkmıştır. Bu davranışlar kişilerin kendi yaşamları kadar başkalarının yaşamları içinde risk oluşturmaktadır. COVID-19 salgını döneminde işsiz kalanlarda görülebilecek bir başka olumsuzluk da ailelerindeki kadınlara karşı şiddete başvurma olasılığının artmasıdır. Aile-içi şiddet araştırması sonuçları, erkeğin işsizliği ile kadına karşı şiddet kullanması arasındaki ilişkinin çok güçlü olduğunu göstermiştir. Kendisini geçindirecek parası olmayan kadın şiddette uğruyorsa, kurtulabilmek için şiddet kullananı öldürmektedir. Ayrıca, şiddeti gören çocuklar da bunu problem çözmede bir yol olarak öğrenirler. Aile reisinin ve/veya annenin salgında ölümü bir başka olumsuzluk yaratır. Salgında vefat edenlerin sayısı ülkemizde diğer bazı ülkelerdeki kadar fazla olmamakla birlikte özellikle annenin ölümü ailenin dağılmasına yol açabilir. Bu durum aile bireyleri için önemli bir eksikliktir. Çocukları topluma hazırlayan, sosyalleşmelerini sağlayan anne artık yoktur. Sonuç olarak; COVID-19 salgınının sosyal yaşamın tümüne telafi edilmez zararlar verdiğini unutmamamız gerekir.

Salgın, Şiddet, Ekonomi, Aile İçi Şiddet, Suç, İşsiz Kalan Kişi, İşyerlerinin Kapatılması, Alkol, Uyuşturucu.

Following the COVID-19 outbreak, a lot of business were closed and large number of people lost their jobs. Some of them may get involved in illegal ways to finance their families. Besides the householder, other members of the family may also get into illegal ways to support their families. Moreover, if the person who became unemployed is a smoker or alcoholic or drug abuser, he also needs to find extra money for such addictions. Unemployment is an important risk factor for crimes. Aids provided by the government to support the economy after the COVID-19 outbreak will prevent illegal actions of persons on a large scale. New types of offenses such as not wearing masks or not obeying the restrictions appeared after COVID-19 outbreak. Those behaviors not only carry a risk for those who are faulty but also for others, too. Another adverse effect that may appear during the COVID-19 outbreak is violence of the unemployed towards the females in the family. Research related to violence in the family showed a strong correlation with the unemployment of householder. If the woman who doesn’t have her own money to support herself encounters violence, then kills the one resorting to violence in order to get rid of violator. Likewise, the children witnessing this violence learn it as a solution to solve problems. Death of the householder and/or the mother during the pandemic is another adverse effect. Death rates due to pandemic in our country are not as high as those in some other countries, though especially death of the mother may lead to dispersion of the family. This is an important deficiency for members of the family. Mother who prepares the children to the society and provides their socialization no longer exists. In conclusion, we shouldn’t forget that COVID-19 pandemic caused irretrievable great damages to whole social life.

Pandemic, Violence, Economy, Domestic Violence, Offense, Unemployed Person, Closure of Businesses, Alcohol, Drug.

COVID-19 salgını sonrası birçok işyeri kapatılmış ve çok sayıda çalışan işini kaybetmiştir. İşini kaybeden çalışanlardan önemli bir kısmı ailesinin geçimlerini sağlayan kişilerdir. Bunların ailelerini geçindirecek parayı kazanamamaları, bazılarını yasal olmayan yollara başvurarak bu parayı bulmaya yöneltecektir. Aile reisine ek olarak, diğer aile üyeleri de karşılaşılan yeni durumda ailenin geçimine katkıda bulunabilmek için yasal olmayan çeşitli yollara başvurabilirler.

Yasal olmayan yollar genelde toplumda istenmeyen ve onaylanmayan yollardır. Bu tür davranışlar suç ya da sapma olarak nitelendirilir. Örneğin para çalmak, yani hırsızlık yapmak veya çalıştığı iş müsaitse zimmetine para geçirmek, sahte senet/çek kullanmak gibi. Bu tür davranışlardan suç olarak nitelendirilenler TCK’da tanımlanır ve bir yaptırımla karşılık bulurlar. COVID-19 nedeniyle issiz kalan çalışanlar mala yönelik suçlardan olan hırsızlık, gasp, soygun, kapkaç, araba hırsızlığı gibi suçlara da katılarak para bulmaya çalışabilirler. Uyulmayan hukuk kurallarının cinslerine göre yaptırımların cinsleri ve şiddetleri de değişir.1

Araştırmalar göstermiştir ki işsiz kalan kişi sigara, alkol ya da uyuşturucu madde kullanıyorsa ailesinin geçimini sağlama görevine ek olarak, bunlar için de para bulmak zorundadır. Kişi hele uyuşturucu bağımlısı ise, onu temin edebilmek için yasal olmayan her tur yola başvurabilir. Araştırmalar madde kullanan kişilerin çok geniş bir yelpazede sapmış ve anti sosyal davranışlara katıldıklarını göstermiştir.2

Dönmezer ve Erman’a göre, iki tür yaptırım vardır:3

1. Günümüzde, özellikle medeni hukukta, ticareti hukukunda ve kısmen de iş hukukunda yer alan kişisel ve somut zararların ortadan kaldırılması, tazmini ve eski halin iadesi şeklinde uygulanan yaptırımlar,

2. Ceza hukukunda yer alan yaptırımlar.

İşini kaybeden kişilerin bu sapmış davranışlara yönelmesi toplumda ekonomik suç oranlarının artması sonucunu doğuracaktır. En genel ifadeyle, mala karşı suçlar olarak adlandırdığımız bu suç türleri arasında: Hırsızlık, gasp ve soygun suçları da sayılabilir.

Bu tür suçları önlemenin yegâne yolu da bu kişilerin önceden olduğu gibi yasal yollardan ailelerinin geçimlerini sağlamaya dönmeleridir. Covid -19 pandemisi sırasında devletin bazı sektörlere ve kişilere yaptığı karşılıksız parasal yardımlar ve işçilere çalışmadıkları sürede de para ödenmesi elbette yasal olmayan yollara yönelmeleri büyük ölçüde önleyecektir.

COVID-19 sonrası bilinen bu suç türlerindeki artmanın yanı sıra maske takmamak, dışarı çıkma kısıtlamasının olduğu zamanlarda kısıtlamalara uymayarak dışarı çıkmak gibi yeni tür suçlar ortaya çıkmıştır. Maske takmayan ve kısıtlamalara uymayan kişiye virüs bulaşabileceği gibi, bu durumda kişinin virüs taşıyıcı olması başkalarının yaşamını da riske atmaktadır. Bu tür suçlar veya kabahatler diğer bazı suç türlerinde olduğu gibi hapis cezaları yerine para cezaları ile cezalandırılmaktadır.

COVID-19 döneminde işsiz kalan erkeklerde görülebilecek bir başka olumsuz davranış da onların ailelerindeki kadınlarına veya eşlerine karsı şiddete başvurma olasılıklarının yüksek olmasıdır. Daha önce yaptığımız aile-içi şiddet araştırması sonuçları erkeğin işsizliği ile eşine veya beraber yasadığı kadına karşı şiddet kullanması arasındaki ilişkinin çok güçlü olduğunu göstermiştir.”4 Bu araştırma sonuçlarına göre kadının şiddete uğraması başka olumsuz durumlarla birlikte aynı zamanda onun suça katılım oranlarını da yükseltmektedir.

Özet olarak ifade edilirse, suç işleyen özellikle adam öldüren kadınlar arasında şiddete maruz kalanların oranı yüksektir (%63,9). Yani adam öldüren kadınların yarıdan fazlası özellikle kocalarının veya beraber yaşadığı kişilerin şiddetine maruz kalanlardır.

Kendisini geçindirecek parası ve mesleği olmayan kadın, kendisine şiddet uygulayan kişiden ki, bu kişi çoğunlukla kocasıdır, kurtulmak için yasal olmayan hatta ciddi bir suç teşkil eden bir davranışa yönelmektedir ve kendisine şiddet uygulayanı öldürebilmektedir.(4)

Şiddetin öğrenilen bir davranış olduğu unutulmamalıdır. Babalarının annelerine şiddet uyguladığını gören çocuklar da bunu problem çözmede bir yol olarak görerek, öğrenir ve taklit eder, kendi yaşamlarında da uygularlar.

İssiz kalan kişilerin yasal olmayan davranışlara, açıkça ifade edersek suçlu davranışlara özellikle de mala yönelik suçlara katıldıkları daha önce belirtilmişti.

Salgın sonrası karşılaşılan bir başka olumsuzluk ise; aile reisi olan erkeğin ve/veya annenin ölümüdür. Bu durumda ailenin dağılması söz konusudur. Aile bireylerine toplumun gelenek, göreneklerini örf ve adetlerini, nelerin yapılması, nelerin yapılmamasını öğreten, genç kuşakları içinde yaşadıkları topluma hazırlayan, onların sosyalleşmelerini sağlayan önemli bir figür, yani anne artık yoktur. Bu tüm aile için önemli bir eksikliktir.

Sonuç olarak, COVID-19 virüsünün sosyal yaşama telafi edilmesi pek mümkün olmayan zararlar verdiğini bir kez daha tekrar etmemiz gerekir.