Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

COVID-19 Sebebiyle Oluşan Küresel Pandemiye Hukuksal Bakış

A Legal Aspect of Global Pandemic Due to COVID-19

Sunay AKYILDIZ

WHO (Dünya Sağlık Örgütü) 2 Mart 2020 tarihinde, COVID-19 olarak adlandırılan ve ilk kez Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan bulaşıcılığı yüksek yeni bir tür solunum yolu hastalığı sebebiyle küresel risk açıklaması yapmıştır. Bu salgın ve ölümcül hastalık için risk seviyesi önce “yüksek” sonrasında “çok yüksek” seviyeye ulaştığında ise “Uluslararası Kamu Sağlığı Acil Durumu” ilan edilmiştir. COVID-19 hastalığı kısa sürede dünya ülkelerine hızla yayılınca, Dünya Sağlık Örgütü 11 Mart 2020 tarihinde “Pandemi” ilan etmiştir. Pandemi ilanı karşısında her ülke, örgütün tavsiyelerinin yanı sıra kendi ulusal önlem ve bilimsel stratejilerini oluşturmak suretiyle vatandaşlarını koruma amaçlı farklı tedbirler alarak ve sağlık alanı başta olmak üzere diğer alanlarda da yeni düzenlemelerle beraber çeşitli ekonomik tedbirler ve sosyal yardım hizmetleri sunarak işbu henüz standart tedavisi bilinmeyen ölümcül salgın hastalıkla mücadeleye başlamıştır. Ülkemiz COVID-19 mücadelesini ve Pandemi sürecini en iyi şekilde yönetmeye çalışmaktadır. Halen tıbben kesin tedavisi ve aşısı olmayan hastalıkla mücadeleye devamla normalleşmeye çalıştığımız bugünlerde çalışmamız ülkemizde yoğun biçimde yaşanan COVID-19 hastalığı ve Pandemi karşısında yaşananlara sağlık hukuku açısından genel bir bakış oluşturma amaçlıdır.

Pandemi, Normalleşme, Salgın, Sokağa Çıkma Yasağı, Hasta Hakları, Sağlık Hakkı, Aydınlatma, Onam Formu, Rıza Formu, Alışılmış Olmayan Tedavi Usulleri.

WHO (World Health Organization) made a global risk announcement on the 2 of March 2020, because of a new type respiratory tract disease named as COVID-19 and showed up first time in Wuhan city of China. An “International Public Health Emergency” is declared when the risk level for that epidemic and fatal disease has reached first upto “high” and then “very high”. World Health Organization declared “Pandemic” on the 11 March 2020 when the COVID-19 illness spread along the world countries in a short time. After the declaration of pandemic each country has started to fight against this fatal disease of which standard treatment not known yet by taking different measures for protecting their own citizens by creating their own national measures and scientific strategies besides the recommendations of the organization and providing various economic measures and social welfare services together with the new arrangement in different fields by health field being in the first place. Our country is trying to manage the COVID-19 fight and pandemic process in the best manner. Our study aims to create a general aspect to the experiences of COVID-19 disease and pandemic from the point of health law in our country in the days we tried to normalize by continuing the fight against the disease which doesn’t currently have a certain treatment and vaccine medically.

Pandemic, Normalizing, Epidemic, Lockdown, Patient Rights, Health Right, Informing, Consent Form, Unordinary Treatment Procedures.

I. PANDEMİ TANIMI

Pandemi, eski Yunanca’da tüm anlamına gelen παν (pan) ile insanlar anlamına gelen δῆμος (demos) kelimelerinden türetilmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tanımlamasına göre bir pandemik, ancak aşağıdaki 3 koşulu sağladığında başlamış sayılır:

- Nüfusun daha önce maruz kalmadığı bir hastalığın ortaya çıkışı,

- Hastalığa sebep olan etmenin insanlara bulaşması ve tehlikeli bir hastalığa yol açması,

- Hastalık etmeninin insanlar arasında kolayca ve devamlı olarak yayılması.

Bir hastalık veya tıbbi durum, sadece yaygın olması ve çok sayıda insanın ölümüne yol açması nedeniyle pandemi olarak nitelendirilemez, aynı zamanda bulaşıcı olması gereklidir. Örneğin kanser, insanlarda çok sayıda ölüme sebep olan bir hastalık olmasına rağmen bulaşıcı olmadığı için pandemi olarak adlandırılmamaktadır (Bazı kanser türlerinin bulaşıcı etmenler tarafından ortaya çıkabildiği unutulmamalıdır).

Tarihteki pandemilere baktığımızda; kara veba, İspanyol gribi, tifo ve halen devam eden aids örneklerini vermek mümkündür.

AIDS hastalığı da küresel bir pandemidir. 2014 yılı itibarıyla, dünyada yaklaşık 36.9 milyon insan HIV virüsüne sahiptir. 2012 yılında, yaklaşık 17.2 milyon erkek, 16.8 milyon kadın ve 3.4 milyon 15 yaşından küçük çocuk AIDS hastasıydı. 2010 yılında 1.8 milyon insan AIDS nedeniyle hayatını kaybetti, bu sayı 2005 yılında 2.2 milyondu1 .

Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19) mücadelesi konusunda küresel düzeyde önlemlerin alınması son derece önemlidir. Sorun küreseldir.

Uluslararası Sağlık Tüzüğü (2005) Acil Durum Komitesi 30 Nisan 2020 tarihinde toplanmış ve COVID-19 mücadelesi için aşağıda başlıkları sunulan bazı önerilerde bulunmuştur.

Dünya Sağlık Örgütü için öneriler:

Koordinasyon, planlama ve izleme tek sağlık temel sağlık hizmetleri risk iletişimi ve toplum katılımı sürveyans seyahat ve ticaret taraf devletler için öneriler:

Koordinasyon ve iş birliği hazırlık sürveyans ek sağlık önlemleri sağlık çalışanlarının korunması gıda güvencesi tek sağlık risk iletişimi ve toplum katılımı araştırma temel sağlık hizmetleri2

COVID-19 pandemisinde olduğu gibi, aşının henüz bulunmadığı dönemde, enfeksiyondan korunma ve kontrol önlemlerini uygulayarak enfeksiyonun toplumda yayılmasını azaltmak ve böylece pandeminin erken dönemlerinde enfekte olacak kişi sayısını ve pandemi nedeniyle ortaya çıkacak vakaları azaltmak mümkündür.

Toplumun bilgilendirilmesi, seyahatlerle ilgili öneriler ve önlemler, pandemik bölgelerden gelen insanların taranması, eğitim ve öğretime ara verilmesi ve insanların toplu halde bulundukları yerlerin (özellikle alışveriş merkezleri, metrolar, havaalanları ve uçaklar, toplu taşıma araçları gibi yoğun popülasyon içeren ve/veya kapalı havalandırması olan yerler) kısıtlanması, virüsle temas eden kişilerin izole edilmesi, influenza veya influenza şüpheli hastaların diğer hastalardan ayrıştırılmış izole ortamlarda muayene ve tedavisi, hastalara hizmet veren sağlık çalışanlarının eldiven, maske, gözlük, dezenfektan ve benzeri araçlarla enfekte olmalarının ve enfekte etmelerinin önlenmesi, enfeksiyonun bulaşmasını azaltmak bakımından önem taşıyan stratejilerdir.3

Mevcut ölüm oranları ile COVID-19’un İnsanlık tarihinin karşılaştığı en öldürücü hastalık olduğunu söylemek mümkün değildir. Her yıl dört milyondan fazla kişinin kronik solunum yolları hastalıklarından, iki milyona yakın kişinin tüberkülozdan, bir milyondan fazla kişinin akciğer kanserinden, bir milyona yakın kişinin mevsimsel gripten hayatını kaybettiği bir dünyada mortalite açısından ele alındığında, COVID-19’un öncelikli hastalıklar içinde üst sıralarda yer almadığı açıktır. Günümüzde ölümlerin yaklaşık %70’i bulaşıcı olmayan hastalıklar nedeniyle gerçekleşmektedir. Yenilikçi ilaçlara erişimi konu alan Birleşmiş Milletler raporuna göre (United Nations, 2016) her yıl 700.000 kişi antimikrobiyal direnç nedeniyle hayatını kaybetmekte olup, önlem alınmadığı takdirde bu sayının 2050 yılında 10 milyon kişiye çıkacağı öngörülmektedir. Bu hastalıkları COVID-19’dan ayıran en önemli özellik, bulaşıcılığı ve özellikle belirli bir yaş grubu ve kronik hastalığa sahip hastalar arasındaki komplikasyonlarının büyüklüğü ve ani gelişimle sağlık sistemler üzerine yaptığı baskıdır. Burada 1990’lı yılların ortalarında Merrill Singer tarafından geliştirilen ve 2019 yılında obezite, yetersiz beslenme ve iklim değişim ile ilgili Lancet’de yayınlanan sindemi kavramının COVID-19 bağlamında da kullanılabileceği ortaya çıkmaktadır (Swnburn ve diğerler, 2019). Sindemi, aynı zamanda ve aynı yerde gözlenen iki epideminin birbiri ile etkileşimde bulunarak hastalık yükünü ve prognozunu daha ağırlaştırması olarak tanımlanmaktadır. Bu çerçevede kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, hipertansiyon gibi kronik hastalıklarla etkileşiminde mortalite oranı artan COVID-19, pandemik olmanın yanı sıra sindemik bir hastalık olarak da karşımıza çıkmaktadır.4

COVID-19 ve küresel pandemi karşısında tüm dünya teyakkuza geçmiştir. Bugün için hastalık ve tedavisi bilinmemektedir.