Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Birden Çok Evlilik ve Hileli Evlenme Suçları

Multiple Marriage and Fraudulent Marriage Crimes

Ali Hakan EVİK

Türk Ceza Kanunu (TCK) madde 230’un başlığı “”dir. Madde başlığında “dinsel tören” ifadesi olsa da yürürlükte artık “dinsel tören (dini nikah) suçu” bulunmamaktadır. Çünkü maddenin “dini nikah suçunu” düzenleyen kısmı, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı uyarınca yürürlükten kalkmıştır. Söz konusu madde TCK’nın “” başlıklı bölümünde yer almaktadır. Halihazırda madde bünyesinde iki suç bulunmaktadır: İlki; “Birden Çok Evlilik”, diğeri de “Hileli Evlenme” suçudur. Anayasa mahkemesi iptal kararından dolayı çalışmada sadece bu iki suç ele alınacaktır. Çalışmada sadece bu iki suçun unsurları ve özellikleri, doktrindeki görüşler ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde incelenecektir. Suçların bu şekilde incelenmesinden önce mülga Türk Ceza Kanunu’ndaki (ETCK) ve yabancı ceza kanunlarındaki muadilleri ile kısa bir karşılaştırması da yapılacaktır.

Suç, Türk Ceza Kanunu, Birden Çok Evlilik Suçu, Hileli Evlenme Suçu, Dinsel Tören.

The title of Article 230 of the Turkish Penal Code (hereinafter TCK) is “Multiple Marriage (Polygamy), Fraudulent Marriage and Religious Ceremony”. Although there is the phrase “Religious Ceremony” in the title of the article, there is no longer a “religious ceremony (religious marriage) crime” in effect. Because the part of the article regulating “the religious marriage crime” has been repealed in accordance with the annulment decision of the Constitutional Court. The article is located in the section of the criminal law titled “”. At present there are two crimes within the article: One is; “Multiple Marriage (Polygamy)” and the other one is; “Fraudulent Marriage” crime. Only these two crimes will be discussed in the study due to the decision of the Constitutional Court annulment. In the study, only the elements and features of these two crimes will be examined within the framework of the opinions in the doctrine and the case law of the Supreme Court. Before the crimes are examined in this way, a short comparison will also be made with their counterparts in the abolished Turkish Penal Code (hereinafter ETCK) and foreign Penal Codes.

Crime, Turkish Penal Code, Multiple Marriage (Polygamy) Crime, Fraudulent Marriage Crime, Religious Ceremony.

GİRİŞ

İnceleyeceğimiz suç 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) 230’uncu maddede düzenlenmiştir. Yürürlüğe girdiği 2005 yılından sonra Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 2015 yılında verdiği iptal kararı1 uyarınca değişikliğe uğrayan madde metninin son hali şöyledir:

Madde 230- Birden Çok Evlilik, Hileli Evlenme, Dinsel Tören

(1) Evli olmasına rağmen, başkasıyla evlenme işlemi yaptıran kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Kendisi evli olmamakla birlikte, evli olduğunu bildiği bir kimse ile evlilik işlemi yaptıran kişi de yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

(3) Gerçek kimliğini saklamak suretiyle bir başkasıyla evlenme işlemi yaptıran kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçlardan dolayı zamanaşımı, evlenmenin iptali kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar.

(5) (İptal)2

(6) (İptal)3

TCK madde 230’da tekbir başlık altında birden fazla suçun düzenlendiği görülmektedir. Mülga TCK (ETCK) md.237’de var olan suçların bazıları değiştirilerek bu madde kapsamına alınmış, bazıları ise hiç alınmamıştır. Kapsama alınan suçların bazıları da aşağıda değinileceği üzere AYM’nin iptal kararı uyarınca yürürlükten kalkmıştır. Madde başlık ve içeriğinden yola çıkarak yürürlükteki suçları; a) Birden Çok Evlilik Suçu ve b) Hileli Evlenme Suçu şeklinde adlandırmak mümkündür. Bu iki suç maddenin ilk 3 fıkrasında düzenlenmiş olup, düzenleme sanki maddede 3 farklı suç varmış izlenimi vermektedir. Ancak, 1 ve 2’nci fıkradaki suçlar unsurları, cezaları vs. açısından aynı olup, tek fark failleridir. İlkinde “evli olup da yeniden evlenen (birden çok evlilik yapan) kimse”, ikincisinde “bekar olup da evli olduğunu bildiğini biriyle evlenen kimse” cezalandırılmaktadır. 2’nci fıkrada suçun faili olan bekar kimse açısından “evlendiği kimsenin evli olduğunu bilmesine” ayrıca vurgu yapıldığı görülmektedir. Suçların, aşağıda görüleceği gibi Alman Ceza Kanunu’nda (AlmCK) olduğu şekilde tek bir fıkrada yalın bir biçimde değil de neden bu şekilde düzenlendiği anlaşılamamaktadır.

Söz konusu suçlar ETCK’daki düzenlemenin aksine “Kamu İdaresine Karşı İşlenen Suçlar” değil, “Aile Düzenine Karşı İşlenen Suçlar” başlıklı bölümde yer almaktadır. Bilindiği üzere; mevzuatımız uyarınca bir kadın ve erkeğin evlenmiş sayılabilmeleri için resmi makamlar huzurunda, belirli şekil şartlarını gerçekleştirmek suretiyle bir akit (nikah akdi) gerçekleştirmiş olmaları gerekmektedir. Maddenin ilk şeklinde fıkra 5 ve 6’da mevzuatımız uyarınca gerekli bu nikah akdi (kamuoyunda bilinen adıyla resmi nikah) yaptırılmaksızın sadece dini nikah yaptırmak suretiyle evlenenlerin ve bu dini nikahı kıyanların eylemleri de cezai yaptırım altına alınmak suretiyle suç olarak düzenlenmişti. Yani esasında maddede inceleyeceğimiz bu iki suç dışında, “resmi nikah olmaksızın dini tören yaptırmak (dini nikah kıydırmak)” ve “resmi nikah olmaksızın dini tören yapmak (dini nikah kıymak)”, kanun koyucunun nitelendirmesiyle “dinsel tören” de suç olarak yer almaktaydı.

Yerel bir Mahkemenin başvurusu üzerine söz konusu hükümler AYM’ce iptal edilmiş, iptalden sonra kanun koyucu tarafından maddede herhangi bir düzenleme gerçekleştirilmemiştir. Bu yüzden madde içeriğinde evlenmeden önce dini nikah kıyma ve kıydırmaya yönelik bir düzenlememe olmamasına karşında, başlığında “dinsel tören” ibaresi hâlâ yer almaktadır.

Maddede sadece suçların temel şekli düzenlenmiş olup, herhangi bir ağırlatıcı veya hafifletici nedene yer verilmemiştir. Mevzuatımız gereği birden fazla evlilik mümkün olmadığından, bu yönde hareket edenlerin sonraki evliliklerinin iptali ve yine aynı şekilde kimliğini saklamak suretiyle hileli bir biçimde evlenenlerin evliliklerinin de iptali gündeme geleceğinden, inceleyeceğimiz suçlara yönelik dava zamanaşımı süresinin suçun işlendiği değil, iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyeceğine yönelik özel bir düzenlemeye gidilmiştir.

Çalışmada yürürlükten kalkan suçlar (dinsel tören suçu) ele alınmayacak sadece mevcut suçlar, suç inceleme metodu çerçevesinde doktrin görüşleri ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde ayrıntılı şekilde irdelenecektir.