Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Birleşmiş Milletler Kadınların Statüsü Komisyonu’nun Kuruluşu, İşlevi, Çalışma Yöntemi ve Başlıca Faaliyetleri Üzerine Genel Bir İnceleme

A General Analysis on Establishment, Functions, Operating Methods and Major Activities of the United Nations Commission on the Status of Women

Nazmiye GÜVEYİ

Bilinen tarihi süreç itibariyle kadınlar erkeğe göre ikincil, ikinci cins, aşağı statüde görülmüş ve görülmeye devam etmektedirler. Biyolojik cinsiyetlerinin ve buna koşut olarak üreme yetilerinin bir uzantısı olarak kadınlar, eril iktidar tarafından toplumsal cinsiyet eşitsizliği hasebiyle öteki/ezilen olarak toplumda özel alan içerisinde konumlandırılmıştır. Buna karşın çok sayıda hak ihlaline, eşitsizliğe maruz kalan kadınların kadın-erkek eşitliğine yönelik mücadelesini de gerek ulusal gerekse uluslararası alanda görmek mümkündür. İkinci Dünya Savaşının acı tecrübesi insan haklarının yükselişiyle sonuçlanmış ve kadınlar da zorlu savaşımlarına hız vermiştir. Bu doğrultuda Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde kadının güçlendirilmesine yönelik çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Kadınlara yönelik öncü en önemli gelişmelerden biri ise Kadınların Statüsü Komisyonu (KSK) olarak gösterilebilir. Bir diğer ifadeyle kadın haklarının geliştirilmesi ve gerçekleştirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların sorunlarının ve ikincil statülerinin belgelenmesi, kadınların statülerinin güçlendirilmesi bakımından uluslararası düzeyde standartların oluşturulmasında BM bünyesinde kurulan KSK etkilidir. Ekonomik ve Sosyal Konsey’in etkin bir komisyonu olan KSK; kadınların toplumsal yaşamın her alanında güçlendirilmesi, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tesisi ve kadın-erkek eşitliğinin sağlanması gayesiyle Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına Dair Sözleşme (CEDAW) dâhil olmak üzere pek çok sözleşme hazırlamıştır. Bununla beraber hazırlık aşamasında rol oynadığı Dördüncü Dünya Kadın Konferansı’nın önemli bir kazanımı olan Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu’nun uygulanması için faaliyetlerini sürdürmektedir. Ayrıca 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Ajandası’nın gerçekleşmesi de KSK’nın odaklandığı konular arasındadır. Bu bağlamda KSK, kadınların kendilerini gerçekleştirebilmeleri adına BM bünyesinde önemli bir kazanımdır.

Kadın-Erkek Eşitliği, Kadınların Statüsü Komisyonu, Toplumsal Cinsiyet, Toplumsal Cinsiyetin Ana Akımlaştırılması, İnsan Hakları.

According to the known historical course of events, women have been perceived and today still to be perceived as secondary to men, lower in status. As an extension of their biological sex and their reproductive abilities, women are segregated in society as the other/oppressed by the male power due to the gender inequality. On the other hand, it is possible to see the struggle of women who were exposed to many human rights violations and inequality both nationally and internationally. The painful experience of the Second World War resulted with the rise of human rights, and women furthered their struggles for equality. Accordingly, efforts have been made to strengthen women within the body of the United Nations (UN). Establishment of the Commission on the Status of Women (CSW) might be denoted as one of the most important leading developments in this area. In other words CSW, established within the body of the UN, is effective in terms of developing and realizing women’s rights, ensuring social gender equality, documenting women’s problems and secondary status, and strengthening women’s status. As a functional commission of the Economic and Social Council (ECOSOC), the CSW has prepared many conventions including the Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination against Women (CEDAW), for the purpose of empowering women in all areas of social life, establishing gender equality and ensuring the equality of women and men. Therewithal the CSW also continues with activities for implementing the principles foreseen in the Beijing Declaration and Platform for Action, which is an important achievement of the Fourth World Conference on Women, where CSW had had a role in the preparation phase. Besides, the implementation of the 2030 Sustainable Development Agenda is among the topics that CSW focuses on. In this context, CSW is an important achievement within the UN system for women to realize themselves.

Equality of Women-Men, Commission on the Status of Women, Gender, Mainstreaming of Social Gender, Human Rights.

Giriş

Cinsiyet temelli bir farklılık yaratılarak kadının insan haklarının süjesi olarak görmezden gelinmesi eğilimi, kadın haklarına yönelik özel bir çalışma alanının ortaya çıkışına zemin oluşturmuştur. Bu bağlamda kadınlar da eril tahakküme, hiyerarşik yapılanmaya, ikincil konumlarına, özel alana hasredilmelerine karşı bilinçlenerek etkin bir rol üstlenmeye başlamışlardır. Nitekim feminizm, bu bilinçlenmenin bir meyvesi olarak kadınlara mücadelelerinde zemin sağlamaktadır. Bununla beraber, devletlerin klasik egemenlik yetkisinin yeniden şekillenmeye başlandığı uluslararası insan haklarına dair gelişmeler de kadınlara savaşımlarında yeni imkânlar yaratmaktadır.

İnsan haklarının yükselişiyle birlikte düzenlemelerin eril bir dille okunması veyahut okunması riski göz önünde bulundurularak, insan haklarının (toplumsal) cinsiyet temelinde ayrım gözetilmeksizin uygulanması, diğer bir ifadeyle kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması hususu BM’nin insan haklarını düzenleyen pek çok belgesinde özellikle vurgulanmaktadır. Bununla birlikte, kadın-erkek eşitliğinin fiili bir şekilde tesisi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması hususunda BM’nin çeşitli kurumları da varlık kazanmıştır. Bu kurumlar arasında çalışmaya konu edilen BM Kadınların Statüsü Komisyonu, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik kurumsallaşmanın önemli bir neticesidir. BM’nin insan haklarına dair pek çok belgesi üzerinde de etkisi haizdir. İşbu çalışma kapsamında KSK’nın kuruluşu, işlevi, çalışma yöntemi ve faaliyetleri ele alınmaya çalışılacaktır.

I. Birleşmiş Milletler Mecrasında Kadınlar Lehine Yaşanan Gelişmelerin Kısa Tarihçesi

İkinci Dünya Savaşı, acı tecrübelerle insan haklarının önemini artırmakla birlikte, akabinde insan haklarını güvence altına alan pek çok ulusal, bölgesel ve uluslararası belgenin kaleme alınmasını ve mekanizmaların oluşturulmasını da hızlandırmıştır. Bununla birlikte, bahsi geçen gelişmelerin eril bir dille okunması/ uygulanması olgusu da göze çarpmaktadır. Hal böyle olunca kadını hak süjesi olarak ele alma, kadın-erkek eşitliğini gerçekleştirme yönünde çalışmalar da beraberinde gelmiştir.