Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Avukatın Yargılamadaki Rolü Açısından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Dürüstlük Kuralı ve Doğruyu Söyleme Yükümlülüğüne İlişkin 29’uncu Maddesinin Avukatlar Açısından Uygulanabilirl

Applicability of the Good Faith Rule and Obligation to Tell the Truth (29th Article) of the Code of Civil Procedure to the Attorneys in terms of Role of Attorney in the Trial

Orhan Emre KONURALP

Özel hukukun temel ilkelerinden biri olarak nitelendirilebilecek dürüstlük kuralı ve bununla bağlantılı olarak doğruyu söyleme yükümlülüğü, Hukuk Muhakemeleri Kanunu tarafından da özel olarak düzenlenmiştir. Kanun koyucu düzenlemeyi kaleme alırken yalnızca “taraflar” ifadesini kullanmıştır. Oysaki yargılama süreci sadece tarafların dahil olduğu bir süreç olmayıp başta taraf vekilleri olmak üzere farklı pek çok kişinin katılabildiği bir süreçtir. Çalışmanın amacı da avukatların yargılamadaki rolünü dikkate almak suretiyle söz konusu düzenlemenin kapsamında olup olmadığının ortaya konulmasıdır. Bu sebeple avukatların doğruyu söyleme yükümlülüğünün olup olmadığı incelenecek, varsa bu yükümlülüğünün hukukî temeli ortaya konulacaktır. Çalışma kapsamında avukatın hem avukatlık sözleşmesinden hem de avukatlık hukukundan doğan yükümlülükleri kapsamında da doğruyu söyleme yükümlülüğü altında olup olmadığı da incelenecektir. Bu kapsamda ayrıca avukatın sır saklama yükümlülüğü ve bu yükümlülüğüyle bağlantılı olarak avukatın suçu bildirmeme suçunun faili olup olamayacağı dikkate alınacaktır. Bu sebeple avukatın ceza hukukundaki konumu da çalışmanın kapsamındadır.

Avukatın Sır Saklama Yükümlülüğü, Avukatın, Yükümlülükleri, Doğruyu Söyleme Yükümlülüğü, Dürüstlük Kuralı, Medenî Usûl Hukuku.

The good faith rule, which can be accepted as one of the fundamental principles of private law, and obligation to tell the truth have also been specially regulated by the Code of Civil Procedure. The lawmaker only used the term “parties” when drafting the article. However, the trial process is not just a process involving the parties, instead it is a process that many different persons, especially attorneys of the parties, can participate. The aim of this study is to examine whether the attorneys are within the scope of the article by considering their role in the trial. For this reason, it will be argued whether the attorneys are obliged to tell the truth, and if any, the legal basis of this obligation will be discussed. Within the scope of this study, it will also be examined whether the attorney is obliged to tell the truth within the scope of both the attorney’s contract and the attorney’s law. In this context, it will also be examined whether the attorney's duty of confidentiality and related with this duty, the possibility that an attorney could be an offender of the felony of failure to notify an offense will be argued. For this reason, the position of the attorneys in criminal law is also within the scope of the study.

Civil Procedure Law, Duties of Attorneys, Duty of Confidentiality of Attorney, Goof Faith Rule, Obligation to Tell the Truth.

GİRİŞ

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 29’uncu maddesinin ilk fıkrasına göre taraflar, yargılama müddetince dürüstlük kuralına uygun davranmak zorundadırlar, ikinci fıkrasına göre ise taraflar davanın dayanağını teşkil eden vakıalara ilişkin açıklamalarını gerçeğe uygun bir şekilde yapmak zorundadırlar. Türk Medenî Kanunu’nun (TMK) 2’nci maddesinin yargılama hukukunda görünümü olarak nitelendirilebilecek1 bu düzenleme, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda (HUMK) bulunmuyordu2. Fakat bu durum, söz konusu kuralın Türk usûl hukuku açısından yeni bir düzenleme olduğunu söylemek için yeterli değildir3, zira dürüstlük kuralı medenî usûl hukukunda, HMK’nın 29’uncu maddesinin yürürlüğe girmesiyle birlikte uygulanmaya başlamamıştır4. Bununla birlikte TMK’nın 2’nci maddesi zaten özel hukukun her alanında uygulanan nitelikte bir kuraldır5, dolayısıyla dürüstlük kuralının HMK tarafından ayrıca düzenlenmesi, TMK’nın 2’nci maddesinin medenî yargılamada da uygulanacağının sadece açıklanmasıdır6. Bununla birlikte, doğruyu söyleme yükümlülüğünün de dürüstlük kuralından bağımsız olarak, medenî yargılama hukukuna hâkim bir ilke olan taraflarca getirilme ilkesinin7 bir sonucu olduğu da kabul edilmektedir8.

Yargılamaya ilişkin kanunlarda dürüstlük kuralının açıkça düzenlenmesi Türk Hukuku’na özgü bir durum değildir. Nitekim Alman Medenî Yargılama Kanunu’nun (dZPO) § 138 hükmünde9 doğruyu söyleme yükümlülüğü, İsviçre Medenî Yargılama Kanunu’nun (sZPO) 52’nci maddesinde dürüstlük kuralı, 160’ıncı maddesinde ise gerçeğe uygun beyanda bulunma yükümlülüğü açıkça düzenlenmiştir10. İki hukuk düzenindeki maddelerin, kaleme alınışı ve kapsamı birbirlerinden de HMK’nın 29’ncu maddesinden de farklı olup, bu farklılıklara ilerleyen bölümlerde ayrıca değinilecektir.

Dürüstlük kuralı doktrinde, “bir kimseden, namuslu, dürüst ve makul bir insan olarak beklenen davranış” olarak tanımlanmaktadır11. Dürüstlük kuralı, hukukun doğal bir gereği olarak kabul edilmekle birlikte, zaten hukuk düzenince tanınan her türlü hakkın kullanımında12 uygulanacak TMK’nın da açık bir hükmüdür. Dolayısıyla özel hukuka ilişkin bir davada, tarafların dürüstlük kuralına uyma yükümlülüğünün olduğunu ortaya koymak için bunun Kanun’da açıkça düzenlenmesine gerek yoktur. Her ne kadar Yargıtay vermiş olduğu bir kararda “Genel olarak icra hukukuna dair itiraz ve şikayetlerde Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinin uygulanma kabiliyeti yoktur” dese de13 dürüstlük kuralının, bir bütün olarak, medenî usûl hukuku da dahil olmak üzere, hukukun tamamında uygulanması gerektiğinin kabulü gerekir14. Benzer şekilde, anılan maddenin yürürlükten kaldırılması yahut yeni bir yargılama usulü kanununun yürürlüğe girmesi ve bu kanunun benzer bir madde içermemesi halinde, bu husus tarafların artık yargılama boyunca dürüst davranma yükümlülüğü olmadığı anlamına gelecek şekilde yorumlanmamalıdır15. Örneğin, dürüstlük kuralının İcra ve İflas Kanunu’nda düzenlenmemiş olması, bu Kanun kapsamında yapılacak takipler ve açılacak davalarda dürüstlük kuralının uygulanmayacağı anlamına gelmemelidir16. Nitekim Yargıtay da vermiş olduğu ve ayrıntısına ileride değineceğimiz bir İçtihadı Birleştirme Kararı’nda bu hususa değinmiş ve “Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 29’uncu maddesi hukuk yargılaması usulünde de dürüstlük kuralının uygulanacağını hüküm altına almıştır; bu ilkenin icra ve iflas hukukunda da cari olduğu her türlü tereddütten uzak” olduğunu ifade etmiştir17.