Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Beyaz Filler, Kürtaj, Matem ve Huzur

White Elephants, Abortion, Mourning and Peace

Muhammet KOÇAKGÖL

Kürtaj hukukta ve sosyal hayatta tartışılan bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Kürtajı hak olarak görme veya yasaklama yahut gereksinim olarak görme şeklinde görüşler ortaya konulmaktadır. Toplumsal cinsiyet kalıpları ise kürtajın kendisinin şiddet olması ve adaletsizlik olmasını gizleyebilmektedir. Bu adaletsizlik farklı biçimlerde görülebilmektedir. Bunlardan bir tanesi ise kadının yok sayılarak kürtaja zorlanması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu adaletsizliği veya şiddeti örneklendiren durumlardan biri Ernest Hemingway’in Beyaz Fillere Benzeyen Tepeler adlı öyküsünde görünmektedir. Bu çalışmada kürtajın bir tür şiddet olduğu bu öykü üzerinden anlatılacaktır. Burada kürtaj yaptırması engellenen kadın algısı dışında kalan bir durum, yani kürtaj istemeyen kadının kürtaja zorlanması örneklendirilmeye çalışılacaktır.

Kürtaj, Şiddet, Kadın, Adaletsizlik, Toplumsal Cinsiyet.

Abortion is an issue that is discussed in law and social life. Abortion may be seen as a right, a forbidden act or a necessity. Gender patterns can hide the fact that abortion itself is violence and a form of injustice. This injustice can be seen in many different ways. One of them is ignoring the woman and forcing her to abort. One example of this injustice or violence appears in Ernest Hemingway’s story, The Hills like White Elephants. In this study, it will be explained that abortion is a kind of violence. In this case, it will be tried to illustrate a situation that is outside the perception of women who are prevented from having an abortion, that is, the compulsion of a woman who does not want an abortion.

Abortion, Violence, Woman, Injustice, Gender.

1. GİRİŞ

Kürtaj konusu birçok kapsamda tartışılmaktadır. Kürtajı fetüsün ahlaki statüsü bakımından değerlendiren görüşler, sonuçları bakımından değerlendiren görüşler ve feminist görüşler öne sürülmekte ve çeşitli bağlamlarda konu ele alınmaktadır.1 Kürtajın hak olduğu veya ahlaki ve hukuki olarak yasaklanması gerektiği konusu uzun süreden beri tartışılmış ve bu tartışmalar daha çok kürtaj yaptırmak isteyen kadın ve buna müsaade etmeyen erkek, toplumsal normlar ve hukuk kuralları gibi etkenler ekseninde yapılmıştır. Bu tartışmalarda kürtajı hak olarak görme veya yasaklanması gereken bir davranış olarak görme şeklinde iki ana görüş bulunmakla birlikte bu iki görüşü de kabul etmeyip kürtajı bir gereksinim olarak gören görüşten de söz etmek mümkündür.2 Bu üçüncü görüş bakımından kürtaj şiddet olarak görülmektedir. Hukuk, toplumsal cinsiyet rolleri ve aynı toplumsal normların kürtajla ilgili problemlerinden biri de kürtaj istemeyen kadını kürtaja zorlama şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Bu çalışmada da soyut hak tartışmasını kusurlu bulan bu görüş kapsamında Ernest Hemingway’ın kadının kürtaja zorlanmasını sembolik bir dille anlatan Beyaz Fillere Benzeyen Tepeler (Hills Like White Elephants) öyküsü incelenecektir. Kürtajın şiddet ve bir adaletsizlik olduğundan söz edilirken Catharine A. MacKinnon ve Gülriz Uygur’un düşüncelerinden faydalanılacaktır. Kürtajın kriz ve çözümünde erkek ve kadının tavrına ilişkin olarak ise Carol Gilligan’ın henüz sorumluluk alması mümkün kılınmayan kadına yönelik tespitlerine başvurulacaktır. Aşağıda öncelikle kürtajın neden bir adaletsizlik olduğundan bahsedilecek, devamında bunun bir formunu oluşturan erkeğin kadını kürtaja zorlaması ve huzur bulmasından söz edilecektir. Erkeğin kadın üzerindeki tahakkümü ve kürtaja zorlaması ise Hemingway’in öyküsü üzerinden anlatılacaktır. Bu yapılırken yaygın ama belli tipte olan iktidar sahibi erkek ve ona tabi kılınmış kadın esas alınacaktır. Çünkü Hemingway’in ‘Beyaz Fillere Benzeyen Tepeler’ öyküsündeki kahramanlar buna uygun görünmektedir. Kürtajın neden hak değil de şiddet ve adaletsizlik olduğuyla ilgili ulaşılan sonuç öykü kahramanının yaşadıkları üzerinden belirtilecektir.

2. KÜRTAJ NEDEN ADALETSİZLİKTİR?

Kürtajın hak olduğu veya hukuki olarak yasaklanması gerektiği şeklindeki görüşler kürtajın kendisinin adaletsiz olduğunu görünmez kılabilmektedir. Örneğin kürtajı hak olarak savunan Thomson döllenmeyle birlikte fetüsün bir birey haline gelmeyeceğini söylemektedir.3 Hatta Thomson’a göre öyle olsa bile kadının fetüsü aylarca taşımak zorunda olmadığını ve onu öldürmesinin adaletsizlik oluşturmadığını belirtmektedir.4 Diğer taraftan kürtaj karşıtı olanlar fetüsün zaten kişi olduğunu ve anne babadan ayrı bir varlık haline geldiğini, hayatın fetüs için de kutsal olduğu gibi argümanlar ileri sürmektedirler.5 Hak temelli bakıldığında her iki tarafın da soyut ama güçlü argümanlarla düşüncelerini savundukları söylenebilir. Ama burada görmezden gelinen ve bu nedenle ortaya çıkan bir adaletsizlik söz konusudur. Kürtajın neden adaletsiz olduğunun bu kapsamda ortaya konması gerekmektedir.

Bu noktada kürtajın adaletsiz oluşu MacKinnon ve Uygur tarafından dile getirilmektedir. MacKinnon kürtaj denilen bir hakkın mümkün olmasının erkekler için cinsel birleşmeyi de mümkün kıldığını ve bunun erkeklerin üremeye ilişkin kontrolü elde tutmalarına yaradığını ifade etmektedir.6 Bu ifade kürtajın kadınlar için hak olmadığını, kürtaj gibi bir yöntemin varlığının erkek egemenlikten kaynaklı bir şiddet formu olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Nitekim MacKinnon’ın da referansta bulunduğu Adrienne Rich kürtajı kadının kendisinden nefret etmesinden ve istenmeyen birçok gebeliğin sonucunda oluşan, bir tür tecavüz şiddeti olarak görmektedir. Çünkü yüzde yüz etkili doğum kontrolü imkânına sahip hiçbir özgür kadının kürtajı seçmeyeceğini ifade etmektedir.7 Bu kapsamda MacKinnon pornografi gibi benzeri diğer konularda olduğu gibi kürtaj konusunda da kadınların konuşma hakkına, ama sadece sözcükleri dile dökme hakkına sahip olduğunu belirtmektedir.8 Oysa cinsellik erkek otoritesi altında gerçekleşmekte, erkek öyle istediği için belli bir şekilde (pornografide olduğu gibi ve fahişelerden beklendiği biçimde) yaşanmaktadır. Dolayısıyla, kadının doğum kontrolü üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır. Çünkü doğum kontrolünün toplumsal anlamını yaratan kadınlar değildir.9 Bu nedenle de MacKinnon’a göre kürtajın hukuk tarafından olanaklı kılınması gerekmekle10 birlikte, kürtaja karşı çıkanların da kürtajı savunanların da kadının cinselliği kontrol ettiği şeklindeki yanlış varsayımdan kaynaklı olarak kürtajın şiddet olduğunu gözden kaçırdıklarını belirtmektedir.11