Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İnsan Hakları Hukukunda Hukuki Çoğulluk

Legal Pluralism in Human Rights Law

Esra KATIMAN, Ezgi ARSLAN

Hukuki çoğulluk, belirli bir sosyal alan içerisinde eş zamanlı olarak var olan, farklı kaynaklardan türemiş, normatif düzenlerin çeşitliliğini ifade eder. Sosyal bir olgu olan hukuki çoğulluğun insan haklarıyla ilişkisi, çok farklı boyutlara sahiptir. Bu ilişki, devlet hukuku ile çoğul hukuk düzeni arasındaki ilişkiye bağlı olarak, farklı boyutlarıyla gündeme gelmektedir. Bu çalışma kapsamında, hukuki çoğulluk teorilerine değinilecek ve bu teoriler çerçevesinde insan hakları hukuku ile çoğul hukuk düzenleri arasındaki ilişki teorik düzeyde farklı boyutlarıyla ele alınacaktır. Konunun uygulamadaki yansıması ise, özellikle, hukuki çoğulluk olgusunun uluslararası niteliği dikkate alınarak uluslararası insan hakları mahkeme uygulamalarının içinde saptanmaya çalışılmış; bu bağlamda, ağırlıklı olarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadı değerlendirilmiştir.

Hukuki Çoğulluk, İnsan Hakları, Avrupa İnan Hakları Mahkemesi, Egemenlik, Azınlık Hakları.

Legal pluralism refers to the diversity of normative orders that derive from different sources that exist simultaneously within a given social sphere. The relationship of legal plurality, which is a social phenomenon, with human rights has very different dimensions. This relationship comes up with different dimensions depending on the relationship between state law and the plural law order. Scope of this study is to refer the theories of legal plurality while examining the relationship from different scopes between law of human rights and multiple law orders at theoretical levels. Due to international character, reflection of the applications observed through international human rights court applications. Hence, mainly European human rights court jurisprudence examined for this study.

Legal Pluralism, Human Rights, European Court of Human Rights, Sovereignty, Minority Rights.

GİRİŞ

Hukuki çoğulluk kavramını insan hakları hukuku ile birlikte değerlendirdiğimizde, devletlerin egemenlik yetkisine, şiddet tekeline ve hukukun niteliğine ilişkin bir takım temel sorular karşımıza çıkar. Hukuki çoğulluk kavramı ve bu kavramla birlikte daha yüksek sesle dile getirilmeye başlanan devletin şiddet tekeline yönelik itirazlar, meselenin iç hukuktaki iktidar problemine değinen ayağını oluşturur. Yine hukuki çoğulluk olgusuyla doğrudan ilişkili olan hukukun niteliği, hukuk felsefesinin en temel ve genel sorunlarından biriyken, devletlerin egemenlik yetkisi ve hukuki çoğulluk olgusu arasındaki ilişki, konuya ilişkin uluslarası hukukta yürütülen tartışmaların odak noktasıdır.

Bu çalışmada öncelikle, yeni ve oldukça soyut niteliğe sahip olan hukuki çoğulluk kavramı mercek altına alınacaktır. Bu kavram ele alınırken somut örneklerinin incelenmesi ve değerlendirilmesi yerine, öncelikle teorik bir çerçeve çizilmeye çalışılacaktır. Bu amaçla, konuya ilişkin hemen hemen tüm tartışmalarda referans alınan ve meseleyi oldukça kapsamlı bir şekilde ele alan Griffiths’in ve onun yanı sıra hukuki çoğulluk teorilerini güncel gelişmeleri dikkate alarak ortaya koyan ve çoğul hukuk düzenlerine ilişkin tasnif yapan Tamanaha ve Twining’in teorilerine değinilecektir1. Hukuki çoğulluk kavramının ne olduğu ortaya konulduktan sonra, bir diğer hukuk teorisyeni olan Miranda Forsyth’un devlet hukuku ile diğer hukuk düzenleri arasındaki ilişkiyi yedi farklı tipoloji altında ele aldığı çalışmasına2 referansla, genel olarak çoğul hukuk düzenleri arasındaki ilişki ortaya konulacaktır. Ayrıca her model için, konumuz açısından devlet hukuku ile insan hakları hukuku özelinde, iki normatif düzen arasındaki ilişkinin genel çerçevesi ve bu ilişki bağlamında ortaya çıkabilecek sorunlar incelenecektir (I).

Çalışmanın ikinci bölümünde ise, hukuki çoğulluk kavramının uluslararası hukuktaki yeri belirlenmeye çalışılacaktır. Bu bağlamda uluslararası hukukta hukuki çoğulluğa karşı ortak bir yaklaşımın gelişmediği, uluslararası mahkemelerin farklı kararları ışığında ortaya konulacaktır. Uluslararası hukukun, hukuki çoğulluk olgusu karşısında nerede durduğunun tespitinden sonra insan hakları hukukunda, hukuki çoğullağa ilişkin yaklaşıma dair bazı ortak standartlar belirlemenin mümkün olup olamayacağı tartışılacaktır (II).