Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Ücret Garanti Fonu

Wage Guarantee Fund

M. Gökhan TÜRE

Bu çalışmanın konusu, 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ek madde 1’de düzenlenen Ücret Garanti Fonuna ilişkin düzenlemelerin koşul ve sonuçlarının incelenmesidir. Ücret Garanti Fonu, işverenin ödeme güçlüğüne düşmesi halinde ödenmeyen işçi alacaklarının, işverenin malvarlığından bağımsız bir garanti kurumu vasıtasıyla karşılanmasına yönelik garanti fonu yönteminin Türk hukukundaki karşılığını oluşturmaktadır. Bu nedenle Türk hukukundaki düzenlemeler incelenirken, kendisine kaynak teşkil eden uluslararası düzenlemeler ve diğer ülke uygulamaları ile karşılaştırmalı bir değerlendirme tercih edilmiştir. Karşılaştırmaya bahis uluslararası düzenlemeler kapsamında AB Yönergesi, ILO Sözleşmesi ve Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı ile Alman, İsviçre, Fransa, Birleşik Krallık ve Avusturya hukukları ve konuya ilişkin ATAD kararları incelenmiştir. Çalışmanın neticesinde Türk hukukunda işçilerin Ücret Garanti Fonundan yararlanmasının hüküm ve sonuçlarının ortaya konulmasının yanı sıra Türk hukukundaki düzenlemelerin, uluslararası düzenlemelere ne derece uygun olduğu da ele alınmıştır.

İşçi Alacakları, Ücret Garanti Fonu, Garanti Fonu Yöntemi, İşverenin Ödeme Güçlüğüne Düşmesi, İşçi Alacaklarının Korunması.

The subject of this study is to examine terms and conditions of Wage Guarantee Fund that is regulated in Annex Article 1 of Unemployment Insurance Law No. 4447. Wage Guarantee Fund is the equivalent of wage guarantee system which is designed to compensate employee’s claims that is not paid due to insolvency of employer via a guarantee institution that is independent from employer’s assets in Turkish Law. Therefore during the examination a comparative assesment between Turkish Law, international regulations and other countries’ practices is preferred. In the context of comparison, EU Directive, ILO Convention, Revised European Social Charter and German, Swiss, French, United Kingdom and Austrian laws and also ECJ verdicts on this subject are evaluated. As a result of this study, the terms and conditions of benefiting from Wage Guarantee Fund by employees in Turkish Law is presented. As well as the extent of the convenience of Turkish Law to the international regulations is discussed.

Employee’s Claims, Protection of Employee’s Claims, Wage Guarantee Fund, Wage Guarantee System, Employer’s Insolvency.

GİRİŞ

İşçi alacaklarının -özellikle de ücretin- korunması, iş hukukunun öncelikli uğraş konularından birisidir. İşverenin ödeme güçlüğüne düştüğü durumlarda ise, işçi alacaklarının korunması meselesi daha problemli bir hâl almaktadır; zira bu takdirde işverenin malvarlığı, işçilerin yanı sıra diğer alacaklıların alacaklarının karşılanması noktasında da yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle işverenin yeterli malvarlığı değerlerine sahip olamaması ihtimalinde, işçi alacaklarının korunması amacıyla Türk hukukunda birçok düzenlemeye yer verilmektedir. İşverenin ödeme güçlüğüne düşmesi halinde işçilere teminat isteme hakkının tanınması (TBK m. 436), işçi alacaklarının iflâs tasfiyesinde imtiyazlı alacak olarak kabul edilmesi (İİK m. 206), konkordato mühleti içerisinde işçi alacaklarından dolayı haciz yoluyla takip yapılabilmesi (İİK m. 294), işverenin işyerindeki malları üzerinde yapılacak haciz ve icra takibinin işçilerin üç aylık ücret alacaklarını karşılayacak kısmın dışında hüküm ifade etmesi (İş Kanunu m. 36) gibi hükümler, bu amaca hizmet eden hükümler olarak sayılabilir. Dikkat edilirse tüm bu düzenlemelerdeki güvencelerin işlerliği, işverenin malvarlığının en azından işçi alacaklarını karşılayacak düzeyde olmasına bağlıdır. Oysa uygulamada işçi alacaklarının, ödeme güçlüğüne düşen işverenin malvarlığından karşılanması çoğunlukla mümkün olmamaktadır. Dolayısıyla bu güvenceler, ödeme güçlüğüne düşme kavramının esprisine uygun düşmemekte ve işçi alacaklarının korunması açısından mevcut tehlikeyi bertaraf edememektedir. Bu noktada Ücret Garanti Fonu, işverenin malvarlığından bağımsız olarak işçi alacaklarına güvence getiren yapısı ile diğer güvencelerden farklılaşmakta ve bunlardaki mevcut açığı kapatmaktadır.

Bu çalışma, işverenin ödeme güçlüğüne düşmesi halinde işçi alacaklarının Ücret Garanti Fonundan karşılanmasının hüküm ve sonuçlarını kendisine konu edinmektedir. Vurgulamak gerekir ki Türk hukukunda ilk kez İş Kanunu m. 33’te düzenlenen Ücret Garanti Fonu, uluslararası düzenlemelerde kendisine yaygın bir şekilde yer bulan ve garanti fonu yöntemi olarak adlandırılan yöntemin Türk hukukundaki karşılığını oluşturmaktadır. Bu uluslararası düzenlemeler arasında, İşverenin Ödeme Aczine Düşmesi Halinde İşçi Alacaklarının Korunmasına İlişkin 2008/94 sayılı AB Yönergesi1, İşverenin Ödeme Aczi Halinde İşçi Alacaklarının Korunmasına İlişkin 173 sayılı ILO Sözleşmesi2 ve Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı, Türk hukuku açısından önem taşımaktadır. Aynı şekilde garanti fonu yöntemine ilişkin diğer ülke uygulamalarının değerlendirilmesinde de fayda bulunmaktadır. Bu nedenle Ücret Garanti Fonuna ilişkin Türk hukukundaki düzenlemeler, uluslararası düzenlemeler ve diğer ülke uygulamalarının ışığından incelenmeye çalışılacaktır.

I. ÜCRET GARANTİ FONUNA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER

İşverenin ödeme güçlüğüne düşmesi halinde işçi alacaklarının korunması için pek çok yöntemin geliştirildiği, bununla beraber bu yöntemlerden yalnızca ikisinin halen uygulanmaya elverişli olduğu ifade edilmektedir. Bunlar, imtiyaz yöntemi ile garanti fonu yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır3. Türk hukukunda hem imtiyaz yönteminin hem de garanti fonu yönteminin bir arada uygulandığı, bu anlamda karma yöntemin benimsendiği görülmektedir.