Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Cesare Beccaria’nın Reformist Eseri: Suçlar ve Cezalar Üzerine

Cesare Beccaria’s Reformist Work: On Crimes and Punishments

Çağrı GÜNDOĞDU

Cesare Beccaria, cezaların adil olmadığı, eşit uygulanmadığı, keyfi uygulamaların sıkça görüldüğü bir dönemde, kanun önünde eşitlik, cezanın suçun ağırlığıyla orantılı olması, kanunilik ilkelerini savunmuş, ölüm cezası ve işkence gibi yaygın uygulamalara karşı çıkmıştır. Fikirlerini oluştururken, sosyal sözleşmeyi kısmen revize ederek kullanmış ve faydacı argümanlarla ustaca bir araya getirmiştir. Adaletçi yaklaşımı da hem faydacı yaklaşımın sınırlarını çizmek için hem de cezaları nitelendirmek amacıyla teorisine ilave edebilmiştir. Fikirlerinin, yaşadığı devrin ilerisinde olmasının yanı sıra, insan doğasına ilişkin gözlemlerini güçlü bir edebi dille sunması sayesinde, eserinin etkisi Avrupa’da ve Amerika’da hızla yayılmıştır. Günümüzde dahi, cezaların caydırıcılığı veya ölüm cezası ele alındığında, Beccaria’nın adını anmamak imkansızdır. Bu çalışmada, modern ceza düşüncesinin öncülerinden Beccaria’nın eseri merkeze konularak, oluşturduğu ceza teorisi, cezaların özelliklerine dair fikirleri, ölüm cezası bahsinde Kant ile çatışması, eserin etkileri ve cezaların amacını açıklayan teorileri harmanlamaktaki mahareti incelenmektedir.

Cesare Beccaria, Cezaların Amacı, Faydacı Yaklaşım, Caydırıcılık, Ölüm Cezası.

Cesare Beccaria advocated the principles of equality before the law, proportionality of punishment with the severity of crime, legality, and opposed common practices such as death penalty and torture in an epoch in which punishments were not fair, applied unequally and arbitrary practices were common. In establishing his ideas, he partially revised the social contract and harmonized it ably with utilitarian arguments. He was also able to add the retributivist approach to his theory both to draw the boundaries of the utilitarian approach and to describe punishments. The influence of his work spread rapidly in Europe and America, by means of his ideas being ahead of his time as well as the presentation of his observations on human nature in a strong literary language. Even today, it is impossible not to mention Beccaria's name, when examining the deterrence of punishments or the death penalty. In this study, the work of Beccaria, one of the pioneers of modern criminal thought, is put in the center and his theory of punishment, his ideas about the characteristics of punishments, his conflict with Kant in the mention of death penalty, the effects of the work and his skill in blending different theories are examined.

Cesare Beccaria, Purpose of Punishments, Utilitarian Approach, Deterrence, Death Penalty.

A. GİRİŞ

17. ve 18. yy.’da Avrupa’da keyfi, eşitsiz ve canavarca uygulanan cezalar, Beccaria’yı üne kavuşturan ceza teorisini ortaya koymasına sebep olmuştur. Bahsedildiği niteliklerle bireylerdeki adalet duygusunu dürten bu cezalara karşı Beccaria akılcılık, orantılılık, kanunilik ve hukukun üstünlüğü prensiplerini ortaya koyarak karşı çıkmıştır.1 Beccaria, eseri “Suçlar ve Cezalar Üzerine”nin (Dei delitti e delle pene) kapanışını, teorisini kısaca özetleyen şu sözlerle yapmıştır: “Bir cezanın, bir ya da birden çok kişi tarafından bir yurttaşa karşı uygulanan kaba bir güç/şiddet halini almaması için, her şeyden önce kesinlikle herkese açık, çabuk, kaçınılmaz, belli koşullarda olabilir yaptırımların en ılımlısı ve en azı, suçların ağırlığıyla orantılı ve yasalar tarafından belirlenmiş bulunması zorunludur.”2

Bu çalışmada, Beccaria’nın ünlü eserinde ileri sürdüğü fikirler çerçevesinde onun suçlar ve cezalar üzerine teorisi, bu teoriye temel oluşturan diğer yaklaşımlar ile eserin önemli etkileri incelenecektir.

B. ESERİ: SUÇLAR VE CEZALAR ÜZERİNE

18.yy.’da Avrupa genelinde ceza yasaları baskıcı, belirsiz ve barbarcaydı. Suç, bir çeşit günah olarak ele alınıyordu. Güçlünün zayıfı ezdiği bir sömürü atmosferi hakimdi.3 İşkence uygulaması sıradanlaşmıştı. Hakimlerin cezanın türü ve miktarı üzerinde sınırsız yetkileri vardı. Hükümler keyfi, dayanaksız ve sanığın statüsüne göre veriliyordu. Cezalar çok şiddetliydi. Ölüm cezası sıklıkla veriliyordu. Ceza alan ile tutuklanan arasında bir ayrım yapılmıyordu.4