Anonim Şirkette Yönetim Kurulunun Temsil Yetkisi ve Temsil Yetkisinin Devri

Representation Authority of Executive Board in a Joint Stock Company and Delegating Representation Authority

Egemen ATAY

Temsil yetkisinin ve yönetim hakkının devrinin ayrı hükümler altında, farklı devir şartlarıyla düzenlenmiş olması, kurumsal yönetim esaslarına hizmet eden bilinçli bir tercihtir. Kanununun özü ve sözüyle açık olan hükümlerine amaçsal yorum yapılması, kanunun bu bilinçli tercihinin göz ardı edilmesine yol açmaktadır. Yönetim hakkı ve temsil yetkisinin devri birbirinden ayrı koşullar altında değerlendirilmelidir. Buna mukabil yöneticilerin hukuki sorumluluğun organsal bir sorumluluk olduğu göz önüne alındığında yöneticilerin hukuki sorumluluğunu tespit için yönetim hakkı ve temsil yetkisinin birbirinden bağımsız değerlendirilebilmesi mümkün değildir.

Temsil, Temsil Yetkisi, Yönetim, Temsil Yetkisinin Devri, Delegasyon.

Regulating representation authority and delegating representation authority under different provisions with different delegation terms is a conscious preference serving for corporate governance principles. Teleological interpretation of provisions with clear essence and text of the law, leads ruling out this conscious preference of the law. Right to govern and delegating representation authority should be evaluated under conditions apart from each other. On the other hand, when the legal responsibilities of managers are considered as a liability within the context of body governance, it is not possible to evaluate right to govern and representation authority independently from each other in order to determine the legal responsibilities of managers.

Representation, Representation Authority, Management, Delegating Representation Authority, Delegation.

I. Giriş

Anonim şirketin kanuni temsil organı yönetim kuruludur. Bu yönüyle yönetim kurulu iç ilişkideki görevlerinin ve yetkilerinin yanında anonim şirketin dışa dönük yüzünü teşkil eder. Temsilin dışa dönük karakteri yönetim kurulunun dinamik ve sürekli olmasını gerektirir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile temsil yetkisinin dinamik karakteri gözetilmiş; işlemlerin daha hızlı yürütülebilmesi için temsil yetkisinin devrine imkân tanınarak, anonim şirketlerde etkili bir temsil organizasyonu oluşturulmasına ve temsile yetkili kişilerle profesyonelleşmesine olanak sağlanmıştır.

Her ne kadar teori bakımından bu bağımsız düzenleme ilk bakışta olumlu gözükse de temsil yetkisi ve yönetim hakkının devredilme koşullarının ayrı hükümler altında birbirinden bağımsız olarak düzenlenmesi birçok hukuki tartışmayı da beraberinde getirmektedir.

Çalışmada, hukuki tartışmalar ekseninde temsil yetkisinin belirlenmesi, temsil yetkisinin devri, temsil yetkisinin sınırlandırılması ve temsil yetkisinin devredilmesi halinde bunun hukuki sorumluluğun sınırlandırılmasına etkisi incelenmiştir.