Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Kolluk Teşkilatında ve Ceza Yargılamalarında Kişisel Verilerin Korunması: “Unutulan” Direktifin Kapsamlı ve Karşılaştırmalı Analizi

Data Protection in the Field of Law Enforcement and Criminal Justice: Comprehensive and Comparative Analysis of the “Forgotten” Directive

Murat Volkan DÜLGER, Onur ÖZKAN

Avrupa Birliği Veri Koruma Reformu, 27 Nisan 2016 tarihinde kabul edilen iki düzenleme ile gerçekleşti. Bu düzenlemelerden ilki, dünya çapında büyük etki yaratmış; birçok çalışmaya, işleme, görüşe ve karara konu olmuş ve büyük bir ilgiyle karşılanmıştır. İkinci düzenleme ise kendine çok fazla tartışma ve çalışma alanı bulamamış, gösterilen ilgiyi “akran”ına kaptırmış ve ilk düzenlemenin gölgesinde kalmıştır. Bu düzenlemelerden ilki, henüz ismi dahi söylenmeden hemen akla gelmektedir: Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü. Ancak ikinci düzenleme tabir-i caizse unutulmuştur: 2016/680 sayılı Direktif. Makalemizin odak noktasında yer alan bu “unutulan” düzenleme, kolluk ve cezai yargılama alanında kişisel verilerin korunmasını düzenler. Bu çalışmayla hedeflenen, Direktifin kapsamlı ve karşılaştırmalı analizinin okuyucuya sunularak, düzenlediği önemli konuların açığa kavuşturulmasıdır.

Kişisel Verilerin Korunması Hukuku, Kolluk ve Cezai Yargılama, Bilgi Paylaşımı, Avrupa Birliği Ceza Hukuku, Polis Direktifi.

The European Union Data Protection Reform took place on April 27, 2016 with two legal regulations. The first of these regulations has had a huge impact worldwide. It has been subject to many studies, process, opinions and decisions and received great interest. The second regulation did not find much discussion and research field and it has lost the all shown interest to its “peer”. In this sense, it can be said that it is overshadowed by first regulation. The first of these regulations comes to mind immediately without mentioning its name: European Union General Data Protection Regulation. However, the second regulation is “forgotten”: Directive 2016/680. This “forgotten” Directive, which is the focus of our article, regulates the protection of personal data in the field of law enforcement and criminal justice. The aim of this study is to present comprehensive and comparative analysis to the reader and to clarify the important issues regulated by the Directive.

Data Protection Law, Law Enforcement and Criminal Justice, Information Sharing, European Union Criminal Law, Police Directive.

Giriş

Bugün teknoloji dendiği zaman aklımıza gelen ilk kavramlardan biri de “insan hakları”. Oysa teknoloji, gelişiminin ilk aşamalarında insan hakları ilişkin olan ya da etik tartışmalardan uzakta ve gelecek kaygıları ile değil; aksine, parlak bir geleceğe ilişkin büyük umutlar ile ilerledi. Bugün Bilişim Çağı (Information Age, Informationszeitalter) şeklinde ifade ettiğimiz nokta; bir taraftan pek çok farklı üretim, ifade biçimlerini ve paylaşım imkânlarını beraberinde getirse de öte yandan, bizatihi bizleri tanımlayan veya bizlerle ilişkili birçok verinin ortaya saçılmasına sebep oldu ve bu bakımdan, yeni bir denetim ve gözetim alanın oluşması sonucunu doğurdu.

Foucault’nun öznelleştirme sürecini başlattığı bilgi ekseni bugün, yalnızca bilim statüsü kazanmaya çalışan araştırma kiplerinden ibaret değil.1 Etrafımızı çepeçevre saran bu bilgi dalgası “bölücü pratiklerini”,2 tanıdığımız tanımadığımız birçok kişinin değer yargısı ile gerçekleştiriyor ve bizi bir özne olarak kurma sürecinin tam da merkezinde yer alıyor. Bilgi ve öznenin, dolayısıyla da iktidarın bu girift ilişkisinde; denetim bilgi ve bilgi vasıtaları üzerinde gerçekleşiyor, iktidar gündelik yaşam pratiklerine dâhil oluyor ve bu amaçla izleme faaliyetlerini sürdürüyor.3 Bilgi vasıtalarının çok büyük ölçüde dijitalleştiği günümüzde, bu yeni vasıtalar, büyük gözetimin erişimini, gücünü ve kapasitesini arttırarak mahremiyetimize ilişkin kaygılarımızı derinleştiriyor.4

Çalışma konumuzun temel noktasında yer alan ceza yargılamasındaki ve kolluk teşkilatındaki veriler, kişilerin temel hak ve özgürlükleri ihlal etme tehlikesini en yüksek derecede taşıyan ve dolayısıyla da korunmaya muhtaç kişisel verilerdir. Özellikle devlet kurumlarının sahip olduğu suç işlenmesinin önlenmesi ve işlenmiş olanların ortaya çıkarılması gayesi; güvenlik kaygılarının öne çıktığı bir toplumda, herkesi denetimin bir objesi haline getirmesi sonucunu doğurabilir. Böyle bir durumda günümüzde artık saklanacak herhangi bir yer kalmamıştır.5 İşte yaşanan tüm bu süreç, temel ve bağımsız bir insan hakkı olarak kişisel verilerin korunması hakkını ortaya çıkardı.