Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

İdari Yargının İdareden Kaynaklanan Sorunları ve Çözüm Önerileri

Caner GÜRÜHAN

Anayasa’nın 5’inci maddesi ile kişilerin huzur ve mutluluğunu sağlamakla görevli kılınan idare , bu işlevini yerine getirirken uygulamada bir takım sorunlara yol açmaktadır.

İdarenin sorunlara yol açmasındaki nedenlerin başında Türkiye’nin idari örgütlenmesi gelmektedir. Merkezden yönetim ilkesinin en önemli sakıncası olarak karşımıza çıkan bürokrasi ve yerinden yönetim uygulamaları idari örgütlenmeden kaynaklanan sorunların başlıcalarıdır. Kamu görevlilerinin hizmete alınması sırasında gerekli özenin gösterilmemesinin yanı sıra sayıca yetersizlikleri, kusurlu veya suç niteliğindeki davranışları ve işlem tesis ederken inisiyatif almamaları sorunlara yol açan diğer sebeplerdir. İdarenin yol açtığı sorunların idari yargı daki en somut yansıması, yapılan işlemlerden ve alınan kararlardan olumsuz etkilenen vatandaşların tam yargı veya iptal davası açmak suretiyle durumu idari yargıya taşımalarıdır. Bu durum, işlem gereği gibi yapılsaydı, doğal olarak dava konusu yapılmayacak olan birçok sorunun idari yargı yerlerinin önüne gitmesi anlamına gelmektedir. İdari yargı kararlarının uygulanmasına ilişkin olarak Anayasa ve İdari Yargı lama Usulü Kanunu’nda yer alan kısa düzenlemeler yerine, buna ilişkin yöntemi belirleyen bir infaz kanununun çıkarılması, idari mercilere yargı kararlarını uygulamaları konusunda ciddi bir yardım sağlayacak, bu şekilde de kararların uygulanmamasından kaynaklanan sorunları önleyecektir. Yine idari yargı kararlarının uygulanmasının sağlanması bakımından en etkin çözümlerden birisi de kararın uygulanmamasından sorumlu kamu görevlisi ne yönelik cezai, hukuki ve idari yaptırımlar öngörülmesidir. Son olarak, idarenin yol açtığı sorunların önüne geçilebilmesi anlamında, kamu denetçiliği kurumunun Anayasa ve kanunla kendisine verilmiş görevleri yerine getirmesinde gerekli ortamın hazırlanması oldukça ciddi bir katkı sunacaktır.

İdare, Sorun, İdari Yargı, Kamu Görevlisi, İnfaz, Yaptırım.

According to the 5th article of the Turkish Constitution, the administration is entrusted with the responsibility of ensuring peace and order and the well-being of individuals. However, various problems are observed in practice with regards to the fulfillment of this obligation.

One of the main reasons why such problems are encountered is related to the way the administration, or administrative
structure, is organized in Turkey. The bureaucracy (one of the main drawbacks of centralized administration) and
issues observed in local administration are some of the mains problems that result from the administrative structure in Turkey. The fact that due diligence is not shown during the recruiting of public servants, along with the inadequate,
faulty or sometimes criminal behavior of public servants compounded with a lack of necessary initiative in administrative
practices, are further reasons that contribute to the said administration-related problems. The most concrete reflection of problems caused by the administrative structure in Turkey is the fact that citizens adversely
affected by administrative practices and decisions often find themselves in position of resorting to administrative
jurisdiction by filing suits for full remedy or annulment. This illustrates that, if administrative practices were performed and implemented appropriately to begin with, many issues would naturally not become subject for suits, and hence
not require individuals to resort to administrative jurisdiction. Instead of the brief set of regulations regarding the implementation of decisions from the administrative jurisdiction
that are part of the Constitution and the Law on Administrative Jurisdiction Procedures; enacting a law on the execution
of sentences in administration-related matters will significantly assist administrative authorities in implementing
court decisions, and also allow problems associated with implementation to be prevented. One of the most effective solutions in ensuring the proper implementation of decisions from the administrative jurisdiction would be to enact and enforce penal, legal and administrative sanctions for accountable civil servants. Finally, providing a suitable legal environment for the institution of ombudsman ship to fulfill its tasks as set out by the Constitution
and the law would also contribute significantly in preventing and resolving the problems cause by the administration.

Administration, Problem, Administrative Jurisdiction, Civil Servant, Execution, Sanction.

GİRİŞ

Anayasa ile, kişilerin ve toplumun refah, huzurunu ve mutluluğunu sağlamakla görevli kılınan idarenin, bu fonksiyonunu yerine getirirken uygulamada bir takım sorunlara yol açtığı hemen herkesçe bilinen bir gerçektir. Bu konu, akademik alanda da oldukça ilgi görmüş ve idari yargının sorunları doktrinde ve bilimsel toplantılarda sürekli tartışma konusu yapılmıştır. Geçen zamana rağmen konunun güncelliğini yitirmemesi düşündürücüdür. Burada, genç bir hukuk dalı olan İdare Hukuku’nun sürekli gelişim ve değişim göstermesi elbette ki önemli bir faktördür. Ancak zamanla değişen koşullara ve artan ihtiyaçlara paralel olarak değişim ve gelişim göstermesi gereken idarenin, bu konuda üzerine düşeni tam anlamıyla yerine getirdiğini söyleyemeyiz. Sorunları çözmesi gereken idarenin sorunlara yol açması, trajikomik bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışmamızda, mevcut durum itibariyle idarenin sorunlara yol açmasındaki etkenler tespit edilerek, bu sorunlara en uygun çözüm yolları ortaya konulmaya çalışılacaktır.

I. İDARENİN SORUN ÜRETME TARAFI HALİNE GELMESİ

Anayasa'nın “Devletin Temel Amaç ve Görevleri” başlıklı 5'inci maddesi, “devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır” düzenlemesini içermektedir. Anayasal düzenleme uyarınca idare, kişilerin ve toplumun refahını sağlamanın yanında, bu amaç doğrultusunda gerekli şartları hazırlamak ve ortaya çıkan engelleri kaldırmakla da görevlendirilmiştir. Devletin belli bir tür faaliyetlerini ifade eden idari fonksiyonun amacı, her zaman ve her yerde toplumun gündelik ve ortak gereksinimlerini karşılamak suretiyle kamu yararının gerçekleşmesini sağlamaktır1. Ancak günümüz itibariyle, idarenin, sözü edilen amaçları gerçekleştirmesi bir yana, ciddi bir takım sorunlara sebebiyet verdiği gözlemlenmektedir. Anayasa ile belirlenen görevini gereği gibi yerine getirmeyen idarenin, neden olduğu sorunların belki de en önemlisi toplumun devlete ve idareye olan güveninin kaybolması tehlikesidir. Konumuzla da ilgisi olması bakımından, sorunlara yol açan idarenin idari yargıyı da olumsuz etkilediği söylenebilir. Burada, sorun çözmekle görevli idarenin, aslında bir sorun üretme tarafı olarak ortaya çıkması gibi bir durumla karşı karşıya kalınmaktadır. İdari yargı da kendi içerisinde görevleri, teşkilatlanması, personeli ve diğer yönleriyle bir bütün teşkil ettiğinden, aslında idare için sorun oluşturan tüm nedenler, idari yargı sistemi için de geçerlidir. Bu anlamda, Anayasa'nın 123'üncü maddesi uyarınca kuruluşu ve görevleriyle bir bütün olan idarenin, sorunlarıyla da bir bütün olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır.

Anayasa ile, kişilere ve topluma insan onuruna yakışan asgari bir yaşam sağlamakla görevli kılınan idarenin, bu fonksiyonunu yerine getirmeye çalışırken bir takım sorunlara yol açtığına yukarıda değinmiştik. Bu durumun çeşitli nedenleri bulunmaktadır. Bunların başında Türkiye'nin idari örgütlenmesi gelmektedir. Gerçekten de idarenin kuruluşunun ve görevlerinin dayandığı merkezden ve yerinden yönetim ilkeleri, doğurdukları sakıncalar nedeniyle birçok sorunun ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Yine, idarenin yerine getirmekle yükümlü olduğu görevlerin kendileri eliyle yürütüldüğü kamu görevlileri de, gerek çalıştıkları idari merciden gerekse kendilerinden kaynaklanan sebeplerle bir takım sorunlara neden olmaktadır. İdarenin sebep olduğu sorunların önemli bir boyutunu da idari yargı kararlarının uygulanmaması oluşturmaktadır.