Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Vergi Kaçakçılığı Suçlarından Sahte Belge Kullanma Suçunda Cezai Sorumluluk, Soruşturma ve Kovuşturma Yöntemi

Mehmet TAŞTAN

Bu çalışmada vergi suçlarına ve cezalarına ilişkin temel bazı hususlara değinilmekle birlikte esas olarak, uygulama ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde Vergi Usul Kanununun 359’uncu maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde düzenlenen vergi kaçakçılığı suçlarından sahte belge (fatura) kullanma suçunda cezai sorumluluk ve bu suçlarda soruşturma ve kovuşturma usulü incelenmektedir.

Vergi Mükellefi, Vergi Sorumlusu, Sahte Fatura, Suçun Faili, Cezai Sorumluluk, Mütalaa, Dava Şartı, Cezanın Şahsiliği, Vergi İncelemesi, Takvim Yılı.

In this study, besides dealing with essential issues related to tax offences and punishments, the criminal liability of using forged document (invoice) in tax evasion offences which is arranged in sub-paragraph b of first paragraph of Tax Procedure Code art. 359 and moreover investigation and prosecution procedures are mainly examined in the context of practices and Supreme Court decisions.

Taxpayer, Person Liable for Tax, Spurious Invoice, Perpetrator of Offence, Criminal Liability, Obiter Dictum, Cause of Action, Individuality of Penalty, Tax Audit, Calendar Year.

GİRİŞ

İnsanların bir arada yaşamaya başlamasıyla ortaya çıkan devlet müessesesi, toplumsal hayatın ve düzenin devamı için bireyler üzerinde, gerektiğinde onları cezalandıracak kamusal bir otoritenin kurulmasına ihtiyaç duymaktadır. Söz konusu düzenin devamıyla, bireysel ve kamusal ihtiyaçların karşılanması için bir kısım maddi fonların toplanması, yani gelir elde edilmesi gerekir. Bu gelirler arasında, vergi gelirleri oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Dolayısıyla, aynı ülkede yaşayan herkesin bu hizmetlerden yararlanmanın bir bedeli olarak devlete vergi ödemesi gerekir.

Vergi, devletin bireylerden ve kurumlardan kamu giderlerini karşılamak üzere, egemenlik gücüne dayalı olarak, hukuki cebir altında almış olduğu ve tek taraflı olarak belirlediği karşılıksız değerlerdir. Yani kanun yoluyla toplanan paralardır. Anayasamızın 73’üncü maddesine göre herkes, kamu giderlerinin karşılanması için mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Bu ilişkinin bir tarafında alacaklı olarak devlet, diğer tarafında ise borçlu olarak mükellef veya vergi sorumlusu bulunmaktadır.

Mükellef (vergi borçlusu), vergi kanunlarının öngörmüş olduğu tanımlamaya uyan kişidir. Kanundaki tanıma göre “mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüb eden gerçek veya tüzel kişidir.” (VUK m. 8/1). Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, örneğin; gelir vergisi bakımından gerçek kişiler, kurumlar vergisi bakımından da tüzel kişiler vergi mükellefi olmaktadırlar. Vergi sorumlusu ise; bazı durumlarda, verginin ödenmesi bakımından verginin asıl borçlusu (mükellefi) yerine, Kanunun emri çerçevesinde üçüncü kişilerin sorumlu olmasıdır. Bunlar mükellef olmamakla birlikte, vergi borcunun ödenmesinden devlete karşı sorumludurlar. Yasa’daki tanımıyla: “Vergi sorumlusu, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişidir.” (VUK m. 8/2). Vergi sorumlusunu mükelleften ayıran temel farklılık, vergiyi doğuran olayın mükellefin şahsında doğmakta olmasıdır. Vergi sorumlusu ise asıl mükellef yerine; Vergi kesme, defter tutma, fiş, fatura gibi belgeleri alma ve düzenleme, beyanname verme veya yasaların öngördüğü diğer bazı yükümlülükleri yerine getirmekle yükümlüdür.1