Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

7188 Sayılı Kanun’la Ceza Muhakemesi Hukukuna Getirilen Seri Muhakeme ve Basit Yargılama Usulleri

Speedy Proceedings and Simple Trial Procedures That Are Brought Into Law of Criminal Procedure by Law Numbered 7188

Hakan KIZILARSLAN

Ceza muhakemesi hukuku, gelişme sürecinde, alternatif çözüm yolları üreterek, muhakeme dışı yollarla sorunların çözülmesi konusunda önemli yollar kat etmektedir. Bu süreçte, son olarak 7188 s. Kanunla düzenlenen seri muhakeme ve basit yargılama usulleri, muhakemenin hızlandırılması ve yargıdaki iş yükünün azaltılmasıyla, bireylerin ceza kurumlarına uzun süren hak arayışlarından kurtarılarak hızlı ve daha masrafsız muhakeme yapılabilmesi amacıyla hukuk sistemimize girmiş bulunmaktadır. Alternatif çözüm yolları konusunda Anglo-Sakson hukukuna her geçen gün daha çok yaklaşan Kara Avrupası hukuk sistemlerinde, bu yeni usullerin uyumunun sağlanabilmesi için, hukukçularda ve toplumda bu konulardaki farkındalığın geliştirilmesi gereklidir. Alternatif yollar denenirken, bireyin savunma hakkı ve adil yargılanmanın diğer ilkelerinin de göz ardı edilmemesi ve orta yol bulunması en doğrusu olacaktır. Çok hızlı adaletin bazen doğru sonuçlar vermeyebileceğine de dikkat çekmek gerekmektedir. Çalışmamızın konusu, bu yeni usullerin nitelik ve süreçlerinin ceza muhakemesi hukuku genel sistematiği içinde anlatılması ve bu konuda kanunkoyucunun düzenlemelerinin eleştirel bir gözle irdelenmesi hakkındadır.

Ceza Muhakemesi, Alternatif Çözüm Yolları, Seri Muhakeme Usulü, Basit Yargılama Usulü, İtiraf Pazarlığı, İkrar.

In the process of development, criminal procedure law takes crucial and considerable steps to solve the problems through the non-judgmental ways and means by generating alternative solutions. In this process, with the speedy proceedings and simple judicial procedures regulated by Law numbered 7188 have been entered into our legal system in order to accelerate the proceedings and reduce the workload in the judiciary system and to be able to make quick and relatively inexpensive proceedings by rescuing individuals searching for their rights for long-term periods. In the continental European legal systems, which are increasingly approaching Anglo-Saxon law in terms of alternative solutions, awareness of these issues among law society and public is needed in order to ensure the harmonization of these new procedures. While trying alternative ways, it is best not to ignore the individual’s right to defense and other principles of fair trial and to find a proper and acceptable way. It should also be noted that very quick justice sometimes does not give the right results. The subject of our study is to explain the quality and processes of these new procedures in the general systematic of criminal procedure law and to critically examine the legislator’s regulations in this regard.

Criminal Procedure, Alternative Solutions, Speedy Procedure, Simple Trial Procedure, Confession Negotiations, Confession.

Giriş

Ceza muhakemesi hukukunda, kovuşturmanın mecburiliği ve ikincillik ilkeleri üzerinde sürekli konuşulan ve birbirlerine zıt ama tamamlayıcı özellikler gösteren ilkelerdir.

Suç olgusunun haber alınması sonrasında, Cumhuriyet savcısının başlatmak zorunda olduğu soruşturma sürecinde, savcının, soruşturmayı yürütmesi ve yapacağı hukuki değerlendirmeyle sonuçlandırması söz konusudur. Bu aşamada, savcıya tanınan takdir yetkisi ile “maslahata uygunluk ilkesinin” kapsam ve sınırları, “kamu davasının mecburiliği” ilkesinin günümüzde geçerliliği gibi konular, son dönemde en çok dillendirilen konulardandır.

Özellikle, ülkemizde CMK’da “kovuşturmanın mecburiliği” ilkesinin kabul edilmiş bulunması1 ve bu ilkenin katı uygulanması, artan suçlulukla da paralel şekilde, mahkemelerin iş yükünü artırmıştır. Kovuşturma için yeterli delil bulunduğu anlaşılan hallerde, her olayın kovuşturma sürecinin başlaması, özellikle, suçla ilk kez karşılaşmış kişilerin mümkün olduğunca muhakeme mercileriyle karşılaşmamalarının sağlanmasına ve suçla mücadelenin muhakeme süreçlerinden farklı yol ve yöntemlerle sürdürülebilmesine yönelik “ikincillik ilkesinin” uygulanamamasına neden olmuştur.2

Ülkemizde, son dönemlerde kanunkoyucu irade, bu sorunların çoğalmasıyla da orantılı şekilde, kovuşturma ve soruşturma yükünü azaltmaya yönelik birtakım çalışmalar içine girmiştir. Bu süreçte, kabahatler 5237 s. Türk Ceza Kanunu’nun bünyesine dahil edilmeyerek, 5326 s. “Kabahatler Kanunu” şeklinde ayrı bir kanunla düzenlenmiş,3 “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına”, “Soruşturmanın Ertelenmesine”, “Soruşturma Yapılmasına Yer Olmadığına İlişkin Karar”,4 gibi yollarla kovuşturmaları azaltacak ve muhakeme süreçlerini yumuşatacak usullerin uygulanabilmesine imkân tanıyan hukuki düzenlemeler yapılmış, CMK 253. maddesinde yer alan “uzlaşma” hükümleri geniş bir değişiklik görerek, uzlaşmaya konu suçların sayısı artırılmış, uzlaşma yoluyla ilgili yeni kural ve kurumlar oluşturulmuştur. “Önödeme” muhafaza edilmiş, 7188 s. Kanun’la daha da güçlendirilmiş ve kolaylaştırılmıştır.5

Modern ceza ve ceza muhakemesi hukuklarında yaşanan gelişimlerle de uyumlu şekilde, suç olmaktan çıkarma anlayışı güçlenmeye başlanmış, ancak bu yeterli seviyeye ulaşamamıştır.

Suç olmaktan çıkarma kavramı, üç ek faaliyeti kapsamaktadır. Bunlar, doktrin ve uygulamada, suç olmaktan çıkarma (decriminalisation),6 ceza durumundan çıkarma (depenalisation)7 ve kovuşturmadan ayrılma (diversion)8 olarak belirtilmektedir.9

En son olarak ise, “Yargıda Reform Paketi” olarak adlandırılan kanun hazırlığı çalışmasının ilk aşaması, 7188 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun10 şeklinde hukuk sistemimize girmiştir. Hazırlanması sırasında, yönetici irade tarafından sıkça dile getirilen haliyle, bu kanun, yargı sisteminde iş yükünü azaltma ve kovuşturma dışı yollarla da sorunları çözebilmeyi hedefleyen bir metin olarak karşımıza çıkmıştır.

Anlatımlarımız, 7188 s. Kanun’un “Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)” kapsamında yapmış olduğu “seri muhakeme (speedy proceedings)” ve “basit yargılama usulü (simple trial procedures)” konularına ilişkin düzenlemelerle sınırlı olacak ve bu yeni hükümlerin ceza muhakemesi hukuku sistematiğimizdeki hukuki nitelikleri aktarılmaya çalışılacaktır. Çalışma konumuzu oluşturan seri muhakeme ve basit yargılama usulleri, henüz hukuk sistemimize yeni girmiş olmaları ve çalışmamızın bu konudaki ilk çalışmalardan birini oluşturmaları nedeniyle, doktrin ve pozitif hukukta bu konularda henüz yeterli çalışma ve argümanlar bulunamamaktadır. Araştırmacılara ve uygulayıcılara yardımcı olabilmek amacıyla, bu konularda bulunabilen tüm kaynaklar çalışmamızda tüketilmeye çalışılmıştır. Ayrıca, ilgili bölümlerde, çalışma konumuzla ilgili literatür dipnotlar halinde araştırmacıların dikkatine sunulmuştur.

I. Ana Hatlarıyla Ceza Muhakemesi Kavram ve Süreci

Ceza muhakemesi; “toplum düzenini bozan ve suç olarak adlandırılan fiilin işlendiğinin haber alınmasından sonra, failin bulunarak, hakkaniyete uygun bir şekilde yargılandıktan sonra, yasayla belirlenen yaptırımların uygulanmasına kadar süren kolektif faaliyet” olarak tanımlanmaktadır.11 Hukukta, “şekli ceza hukuku” olarak da adlandırılan ceza muhakemesi kavramı, geniş anlamıyla mahkemeler teşkilatını belirtirken, dar anlamda ise muhakemenin devlet eliyle yürütülüş usulü12 kurallarını düzenlemekte, bunu düzenleyen hukuk dalı da “ceza muhakemesi hukuku13 olarak adlandırılmaktadır.

Ceza muhakemesini ve kurallarını yaratan; insanlık tarihinden bu yana süren “toplumsal düzeni sağlama” çabası ve düzeni sarsan olaylarda cezanın verilmesinin14 hangi kurallara göre yapılması gerektiği arayışıdır. Ceza muhakemesi hukuku, düzenlediği alanın ve ilişkilerin niteliği gereği15kamusal karakterli” bir hukuk dalıdır.

Ceza muhakemesi ilke ve kuralları, insanlık tarihinden bugüne kadar yaşanan olaylardaki milyonlarca insanın kanı, canı ve ıstırabıyla oluşmuş kavram ve ilkeler olup, acıların yaşanarak öğrettiği kurallar halindedir. Devlet cezalandırma yetkisini milletten almakta,16 ancak, bu yetkiyi kullanırken, insanoğlunun varlık sürecinden bu yana gelen temel hukuk kurallarını ve insan hakları kavramlarını esas alarak bu faaliyeti yürütmek zorunda bulunmaktadır.

Ceza muhakemesi ile yürütülen faaliyet, bir tür “niza”nın (uyuşmazlığın) giderilmesi faaliyetidir. Toplumda, ceza hukukunun konusuna giren bir cezai niza (uyuşmazlık) hali oluşmuş, ceza hukukunun toplum düzeninde oluşan bu yara halini giderebilmesi için, bir yol göstericiye, kendisine doğruları ve maddi gerçeği gösteren ışığa ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Ceza muhakemesi bu süreçte, maddi gerçeğe ulaşma yolunda (ancak her şeye rağmen değil) gayret göstererek hüküm kurulması faaliyetinin ana yol ve kurallarını belirlemektedir. Bu noktada, ceza muhakemesinin, aslen “ceza (suç) hukukunun amaçlarını gerçekleştiren bir vasıtası olduğu” iddia edilmektedir. Ancak ceza muhakemesinin ayrı bir karakteri olan hukuk dalı olması, hukuki gerçeğin yaşayan bir varlığı olması nedenleriyle bunun doğru olmadığı,17 artık günümüzde ceza muhakemesi, kendi yapısı ve kuralları olan özerk bir hukuk dalı olarak kabul edilmektedir.