Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Alman Federal Yüksek Mahkemesi’nin Satıcının Zapttan Sorumluluğuna İlişkin Bir Kararı

A Decision of the German Federal Supreme Court on the Seller’s Liability for the Defects of Title

Kerem ÖZ

İkinci el motorlu aracı konu alan bir satış sözleşmesinde taraflar, satıcının maddî ayıptan sorumlu tutulmayacağı hususunda anlaşmış ve ayrıca bir de satılanda hak ayıbı olmadığını açıkça sözleşme hükmü hâline getirmişse, bahsi geçen sorumsuzluk kaydı Medeni Kanun (MK) prg.435’teki hak ayıplarını değil, yalnızca MK prg.434’teki maddî ayıpları kapsar.

Satış Sözleşmesi, İkinci El Motorlu Araç, Maddî Ayıp, Hak Ayıbı.

The warranty exclusions shall apply only to the (material) defects under § 434 BGB rather than the defects (in title) under § 435 BGB, if the seller and buyer agreed to exclude or limit the warranty obligation and explicitly approved that (used) motor vehicle is free from any rights enforceable by third parties against the buyer.

Sale Contract, Pre-owned Motor Vehicle, Material Defect, Defect in Title.

Hükmün Kısa Özeti

Davacının temyiz talebi üzerine Koblenz Eyalet Yüksek Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 16 Eylül 2015 tarihli kararı kaldırılmıştır.

Dosya, yeniden duruşma yapılması ve temyiz yargılamasının masrafları hakkında verilecek karar da dâhil olmak üzere yeni bir karar verilmesi için İstinaf Mahkemesi’nin başka bir hukuk dairesine iade edilmiştir.

Somut Olay

1. Davacı, davalıdan 29 Kasım 2012 tarihinde 30.000 € karşılığında ikinci el binek araç (Audi A6) satın almıştır. Daha önceden hazırlanan matbu sözleşme metninde kullanılan ifade yalnızca aşağıdakinden ibaret olmamakla birlikte, şu şekildedir: “İşbu sözleşmeyle satıcı, her türlü ayıptan sorumsuz olacak şekilde motorlu aracı alıcıya satar.”

2. Bunun dışında, sözleşmenin sonraki sayfasında yandaki ifade yer almaktadır: “Satıcı, motorlu aracın ve eklentilerinin (aksesuarlarının) maliki olduğunu teyit eder. Bunlar üzerinde üçüncü kişi hak sahibi değildir.”

3. Davacı, avukatı aracılığıyla davalıya gönderdiği 15 Nisan 2013 tarihli yazıyla, satış sözleşmesinden döndüğünü ve bu sözleşmeyi aldatma sebebiyle iptal ettiğini bildirmiştir. Bu yazının içeriğine göre; kolluk, İtalyan makamlarının davaya konu araç hakkında Schengen Bilgi Sistemi’ne (Sistem) “çalıntı” kaydı düştüğünü ve bunun üzerine araç için Avrupa genelinde arama emri çıkarıldığını, bu nedenle savcılık makamının araca her zaman el koyabileceği hususunda, ruhsatı aldıktan sonra davacıya bilgi vermiştir. Kolluğun beyanına göre hakkında hâlihazırda devir (temlik) yasağı bulunan davalının, davacı sormasa da, haberdar olduğu bu arama emrinden sözleşme kurulurken bahsetmesi gerekirdi. Fakat davalı, bunu yapmak yerine ayıbı hileyle gizlemiştir.

4. Davacı, açtığı davada aracı geri vermeye hazır olduğunu bildirmiştir. Buna karşılık, kilometre hesabı yapılarak kullanım bedelinin düşülmesi suretiyle satış bedeli ve boşuna yaptığı harcamalardan ibaret toplam 30.531,69 € ile dava öncesi vekalet masraflarının her bir alacak kalemine işletilecek faizle birlikte kendisine derhal iadesini talep etmiştir. Dava, alt derece mahkemelerinde reddedilmiştir. Koblenz Eyalet Yüksek Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin oluruyla başlayan temyiz yargılamasında davacı, dava dilekçesindeki taleplerini tekrarlamıştır.

Kararın Gerekçeleri

5. Temyiz talebi kabul edilmiştir.