Arama yapmak için lütfen yukarıdaki kutulardan birine aramak istediğiniz terimi girin.

Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu Hükümleri Uyarınca Suçluların İadesi

Extradition on the Law of International Forensic Cooperation in Criminal Issues

Alp Tolgahan SERTTAŞ

Suçluların iadesi bir devlet toprağının başka bir devlette suç işlemiş olan kimselere sığınak oluşturmaması ve bu kimselerin cezasız kalmaması yoluyla adaletin sağlanması düşüncesine dayanmaktadır. Bu bağlamda devletler arasında suçluların iadesine ilişkin ikili ve çok taraflı anlaşmalar yapılmaktadır. Hukukumuzda suçluların iadesi, 2016 tarihli ve 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu ile düzenlenmektedir. Bu çalışmanın amacı suçluların iadesi konusunu 6706 sayılı Kanun bağlamında incelemek ve eski düzenleme ile kıyaslayarak açıklamaktır.

Suçluların İadesi, Adli İşbirliği, SİDAS, Talepname, Yargı Yetkisi.

The extradition of criminals is based on the idea that a state’s territory should not provide shelter for those who have committed a crime in another state and that justice should be ensured through the impunity of such persons. In this context, bilateral and multilateral agreements are made between states for the extradition of criminals. In our law, extradition of criminals is regulated by the Law on International Judicial Cooperation in Criminal Matters dated 2016 and numbered 6706. The aim of this study is to examine the issue of extradition in the context of Law No.6706 and to compare it with the old regulation.

Extradition of Criminals, Forensic Cooperation, European Convention on Extradition, Requisition, Jurisdiction.

Giriş

Yabancı bir devletin topraklarında suç işleyenlerin, başka devlet topraklarına kaçmak ile cezasız kalmaması ve bu şekilde kamu güvenliğinin ve ceza adaletinin sağlanması amacıyla suçluların iadesi kurumu geliştirilmiştir. Devletlerin karşılıklı işbirliğine dayanan suçluların iadesi kurumu, Türk hukukunda günümüz itibariyle 2016 tarihinde çıkarılan 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu’nda (UAİK) düzenlenmiş bulunmaktadır. Bu Kanuna ilaveten Türkiye Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi’ne de (SİDAS) taraftır. Sözleşmeye taraf olan devletlerin sayısının azımsanmayacak sayıda olması, Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi’nin uygulama alanını önemli ölçüde genişletmiş bulunmaktadır. Sözleşmeye taraf olmayan devletler ile girilecek suçluların iadesi ilişkilerinde, eğer devletler arasında bu konuda ikili bir anlaşma da bulunmaması halinde Adli İşbirliği Kanunu uygulama alanı bulacaktır. Aynı şekilde, Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesinde yer almayan hükümler, Adli İşbirliği Kanunu ile tamamlanacaktır.

Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu’nda esasen Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesinden bağımsız bir düzenleme yer almamaktadır. Bu bağlamda, çalışma kapsamında suçluların iadesi her iki düzenlemede yer alan hükümlere aynı anda yer vermek suretiyle ele alınacak, farklı ya da eksik olan kısımlar vurgulanacaktır. Çalışmanın ilk kısmında suçluların iadesinin esasları başlığı altında iade işleminin tanımına ve unsurlarına ve şartlarına detaylı bir şekilde yer verilecektir. İkinci kısmında ise suçluların iadesinde uygulanacak usul Adli İşbirliği Kanunu ve Ceza Muhakemesi Hukuku bağlamında ele alınacaktır.

I. Suçluların İadesi İşleminin Esasları

Suçluların iadesi, sınır dışı etme işleminin yanı sıra yabancıların kişi dokunulmazlığına getirilen ikinci bir istisnadır.1 Bir devletin ülkesinde bulunan kişinin başka bir devlet ülkesinde işlemiş olduğu bir suçtan dolayı şüpheli veya sanık olması halinde, hakkında soruşturma veya kovuşturma işlemlerinin yapılması amacıyla ya da hükümlü bulunması halinde ise hakkında hükmedilen cezanın infaz edilmesi amacıyla, yetkili devlete talep etmesi halinde iadesini sağlayan adli ve siyasi süreç suçluların iadesi olarak ifade edilmektedir.2

Bir devletin suç ve suçlulukla tek başına mücadele etmesinin zor olmasından hareketle ortaya çıkan iade kurumu; devletin egemenlik alanında işlenen veya işlediği iddia edilen suç dolayısıyla sanık yahut mahkûm olan kişinin başka bir devletin egemenlik alanına kaçmak yoluyla yargılanmaktan veya mahkûm olduğu cezanın infazından kurtulamamasını sağlamaktadır.3 Bu bağlamda suçluların iadesi bir devlet toprağının başka bir devlette suç işlemiş olan kimselere sığınak oluşturmaması ve bu kimselerin cezasız kalmaması yoluyla adaletin sağlanması düşüncesine dayanmaktadır diyebiliriz.4

Suçluların iadesi kurumunun pek çok hukuk dalını ilgilendiren yönü bulunmaktadır. İki devlet arasında bir hukuki ilişkiye neden olması sebebiyle uluslararası hukuku, iadeye konu olan eylemin suç teşkil etmesi nedeniyle ceza hukukunu ve iade konusu olan kimsenin yabancı olması sebebiyle de uluslararası özel hukuku ilgilendiren boyutu bulunmaktadır. Zira Anayasanın5 38. maddesine göre vatandaş kural olarak işlediği suç nedeniyle başka bir devlete iade edilemeyecektir. İstisnası ise Uluslararası Ceza Divanına (UCD) taraf olmanın getirdiği yükümlülüklerdir. Mevcut durumda Türkiye’nin UCD’ye taraf olmamasının sonucu olarak ülkemiz açısından suçluların iadesi sadece yabancılar bakımından geçerli olan ve yabancıların kişi dokunulmazlığına getirilen bir istisnadır.

Sınır dışı etme; kendi ülke vatandaşlarından olmamak kaydıyla her devletin, kendi ülkesinin düzenini ve güvenliğini korumak için, davranışları tehlikeli görülen yabancıları6 ülkeden çıkarması olarak tanımlanmaktadır.7 Devletler yabancıları sınır dışı etme konusunda münhasır yetkiye sahip olmakla birlikte8 bu yetki, uluslararası anlaşmalarla, ulusal mevzuat hükümleriyle ve uluslararası nezaket kuralları çerçevesinde kısıtlanabilir.9 Tük hukukunda yabancıların sınır dışı etme işlemleri 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun (YUKK)10 52-60. maddeleri arasında düzenlenmiştir.11

Sınır dışı etme işlemi ile suçluların iadesi arasında hukuksal anlamda farklılıklar bulunmaktadır. Sınır dışı etme tek devletin kararı ile gerçekleşebilir iken, iade için iki devletin karşılıklı anlaşmasına, bir taraftan istem gelirken diğer taraftan da bu istemin kabulüne dair olumlu bir karara ihtiyaç vardır.12

Sınır dışı edilen kişinin gideceği ülke noktasında sınırlama olmazken, suçluların iadesi işleminde iade edilen yabancı sadece istemde bulunan ülkeye gidebilir, herhangi üçüncü bir ülkeye gitmesi söz konusu değildir. Suçluların iadesi, suçluların cezasız kalmaması prensibine dayanan bir devletler hukuku işlemi iken, sınır dışı etme işlemi; ekonomik, siyasi ve güvenlik amaçları ile alınan yerel bir karardır.13

Sınır dışı etme ile geri verme işlemleri arasındaki tek ortak nokta ise her iki işlemin de uygulanacağı kişilerin yabancı olmasıdır.14 Ancak sınır dışı etme işlemi bakımından kural olarak vatandaşın sınır dışı edilemeyeceği prensibi geçerli iken, Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülüklere göre vatandaş, işlediği suç sebebiyle başka bir devlete iade edilebilecektir (Anayasa m.38/son).